Halepçe’den tarihe bir belge bırakmak için
Bu belgesel çalışması nasıl oluştu?
Necmettin Salaz: Ben bir kitap yazmayı düşünüyordum Halepçe’ye dair. Oraya gidecekken film düşüncesi oluştu. Bu düşüncenin fikir babası Fatin’dir çünkü ben sinemacı değilim.
Fatin Kanat: Biz Sinetopya Grubu olarak tarihsel olarak yaşanmış, Dersim Katliamı, faili mechuller, 12 Eylül dahil, bütün bunlara dair bir planımız vardı. Ama Halepçe’ye özel bir film yapma fikri Necmettin’in kitap yazma düşüncesiyle ortaya çıktı.
İLK GÖSTERİM HALEPÇE YAPILDI
Belgeseller içerisindeki tanıklarla konuşmak ve belgelere, görüntülere ulaşmak zor olmadı mı?
F.K: Hiç kolay olmadı. Onlarla röportajı sağlayan ekibin başındaydı Necmettin.Yani, o hadiseleri yaşamış, rastlantısal bir biçimde sağ kalmış insanların bugün konuşmakta zorlandığı bir meseleydi bu. Hiç kolay olmadı ama sonucunda ne için anlatılacağı konusunda ikna oldular. İlk gösterimimizi Halepçe’de yaptık. O daha uzundu ve Halepçe’de bizimle konuşan herkesin kendi yüzünü gördüğü bir versiyondu. Onlar kendi yüzlerini gördüklerinde bunun iyi bir çalışma olabileceğine ikna oldular. Arşiv konusunda da Kürdistan TV gibi yerel televizyonların desteğini aldık. Halepçe Müzesinin de arşiv desteğini aldık. Halepçe’ye gittiğimizde kendimiz de yeniden çekimler yaptık.
“Böyle bir soykırım sadece Kürtlere yapılabilir” diye bir sözü var İsmail Beşikçi’nin belgesel içerisinde...
F.K: Dünyada soykırım sadece Kürtlere uygulanmadı. İsmail Hoca’nın buradaki kastının şu olduğunu düşünüyorum: 1974’te geçen hikayelerde Kürdistan çok yoğun bir biçimde bombalanırken ben o zaman 16 –17 yaşında bir gençtim ve o bombalamaları, dünyada tek kınayan örgüt Dünya Hayvanları Koruma Örgütü olmuştu. Bu, Kürtlerin kendini yalnız hissetmesinden, o yalnızlığı sürekli bir psikoloji olarak yaşamasından kaynaklı bir durum. İsmail Hoca o bölgede yoğun olarak çalışan bir sosyolog, bir bilim adamı olduğu için o yalnızlığın ne menem bir şey olduğunu bilmekten kaynaklı öyle bir laf ettiğini sanıyorum.
N.S: Kitabı (Ortadoğu’nun Hiroşiması: Halepçe/Necmettin Salaz) filmin iskeleti gibi düşünürsek kitap biraz daha geniş tabii. Filmde de kitapta da derdimiz tarihe bir belge bırakmaktı. (Ankara/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et