12 Mayıs 2013 13:52

Kızıma bu mesleği yaptırmam!

Eda Yıldırım / Berivan Koç

Hasta yoğunluğuna karşın eksik elemanla çalıştırıldıklarından yakınıyor hemşireler. Gün boyu kan al, tahlil takibi yap, yatan hastayla ilgilen, saat başı tedavisi olan hastalara  ilaçlarını ver, gözlem yap ve bunu da birkaç hemşireyle hatasız ve aksatmadan yapmaya çalış...

Biri, “Ben gece nöbetindeyim. İki hemşireyle 25’in üzerinde hastaya yetişmeye çalışıyorum” diyor.

‘HASTALARIN HEDEFİYİZ’

“Bu kadar yoğunluk ve yetiştirememe hali içinde hasta ve hasta yakınlarıyla gerginlikler yaşıyor musunuz?​” diye sorduğumuzda “Tabi” diye yanıt vererek devam ediyor: “Burada hastaların ilk hedefinde hemşireler oluyor. Çünkü biz onlarla sürekli temas halindeyiz. Mesela SGK’nın ödemediği bir tahlil ya da bir ilaç oluyor.

Hastanın bunu karşılayacak parası yok. Bu durumun sorumlusu bizmişiz gibi, devlete tepki göstermek yerine hemen bizim üzerimize geliyorlar. İşten eve giderken huzursuz hissediyoruz, sizinle tartışan bir hasta ya da hasta yakını dışarıda sizi bekliyor olabilir.”

Performansla birlikte çalışma koşullarının ağırlaştığına dikkat çekiyorlar. Hemşirelerin, sekreterlerin yapması gereken evrak ve telefon işlerini bile yapmak zorunda olduğunu belirtiyor bir hemşire. Hemşirenin bu sözünü sohbetimiz boyunca susmayan telefonlar da doğruluyor.  Stajyer bir hemşire de katılıyor sohbete: “Mesleği iş imkanı olduğu için seçtim ben. Hemşirelik tanımı olmayan, çok yorucu ve yıpratıcı bir meslek.”

Diğerleri ekliyor: “Sözümüz geçmiyor, ciddiye alınmıyoruz. Bu şartlarda kim bu meslekte olmak ister ki? Değil sözümüz, adımız bile geçmiyor. Yardımcı personel diye anılıyoruz.” diyorlar.

‘İYİLEŞTİRİRKEN HASTA OLMA RİSKİ TAŞIYORUZ’

Yoğun çalışma, pek çok hastalığa da neden oluyor. Özellikle belli bir meslek yılından sonra hareket duygusunu yok eden ve baş dönmesine neden olan “vertigo” hastalığı “kader” haline gelmiş.

Yine kimyasala maruz kaldıkları için kanser riski de yaşadıklarını ekliyorlar. Tabi bu kadar stres ve koşuşturmaca pek çoğunda tükenmişlik sendromu da yaratmış. Bu nedenle pek çok kişinin antidepresan kullandıklarını ifade ediyorlar.

35 yıllık bir hemşire, nöbet listesini eline alıyor, “Uzundur bu nöbetler yüzünden ailemi görmeye gidemedim” diyor, sitem ve yorgunlukla... O sırada hemşirelerden biri hastaların ilaçlarını hazırlıyor, maskesini takıp odadan ayrılıyor. Bazı polikliniklerde, özellikle acil ünitelerinde teşhisi konulmamış hastalar olduğu için, özellikle hemşirelerin, sağlık riski olduğunu söylüyorlar. “Mesela” diyor bir hemşire, “Hasta geliyor, tahlilleri için kan alınması lazım. Kim yapıyor bunu? Hemşireler. Yakın temasta olduğunuz hastanın nasıl bir hastalığı olduğunu bilmiyorsunuz, her şey çıkabilir. HIV, hepatit, kırım kongo, kızamık… Bunlarla yüz yüze kalıyorsunuz...”


YETERSİZ EĞİTİM ÇOK HEMŞİRE!

Hemşirelerin yüksek okullardan mezun olması gerektiğini vurgulayan bir hemşire, “Sağlık meslek liseleri yeniden açıldı, bununla birlikte özel hemşirelik okulları da var. 13-14 yaşında bir çocuk 16-17 yaşında mezun olup alana çıkıyor. Hükümet uyguladığı bu politikayla yetersiz eğitimle çok sayıda hemşire yetiştirmeye çalışıyor. Bu kadar genç yaşta alana çıkan bu çocuklar uygulanan bu politika yüzünden ucuz iş gücü olarak görülüyor” derken başka bir hemşire araya giriyor: “Kızım olsa bu mesleği yaptırmam.” (İstanbul/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et