Hayatım futbol
Öncelikle haftalık dijital futbol dergisi çıkarma fikri nereden doğdu? Dergi ilk çıkışından sonra da bir ara vermişti ve sonra tekrar yayına başladı. Süreci de anlatır mısınız?
Ülkemizde gündemi haftalık olarak takip eden bir futbol dergisi yoktu maalesef. Dünyadaki kaliteli futbol yayınlarına baktığımızda birçoğunun periyodunun haftalık olduğunu görüyoruz. Çünkü futbol haftalık bir oyun. Türkiye’de spor siteleri çok anlık yaşıyor, derinlikli içerik üretme şansları yok. Aylık basılı dergilerin ise günceli yakalaması çok güç. Amacımız hem futbol külliyatına değerli yazılar bırakmak, hem de bugünün değerli konularını hak ettiği derinlikte işleyebilmek.
Dergi ilk döneminde 2005’te Tuncay Yavuz önderliğinde çıkıyordu. O dönem için ilgi de çekmişti ancak basılı dergi olma hayali gerçekleşmedi. Teknolojinin dijital bir dergi için daha uygun hale gelmesi ve çevremizdekilerin teşvikleriyle Hayatım Futbol’u Türkiye’nin önde gelen blog yazarlarının oluşturduğu yeni ekibiyle profesyonel bir şekilde çıkarmaya başladık.
Dergi Türkiye’nin takip edilen ve beğenilen blog yazarlarını bir araya getirmiş durumda. Bunu nasıl başardınız?
Zaman içinde birçoğumuz birbiriyle tanışmıştı, ortak paydamız zaten futbol. Hatta Hayatım Futbol’dan önce de basılı bir dergi çıkarıp çıkarılamayacağı tartışmış, sonra rafa kaldırmıştı. Ekip hazırdı, dergi sonradan geldi kısacası.
Büyük bütçeli ve okurlara daha kolay ulaşabilen futbol dergileri var. Hayatım Futbol’un bu dergilerle bir rekabeti var mı ya da kendinizi bu dergilerden ayırdığınız noktalar?
Diğer dergilerle rekabet? Türkiye’de düzenli olarak çıkan 2-3 tane futbol dergisi var zaten. Orada çalışanlar da çok sevdiğimiz arkadaşlarımız. Gerektiğinde biz onları destekliyoruz. Gerektiğinde de sağolsunlar onlar bizden desteklerini esirgemiyor.
Bildiğiniz gibi haftalık bir futbol yayını yok Türkiye’de. Biz bu işe rekabetten daha çok bir eksikliği doldurmak isteyerek girdik.
Televizyon farklı birşey. Diğer yapılan işleri eleştirmek ne kadar doğru tartışılır ama iki kelam çevirebiliriz herhalde üzerine. Bu tip programların izleyicisi yok değil, var. Dünyanın en fazla televizyon izleyen ülkelerinden biriyiz. Her birey de istediğini izlemekte serbest. Tabii TV geniş kitlelere hitap ettiğinizden dolayı biraz bu yayınları yapan insanların sorumluluk hissetmeleri gerekiyor. Çünkü sizi kaale alan ve söylediklerinizle belki de kişiliklerini oluşturan insanlar var. Futbolu hâlâ delicesine seven insanlar topluluğunun eğitim düzeyi düşük. Bu yüzden geniş kitlelere hitap eden insanların söylediklerine, eylemlerine dikkat etmesi gerekiyor. Aynı şekilde kitleleri kendilerine hayran bırakan futbolcular da sözlerine ve eylemlerine dikkat etmeli. Futbol ortamının kötülüğünde sadece bunlar suçlu değil elbette ama payı yok diyemeyiz.
Maddi açıdan zorlandığınız noktalar oluyor mu? Yani Hayatım Futbol hep olacak mı?
Umarım hep olacak. Maddi sorunlarımız tabii ki var. Kendi yağımızla bile kavrulduğumuzu söylemek zor. Ücretsiz yayın yapıyoruz, sponsorlara bağlıyız. Hayatım Futbol’u gelir kapısı görmüş olsak şimdiye kapanmıştı. Sponsor desteğini kesiği gün Hayatım Futbol da yayınını kesmek zorunda.
Sıkça sorulan bir soru da derginin dijitalden ileri giderek raflarda yerini alıp, almayacağı? Böyle bir planlama var mı? Ya da raflarda dergi olarak yerinizi alabilmeniz için neler gerekiyor? Madalyonun görünmeyen yüzünü de anlatır mısınız?
Çok az dergi okuyoruz, futbol kültürüne ilgi duyan insan az. Türkiye’nin en çok satan dünya markası dergisinin de durumu ortada. Bizler gibi sadece yazmaktan anlayan insanların pek başarabileceği şey değil. Para kazanamayan patron da bu işle uğraşmak istemez tabi ki. Basılı derginin hem basım hem de dağıtım maliyeti var. Dağıtımlarda bile çeşitli çeşitli kurnazlıklar duyuyoruz. Bu konuda bize destek olacak birileri olmadıktan sonra basılı olarak Hayatım Futbol’u raflarda görmek biraz hayal geliyor açıkçası.
(Diyarbakır/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et