Katil bilirdik asla insan bilmezdik
Hasan’dan haber alamayışımızın üzerinden 10 günden fazla zaman geçmişti. Gittiğimiz her yerde kapılar yüzümüze kapatılıyordu.Hayri Kozakçıoğlu görüşme talebimizi reddedince 4 Nisan 1995’de valilik demirlerine kendimizi zincirledik. Vücudumuzu sıkan zincirin izleri 18 yıldır bedenimizde duruyor...Ama y&uu
Hayri Kozakçıoğlu görüşme talebimizi reddedince 4 Nisan 1995’de valilik demirlerine kendimizi zincirledik. Vücudumuzu sıkan zincirin izleri 18 yıldır bedenimizde duruyor...
Ama yüreğimize işlenen başka bir yanı var bu zincirleme eylemimizin. Annemizin ilk kez gözaltına alınışı...
Gözlerinizin önünde dövüyorlar annenizi. Birbirimize “dayan ha, yıkılma” deyişlerimiz kulağımda...
Bu gözaltımızın üzerinden 10-15 gün kadar geçmişti. Ülkenin her sokağında Hasan’ın resmi ve ismi vardı.
Vali Hayri Kozakçıoğlu bizimle görüşecegini iletti bize. Annem biz valiyle görüştüğümüz zaman oğlunu aradığı için Ulucanlar Cezaevi’ndeydi.
Ben, babam, Aysel ve avukatımız birlikte gittik Kozakçıoğlu ile görüşmeye.
Açlık grevimizin devam ettiği CHP il binasından çıkığ valilik binasına gitmiştik. Bizi karşılayan danışman ve sekreterlerinden başladı gerginlik.
-Çay içer misiniz?
-Hayır
-Içmeyin ... Açlık grevindesiniz değil mi! deyip gülüşmeleri insanlıktan nasiplerini almadılarının göstergesiydi.
Bir süre bekledikten sonra Kozakçıoğlu’nun odasındaydık...
İnsan görünümünde olsa da, insan olmadığını bir kez daha ispatlamıştı bizlere.
“Bizim kayıtlarımızda Hasan Ocak diye bir isim yok. Bizim arananlar listemizde de yok” derken yüzündeki alaycı tavır dün gibi gözümün önünde.
Ayhan Çarkın itiraflarda bulunduğunda “Cumartesi Anneleri kabusum oldu” demişti. Kozakçıoğlu’nun kabusunda ne olduğunu hiçbir zaman ögrenemeyecegiz belki.
Adaletin yerini bulmadığı bu topraklarda, yargılanmadan intihar etmesine sevinmek mi gerek şimdi?
Encü Dilcan Acer’in dediği gibi şimdi arkasından;
“Katil Bilirdik”
“Katliamcı Bilirdik”
“Asla İnsan Bilmezdik”
diyeceğiz..
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
