16 Mayıs 2013 10:11

Bir mücadele ağı öreceğiz

Diyarbakır’da 1 Mayıs’a ilk kez sendikalı olarak katılmalarına rağmen, en kitlesel korteji oluşturan Genel-İş üyesi belediye taşeron işçileri, yeni bir sendika şubesi kurarak örgütlenmelerini tamamlama aşamasına geldi. İşçiler bürokratik sendikacılığa karşı yeni bir anlayış geliştirme iddiasında.Diyarbakır belediyeleri

Bir mücadele ağı öreceğiz
Paylaş
Mehmet Aslanoğlu

Diyarbakır belediyelerinde taşerona bağlı olarak çalışan 4 bine yakın işçiyi temsilen gazetemize konuşan Genel-İş Diyarbakır Şubesi Hizmet Alımı İşçi Temsilcileri “Savaş döneminde Kürt halkı ölüm kalım mücadelesi veriyordu. Bizim için kimlik talebi birinci plandaydı. İş, ekmek, sendikalaşma; bunlar önceliklerimiz değildi” diyorlar ve AKP’nin bölgesel asgari ücret uygulaması ve bölgeyi sömürü cennetine dönüştürme planlarına karşı işçilerin örgütlenerek mücadele etmesi gerektiği fikrinde birleşiyorlar. BDP’li belediyelerle uzun tartışmaların ardından 26 maddelik bir sözleşme imzaladıklarını, ancak bununla yetinmek istemediklerini belirten işçiler, “Biz Bölge’de ve Türkiye’deki taşeron işçileri için bir umut olmak istiyoruz ” diyorlar. İmzaladıkları sözleşmenin batıdaki örgütsüz taşeron işçileri de heyecanlandırdığını, bir çok işçinin kendileriyle bağ kurduğunu dile getiren işçiler “Otel işçileri, değişik fabrikalardan işçiler de örgütlenmek için bize başvuruyor” diyorlar. Taşeron işçileri örgütlenmelerini tamamlayarak, başta dizginsiz sömürü koşullarında çalışan mevsimlik tarım işçileri ve inşaat işçileri olmak üzere, özel sektörde çalışan işçilerin örgütlenmesine de katkı sunacaklarını belirtiyorlar.

‘İŞ KOLUMUZLA SINIRLI KALMAYACAĞIZ’

Çalışmaları üzerine sohbet etmek için bir araya geldiğimiz işçilerden Yılmaz Kahraman ilk sözü alıyor ve “Diğer işçilere örnek olmak için, sadece belediye işçilerini değil, Diyarbakır’ı değil bütün bölgedeki sigortasız işçileri örgütleme hedefimiz var. Batı’daki taşeron belediye işçileriyle de buluşmak istiyoruz” diyor.  Söze giren Abdülmenaf Tarhan, Diyarbakır’daki belediyelerde 4 bine yakın taşeron işçi çalıştığını belirterek, “Belediyelerdeki 48 şirketin bir ikisi hariç hepsinde sendikalaştık. Biz tüm Türkiye’ye örnek olmak istiyoruz. Sarı sendikacılık dediğimiz sendikacılığa karşı da örnek olmak istiyoruz. Mevsimlik tarım işçilerinin örgütlenmesine de, örgütsüz özel sektör işçilerine de yardım edeceğiz” diyerek tamamlıyor Kahraman’ı.

‘SORUMLULUĞUMUZ ARTTI’

Sömürünün en yoğun olduğu bölgede yaşadıklarına dikkat çeken Mehmet Çelik ise “Bölgede asgari ücretin altında çalışma çok fazla. Zaten devlet de bölgesel asgari ücret uygulamak istiyor. Asgari ücretin altındaki çalışmayı resmileştirmek istiyor. Biz bölgesel asgari ücret uygulamasına karşı çıkacağız” diyor. Haftada bir toplantı yaptıklarını, 38  birim oluşturduklarını, ve bu birimlerin de komisyonları olduğunu anlatan Çelik, “Biz örgütlenerek haklarımızı nasıl aldıysak diğer işçilerin de mücadele etmesini teşvik edeceğiz” diyor. Karayollarında çalışan taşeron işçiler, otel çalışanları, örgütsüz taşeron hastane işçilerinin, örgütlenme modelleri ve imzaladıkları sözleşme nedeniyle kendilerine başvurduğunu söyleyen Çelik, “Bu ilgi sorumluluğumuzu arttırdı. İmzaladığımız sözleşme tüm taşeron işçiler için umut kapısı oldu” diyor. Çelik hayatl ettiği örgütlenme modelini ise şu sözlerle anlatıyor; “Öyle bir örgütlenme modeli geliştirmeliyiz ki; sanayi sitesinde çalışan kaportacı işçiden, otelde çalışanına, mevsimlik tarım işçisine kadar herkes örgütlenip ortak mücadele edebilsin. Başarılı bir model geliştirirsek işçiler mücadeleye yönelir.”

‘BÖLGESEL ASGARİ ÜCRETE DİRENECEĞİZ’

Selahaddin Şireci, Diyarbakır’ı pilot bölge olarak seçtiklerini belirterek; “Örgütlenmemizi sağladık. Kooperatifler, marketler kuracağız. Taşeron şirketi aradan çıkarmayı, kaldırmayı hedefliyoruz. Bir taşeron 100-200 işçi üzerinden kar etmesin. Taşerona verilen para işçilerin denetimine verilsin. 98 belediyede örgütleneceğiz ama BDP’li olmayan Urfa, Antep gibi belediyelerdeki işçilerle de diyaloğa geçeceğiz” diyor. Sosyal haklarını aldıklarını ve yeni bir yaşam inşa ettiklerini anlatan Şireci, “Komünal bir yaşam kuruyoruz. Yas, düğün, tutuklanma gibi durumlarda dayanışma ağımızı harekete geçiriyoruz” diyor. Şireci bölgesel asgfari ücret uygulamalarına tepki göstererek, “Açlık sınırının 1260 lira, asgari ücretin 700 küsür, bölgesel asgari ücretin dayatılmasına kesinlikle direneceğiz” diyor.


KADIN İŞÇİLER İKİ KAT EZİLİYOR

Hizmet Alımı İşçi Temsilcileri’nin tek kadın üyesi Hanife Kardaş Bölge’deki kadın emeği sömürüsüne dikkat çekiyor. Genel İş’te örgütlenen kadın işçilerinin toplam işçilerin yüzde 15’ini oluşturduğunu söyleyen Kardaş, “Bölge’de en çok sömürülen ve acı çekenler kadın işçiler. Bir işe çok zor girerler ama çok kolay atılırlar. Bizim hedefimiz kadın işçileri ve ev emekçisi kadınları örgütlemek” diyerek sadece taşeron işçi kadınlarla sınırlı bir çalışma yapmayacaklarını ifade ediyor. Tuğla fabrikalarında da, mevsimlik tarım işçiliğinde de kadın emeğinin yoğun olduğnu belirten Kardaş, “En çok kadınlar çalıştırılır. Ama hiçbir hakları hukukları yok. Hedefimiz  diğer işkollarındaki kadın işçilerle birlikte örgütlenmek” diyor.


‘BİZ SÜRECİN TA KENDİSİYİZ’

Bölgede sendikal mücadelenin bugüne kadar neden geri kaldığını şöyle açıklıyor Mehmet Çelik; “Uzun yıllar savaş ortamında yaşadık, çalıştık. Bir ölüm kalım mücadelesi, Kürt halkının varlık yokluk mücadelesi vardı. Herkes gibi biz de bu mücadelenin içindeydik. Kimliğimizin, varlığımızın kabulünü istiyorduk. Biz o ortamda çıkıp ‘kimlik değil ekmek istiyoruz’ diyemezdik. Şimdi bir çözüm süreci var. Bu tür örgütlenmelerin ve taleplerin önü açıldı. Hem de süreç bunu gerektiriyor, dayatıyor. Biz bu sürecin ta kendisiyiz.” (Diyarbakır/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Neden Renault'da ciddi bir grev örgütlenmesi yok?

SONRAKİ HABER

İlaç, tekellerin insafına bırakıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...