19 Mayıs 2013 12:41

Ayaklanmadan önce Mısır işçisi

"İşçi hareketinin mücadelesi bugünün halk devrimine zemin hazırladı.”(1)25 Ocak halk ayaklanmasına işaret eden ve devrimi sahiplenen Mısır sendikal hareketine yönelik kapsayıcı araştırmalardan birisi, Petrol-İş Sendikası’nın “Mısır’da Sendikal Hareket” başlıklı dosyası.  Dosyada ilk dikkat çeken

Ayaklanmadan önce Mısır işçisi
Paylaş
İlyas Coşkun

25 Ocak halk ayaklanmasına işaret eden ve devrimi sahiplenen Mısır sendikal hareketine yönelik kapsayıcı araştırmalardan birisi, Petrol-İş Sendikası’nın “Mısır’da Sendikal Hareket” başlıklı dosyası.  Dosyada ilk dikkat çeken nokta, 1998-2010 arasında 2 milyon işçinin 3 bin 500 dolayında grev ve protesto gösterisi düzenlemiş olmasıdır. Bu da Tunus’ta olduğu gibi Mısır’da da işçi sınıfının devrimdeki yadsınamaz rolüne işaret ediyor. Mısır’daki toplumsal gelişmeleri anlamaya çalışırken bu sefer de işçi hareketinin dününe ışık tutuyoruz.

Mısır işçi hareketine yönelik, özetin özeti: Mücadele deneyimleri 1899’a kadar giden sendikal hareket ilk zamanlar özellikle yasal olarak tanınma ve kabul görme mücadelesi veriyor. İşçi sınıfı Nasır iktidarına kadar hem sınıfsal hem de antiemperyalist talepler etrafında bir araya gelerek birçok grev ve direnişe imza atıyor. Monarşi döneminde olduğu gibi Nasır iktidarı da sendikal hareketi bastırmak için uğraşırken hükümet kontrolü altında olması şartıyla 1957’de Mısır İşçileri Federasyonu’nun kuruluşuna izin veriliyor.

BAĞIMSIZ SENDİKAL MÜCADELE ARAYIŞI

Mısır’da devlet güdümündeki sendikacılığa karşı en somut adım ise 30 Ocak 2011’de atılıyor. Bu tarih, Mısır halkının Tahrir başta olmak üzere Mübarek’in istifası için alanlara indiği günden beş gün sonraya denk geliyor. ‘Devlet federasyonunun’ 27 Ocak 2011’de hükümete yönelik her türlü protestoya karşı olduğunu ilan eden açıklaması mücadeleci sendikal hareket için bardağı taşıran son damla oluyor ve 30 Ocak’ta Mısır Bağımsız Sendikalar Federasyonu’nun kuruluşu ilan ediliyor. Bildirgede ‘tüm yurttaşlara çalışma hakkı, asgari ücretin yükseltilmesi, sosyal hakların garanti altına alınması, insan onuruna yaraşır bir emekli maaşı, örgütlenme özgürlüğü, genel af’ gibi bir dizi ekonomik ve demokratik talep sıralanıyor. Bildirgede dikkat çeken nokta, tüm işçilere işyerlerinde ‘sivil komiteler’ kurma ve ‘hayati sektörlerdeki işyerleri hariç’ grev ve protestolar düzenleme çağrısıdır. Bu ‘hassasiyet’, bağımsız sendikal hareketin ne derece siyasallaştığını ve mücadele içinde sınıf partisinin eksikliğini göstermeye yetiyor.

MAHALLA’DA GREV VAR!

2011 ayaklanması öncesi en önemli mücadele merkezlerinden birisi kamuya ait fabrikalarda binlerce tekstil işçisinin çalıştığı Mahalla kenti oluyor. 2006 yılında binlerce işçiyi, üstelik devlet kontrolündeki bir sendikal anlayışa rağmen mücadele ve greve iten çokça sebep var. Sırasıyla; işçilerin, 90’lı yıllarda IMF ve Dünya Bankası tavsiyeleri sonucu başlayan özelleştirmelerde sıranın kendi fabrikalarına geleceğini düşünmeleri. Yoksulluk sınırının altında yaşamaya mecbur bırakan ücretler. Buğday ihtiyacının yarıdan fazlasını ithal etmek zorunda kalan ülkede artan gıda fiyatları ve sonucunda yaşamın dayanılmaz hale gelmesi (Aslında bu sorunun yakıcılığını, gösterilerde öfkeyle elinde ekmek sallayan insanların yüzlerinden de anlayabiliriz). Gösterilerde bağımsız işçi komitelerinin ön plana çıkması ise, sendikaların Mübarek’in Ulusal Demokratik Partisi ile olan yakınlığına duyulan öfkeden kaynaklanıyor. Diğer yandan grevi kadın işçilerin başlatmış olduğunu, erkek işçilerin daha sonra greve katıldığını da es geçmeyelim. Tüm bu gelişmelere, 90’lı yılların sonunda devlet arazilerinin feodal beylere verilmeye başlanması ve yoksul köylü kesiminin kırdan kente göçüyle beraber geleceksizliğe terk edilmesini de eklediğimizde, Mübarek iktidarına karşı bir hayli öfkenin birikmiş olduğunu görüyoruz. Ayrıca o dönem ‘Ne Mübarek ne de Müslüman Kardeşler (MK)’ diyenler için yükselen sınıf hareketi, “adil ücret, örgütlenme hakkı ve ifade özgürlüğü talepleri bütün toplumsal kesimleri –din temeline değil geniş bir demokratik gündem temelinde- birleştirme gücüne sahip” olarak görüldüğünü de ekleyelim.

BİRLİKTELİK VE GÜVEN ESAS GÜÇ

2007 ve 2008’deki yine Mahalla merkezli kentlerde öne çıkan talepler geçmiş talepleri de aşar nitelikteydi. Bunda işçi hareketinin kazandığı güven ve birlikteliğin gücü hayli etkili oldu. Örneğin greve çıkan işçiler, kendi fabrikalarına özgü taleplerin ötesinde asgari ücretin yükseltilmesi ve ücretlerinin yoksulluk sınırının üzerine çıkartılması gibi istemlerde bulunuyordu.

Hem Joel Beinin’in hem de Doç. Dr. Mehmet Dalar’ın Müslüman Kardeşlerin işçi sınıfına yönelik tutumuna yönelik aktarımlarına dayanarak, MK’nin bu konuda genel geçer bir program ve söylem sahibi olmak yerine ‘duruma ve koşula göre’ hareket ettiğini söyleyebiliriz. Grev ve gösterileri Mübarek iktidarı engellemeye çalışırken ve baskıya başvururken, Mursi iktidarı ise bu araçları eskisi gibi tüm Mısır halkına karşı kullanmaktan geri durmuyor. Eski rejimden tek farkı ise, bunu ‘devrimin gerçek sahibi olduğunu’ iddia ederek yapıyor olması!


MK’NİN PRAGMATİST TAVRI

İlgili dosyada Beinin, “işçi dayanışmasının MK için alışmadık bir durum olduğunu, sanayideki işçi sınıfı içinde etkisinin sınırlı olduğunu ve Mübarek döneminde zaman zaman grevlerin kırılmasında iktidarla ortaklık yaptığını” belirtiyor. Beinin ayrıca, MK içinde her toplumsal tabakadan insanların olmasına rağmen yönetimin varlıklı iş adamlarında olduğunu kaydediyor. Dalar ise, her ne kadar kuruluşunda Hasan El Benna ile birlikte işçilerin de yer aldığını hatırlattığı MK ile ilgili şu bilgileri veriyor: “Yoksulluk, yoksullarla varoşların sorunlarını ‘ihsan’ ve ‘dayanışma’ yoluyla çözmeye çalışan MK hareketinin geçmişinde işçi sorunları fazla yer tutmamaktadır… Üyelerinin çıkış noktası davet ve ahlak olduğu için işçi hareketinde de aynı referans görülmektedir.”*

Son olarak, MK’nin devrim öncesi bu pragmatist tavrı, bugünün Mısır’ında da devam ediyor. Yoksa, sokak gösterileri ve muhalefetin baskısıyla bunalan Mursi’nin, 1 Mayıs’ı bahane ederek bir demir-çelik fabrikasında işçilere hitaben Mısır ekonomisi için ne kadar önemli olduklarını anlatan duygu yüklü konuşmasını ve yeni iş alanlarına ilişkin vaatlerini nereye koyacağız?

1 Petrol-İş Sendikası, “Dosya: Mısır’da Sendikal Hareket”, 01/03/2011.

2  Mehmet Dalar, “Mısır’da Müslüman Kardeşler Hareketinin Demokrasi Anlayışı ve Sisteme Etkisi”, Alternatif Politika, Özel Sayı 1, 48-73, Kasım 2010.

ÖNCEKİ HABER

Mersin uluslarası müzik festivalinde Souad Massi coşkusu

SONRAKİ HABER

Rüya gibi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...