Muğla’da zeytinlikler, ormanlar, su kaynakları tehdit altında
Ortaca Emek ve Demokrasi Platformu, 'Süper talan' yasa teklifine tepki gösterdi: "Yasa teklifi bir daha gündeme gelmemek üzere iptal edilsin"

Fotoğraf: Evrensel
Muğla – Ortaca Emek ve Demokrasi Platformu, siyasi iktidarın talan düzenlemesi olarak nitelendirdiği torba kanun teklifiyle karşı karşıya olduklarını belirterek, “Süper İzin Yasası” olarak adlandırılan yasa teklifine tepki gösterdi.
Platform adına açıklama yapan Döndü Taka Çınar, yüzyıllık tarım mirası olan zeytinliklerin, hayvancılığın temeli meraların, ortak hafızamız niteliğindeki sit alanlarının ve iklim kriziyle mücadelede kritik öneme sahip ormanların bir bütün olarak yok edileceğini söyledi. Çınar, “Muğla’da Akbelen Ormanı, Yatağan zeytinlikleri ve Stratonikeia Antik Kenti çevresi gibi alanlar doğrudan tehdit altındadır” dedi.
Taka Çınar, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Bu yasa teklifi; milli parkları, korunan alanları, sulak alanları, arkeolojik sitleri, özel çevre koruma bölgelerini, ormanları, kıyıları, meraları ve zeytinlikleri mevcut koruma statülerini hiçe sayarak maden ve enerji şirketlerinin talanına açıyor. Anayasaya aykırı olan bu teklif, yaşam alanlarımıza, tarım alanlarımıza, doğal varlıklarımıza, suyumuza, toprağımıza, zeytinliklerimize ve en önemlisi küçük üreticilerin bağımsızlığına karşı planlanmış bir toprak gaspı yasasıdır.”
Muğla özelinde yasa teklifinin yıkım ve talan anlamına geldiğini vurgulayan Taka Çınar, teklifin yasalaşması halinde yalnızca Muğla’da 40 köyün yok olacağını, Akbelen Ormanı gibi direniş sembollerinin madenciliğe açılacağını, termik santrallere kömür sağlamak için zeytinliklerin feda edileceğini, tarım ve gıda güvenliğinin tehdit altına gireceğini belirtti. “Yüzyıllık tarım mirası zeytinlikler, hayvancılığın temeli meralar, ortak hafızamız olan sit alanları ve iklim kriziyle mücadelede kritik öneme sahip ormanlarımız bir bütün olarak yok edilecek. Muğla’da Akbelen Ormanı, Yatağan zeytinlikleri ve Stratonikeia Antik Kenti çevresi gibi alanlar doğrudan tehdit altındadır” dedi.
“İktidar bu kanun teklifiyle yurttaşa, en temel insan haklarına ve doğaya adeta savaş ilan etmiştir” diyen Taka Çınar, “Kanun teklifinin tek bir maddesi bile kabul edilemez” ifadelerini kullandı.
Taka Çınar taleplerini ise şu şekilde sıraladı:
- Yasa teklifi bir daha gündeme gelmemek üzere iptal edilsin.
- Zeytinlik, orman, mera ve sit alanlarının mutlak koruma statüsü devam etsin.
- Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan çevre hakkı ihlal edilmesin.
- Kamuoyunun ve bilim insanlarının görüşleri dikkate alınsın.
Çınar son olarak, “Doğayı, emeği, halk sağlığını ve yaşam alanlarımızı savunmaya devam edeceğiz” diyen Taka Çınar, “Yurttaşlar olarak bu işgal, talan ve sömürü yasasının Meclis’ten geçmemesi için tüm gücümüzle mücadele edeceğiz. Tek yolumuz, birlikte mücadelemizdir” dedi.
Evrensel
Açıklamanın ardından Fevziye köyünden Zeytin yetiştiricisi Erdal Şenol da bir konuşma yaptı. Şenol konuşmasında, 2024 yılında köylünün zeytinlik olarak kullandığı bir ormanlık alanda yaşananları hatırlatarak, ormanlık ve zeytinlik alanın 80- 85 dönümün köylüye haber verilmeden köyden olmayan bir şahsa kiralamak istediğini, köylünün gerekli itirazları sonucu kiralama işleminin durdurulduğunu aktardı.
Sonrasında 2025 yılında itiraz eden köylülerin kullandığı zeytinlik alanların ormana ait olduğu ve köylünün zeytinlik alanı terk etmelerinin bildirildiğini aktaran Şenol, “bu talan yasasının meclisten geçmesi durumunda köylünün zeytin bahçeleri de birilerine aktarılacağı, bir başkalarına verileceği ortaya çıkmıştır” ifadelerini kullandı.
Şenol son olarak , “bu talan yasasına karşı, ormanlarımızı, bahçelerimizi, hazine arazilerimizi, meralarımızı korumak için birleşelim, direnelim, direnelim ki sesimizi taleplerimizi duyurabilelim. Doğanın ekolojik dengesi bozulursa biz köylülerin zeytinle geçinenlerin yaşamı da bozulur. Yaşam haklarımıza sahip çıkalım” diyerek konuşmasını tamamladı.
(Evrensel)
Evrensel'i Takip Et