12 Mayıs 2013 10:08

Reha İsvan ile bir anı

REHA İSVAN ANNEYE saygılarımla...Bazı insanlar vardır, bazı çocukların geleceklerini değiştirirler. Reha İsvan da benim hayatımı değiştirenlerden biridir. 1977 yılında Çatalca Yetiştirme Yurdu’nda yetişirken, müdür baba bir genelgegeldiğini ve orta okulu takdir veya teşekkürle geçenlerin İstanbul’daki paralı ve sınavla

Reha İsvan ile bir anı
Paylaş
Özcan Yaman

Bazı insanlar vardır, bazı çocukların geleceklerini değiştirirler. Reha İsvan da benim hayatımı değiştirenlerden biridir. 1977 yılında Çatalca Yetiştirme Yurdu’nda yetişirken, müdür baba bir genelge
geldiğini ve orta okulu takdir veya teşekkürle geçenlerin İstanbul’daki paralı ve sınavla girilen seçkin liselere sınavsız ve parasız olarak kontenjandan yerleştirileceklerini söyledi. Ben ve yaklaşık7-8 arkadaşa pılınızı pırtınızı toplayın minibüse binin dendi. Ford minibüs kapıda bizi bekliyor, biz şaşkın müdür baba ile tartışıyoruz. Efendim, devletin ‘korunmaya muhtaç çocukları koruma’ yurtlarında bir hüküm falan varmış, yıllardır uygulanmıyormuş, Zannediyorum ‘yurtlar genel müdürlüğü’ ya da buna benzer bir makama yeni atanan Reha İsvan isimli bir kadın bu yasa mı, madde mi ne onu uygulamaya açmış. Ona istinaden bizleri bu zengin çocuklarının gittiği paralı yatılı okullara ‘parasız yatılı’ olarak götürüyorlar. Bu kanunlar çoktandır uygulanmıyormuş. (Reha hanım göreve gelir gelmez uygulamaya başlamış. Şimdilerde uygulanıyor mu bilmiyorum)Kimimiz sevinçli, kimimiz hüzünlü. Yurt ‘evimiz’ büyüklerimiz ‘abi’, küçüklerimiz ‘kardeş’, öğretmenler ‘baba ya da anne’, çalışan hizmetliler ‘anne’ diye hitap ettiğimiz bir dünyadan bir anda kopma anı. O yıllarda yeni yeni bilinçlenen ben ise ‘hayır’ gitmeyeceğim diyorum. Paralı zengin çocuklarının okuluna gitmem. Müdür tamam oğlum gidelim bakarsın beğenmezsen geri getiririz deyince sorun bitti. İstanbul’a geldik. Kabataş Erkek Lisesi’ne kardeşimi, Behçet Kemal Çağlar Lisesine diğer arkadaşlardan bir ikisini, Haydarpaşa Lisesine geldik kapıdan girince içimden ‘vay be keşke ben kalsam’ demiştim. Ama bir kere ‘istemiyorum’ diye diretmiştim. Uzatmayayım, tüm arkadaşları dağıttık bir tek ben kaldım minibüste. Müdür “bak oğlum hayatın kurtulur seç birini de seni de bırakalım” diye diretince o zaman mahçup bir şekilde Haydarpaşa olsun demiştim. Koca bina duvarlar sloganlar içinde. Neyse yurtlardan bu okullara dağıtılan çocuklar toplandık ve Reha İsvan’a teşekküre gittik. O gün evde yoktu. Yardımcısı bizi ağırlamıştı. Götürdüğümüz tatlılarımızı kendimiz yemiştik. Ama çiçeklerimizi yurtlu çocuklar notuyla iletmiştik. Geçen aylarda zannediyorum Hayat TV’de 12 Eylül’le ilgili bir belgeselde görmüştüm. Bu anlattıklarım aklıma gelmişti.
Şimdi yazıya dökmek zorunda kaldım. Kendisini sevgi ve saygıyla anıyorum.

Oğlu Özcan.

ÖNCEKİ HABER

Aleviler: Toplumsal barış için mücadeleye!

SONRAKİ HABER

Bienal etkinliğinden karakola

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...