Gazeteciler için elverişsiz ortam!
UNESCO, Güneydoğu Avrupa ve Türkiye’deki medya görünümüne ilişkin yeni bir web sitesi açtı. Sitede Türkiye basını eleştirildi.
Türkiye’nin son olarak Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) tarafından, “Basın özgürlüğünün krizde bulunduğu” bir ülke şeklinde tanımlandığını belirten UNESCO, Komite’nin Türkiye’yi “dünyada hapishanelerinde en çok gazeteci bulunan ülke” ilan ettiğini hatırlattı. CPJ raporuna göre Türkiye’de ağustos itibarıyla 76 gazetecinin hapiste bulunduğunu kaydeden UNESCO rakamlarda anlaşmazlık olduğunu bildirdi.
Gazeteciler Cemiyetinin “94 gazeteci hapiste” olduğunu söylediği, Carnegie “Türkiye’de Basın Özgürlüğü” raporunda ise Hükümet, sivil toplum örgütlerinin hapsedilen gazeteci sayısında anlaşmazlık içinde bulundukları bilgisinin yer aldığını kaydeden UNESCO, rakam anlaşmazlığının yapıcı reformları engelleyen düşmanca bir havaya yol açtığını bildirdi.
RTÜK DE NASİBİNİ ALDI
UNESCO’nun Güneydoğu Avrupa ve Türkiye basınının durumuna ayırdığı yeni sitesinin Türkiye bölümünde şu bölümler yer aldı:
“Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatına göre tutuklanan gazeteciler temelde Ceza Kanunu, Terörle Mücadele Kanunu ve Basın Kanunu’nun bazı hükümleriyle suçlandı. Bunun dışında davaların büyük bölümü KCK ile ilgili.
* UNESCO’nun Profesyonel Gazetecilik ve Özdenetim standartlarının belirttiği gibi ülkede profesyonel gazeteciliğin düzeyi çok düşük ve araştırmacı gazetecilik iyi gelişmemiş. Devletin medya üzerindeki etkisi çok güçlü ve yasal çerçeve de kısıtlayıcı. Bunun dışında medya sahipleri editoryal içerik üzerinde de gazeteciler üzerinde doğrudan kontrole ya da oto sansüre dönüşen büyük bir güçten yararlanıyor. Sonuç gazeteciler için elverişsiz bir ortam ve vatandaşlarda medyaya karşı bir güvensizlik oluyor.
* TESEV’in 2012’deki bir çalışması Türk medya piyasasının yapısını ayrıntılı olarak açıklıyor. Ayrıca raporun da işaret ettiği şekilde ülkede sektörü düzenleyici otoriteler bağımsız olarak tanımlanmamış ve genellikle siyasetin etkisinde oldukları için eleştiriliyor.
* Uluslararası Freedom House 2012 endeksinde ülkedeki basın özgürlüğünün durumunu ‘kısmen özgür’ diye tanımlamıştı ve Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütüne göre ülke ‘zor bir durum’ yaşıyor. Genelde durum basın için son iki ya da üç yılda kötüleşti. Televizyon ana haber kaynağı ve en popüler medya, halkın yüzde 90’ı tarafından düzenli olarak ve günde 5 saat izleniyor. (TESEV 2011 raporu.)
* Kamu yayın servisi olarak TRT var, 1964’te kuruldu, 15 televizyona dokuz radyo kanalına sahip. Çok sayıda 1000’den fazla özel radyo istasyonu bulunuyor.
* İnternet kullanıcılarının sayısı artıyor ve bu medya giderek daha fazla bir haber kaynağı haline geliyor. 2012’de İnternet’e giriş oranı yüzde 45.7 idi ve kullanıcıların yarısı İnter-net’i bir haber kaynağı olarak gördüklerini belirtiyorlardı. Sosyal ağ kullanıcı artışında da patlama görülüyor ve en fazla kullanılan web siteleri arasında, ağustos 2011 itibarıyla kullanıcıların online olduklarında vakitlerinin yüzde 28.8’ini geçirdikleri Facebook var. İnternet özgürlüğü de ülkede ciddi bir endişe konusu: Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü ülkeyi 2012 raporunda İnternet Düşmanları arasına yerleştirdi. Hükümetin web sitelerini bloke etme uygulamaları ve bunun kriterleri halka açık değil.”
UNESCO’NUN YENİ SİTESİ NE?
UNESCO’nun Güneydoğu Avrupa ve Türkiye’deki durumu ele aldığı yeni web bölümü, aynı kurumun “Profesyonel gazetecilik standartları ve etik kurallar” adlı web sitesinin bir parçası ve Arnavutluk, Bosna Hersek, Karadağ, Makedonya, Sırbistan, Türkiye ve Kosovo’daki medya görünümüne ilişkin kamuoyuna bilgi veren bir kaynak işlevi görüyor.
CHP’DEN TUTUKLU GAZETECİ RAPORU
CHP Cezaevi Komisyonu’nda yer alan milletvekilleri “Tutuklu Gazeteciler Raporu”nu hazırladı. İngilizceye çevrilecek olan rapor, uluslararası gazeteci örgütlerine gönderilecek. CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, raporu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a da göndereceklerini söyledi.
ANKA’ya konuşan Ağbaba, Muş, Mardin, Diyarbakır, Tekirdağ, Kocaeli, İzmir, Ankara’da bulunan cezaevlerini gezdiklerini, 59 tutuklu gazeteci ile görüştüklerini belirterek, “İddianamelerine tek tek baktık, kendileriyle görüştük. Kaçı KCK, kaçı Ergenekon’dan kaçı başka davalardan yattığına baktık. Pozantı Cezaevindeki haberi yapan gazetecinin tutuklanma sebebi devletin mahremiyetini açığa çıkarmak. 1 Mayıs, 8 Mart, YÖK protestosu gibi öğrenci eylemlerini yapanların tutuklu olduğunu gördük. Dünyada en çok tutuklu gazetecinin olduğu ülkenin bizim memleketimiz olduğunu gördük” dedi.
‘TMK’NİN DEĞİŞMESİ LAZIM’
Terörle Mücadele Kanunu’nun değişmesi gerektiğini ifade eden Ağbaba, “Gazetecilik faaliyetinin suç sayılmaması lazım. Gazetecilerin içeride bulunma sebebi döneme bağlı olarak bulunuyor. Dönemin siyasi koşullarına göre. Örneğin cezaevindeki gazetecilerin birçoğu Kandil’de gidip haber yapmak diye suçlanıyor. Kandil ile haber yapmak suçsa PKK militanları ile görüşmek suçsa geçtiğimiz hafta Kandil’e giden insanların tutuklanması lazım. Gazetecilerin tutuklu olmalarının sebebi günün siyasi koşulları” dedi. (ANKA)
Evrensel'i Takip Et