İsrail’de sığınaklar Filistinlilere ve göçmen işçilere kapalı mı?
İsrail Ortadoğu’da terör estirirken kendi vatandaşlarını da korumuyor. İsrail vatandaşı Filistinliler ya sığınağa hiç erişemiyor ya da içeri alınmıyor.Benzer bir iddia yabancı işçiler için de geçerli.

Fotoğraf: AA
Okan Evrim
[email protected]
Filistin, Lübnan, Suriye ve Yemen’den sonra 13 Haziran’da İran’a da saldırı başlatarak Ortadoğu’da estirdiği terörün çıtasını yükselten İsrail devletinin politikaları, içerde halihazırda var olan ırkçılığın da hem artmasına hem de daha fazla görünür olmasına zemin yaratıyor. İran’ın misilleme saldırıları işgal devletinin kentlerinde yıkıma neden olurken, sivillerin saldırılardan korunması için hazırlanmış sığınaklara İsrail vatandaşı olan Filistinlilerin ve yabancı işçilerin alınmadığına dair haberler ve bu haberleri doğrulayan videolar giderek artıyor.
Kendisi de Filistinli bir İsrail vatandaşı olan Komünist Partili Milletvekili Aida Touma-Sliman, 20 Haziran’da böyle bir videoyu X hesabından paylaşarak tepki gösterdi. Touma-Sliman şöyle yazdı: “Bu, olağan dışı bir olay değil. Son günlerde giderek yaygınlaşan ciddi bir olgu: Arap vatandaşlar ve yabancı işçiler, sadece kökenleri nedeniyle sığınaklardan atılıyor. Bunun sıra dışı bir olay olduğunu söylemek, olayı hafife almak ve bu tür suçları önleme sorumluluğundan kaçmak demektir” Milletvekili Touma-Sliman “Polisin, yasaları çiğneyen ve insanların hayatlarını tehlikeye atan ırkçılara ve kışkırtıcılara karşı derhal harekete geçmesini ve tüm vatandaşlara eşit koruma sağlamasını bekliyorum” diye de ekledi.
June 20, 2025
Bir başka örnek Yafa’dan. Kentin Filistinli sakinleri, geçmişte kullandıkları ortak bomba sığınağına girişlerinin bu kez engellendiğini bildirdi. Eski belediye meclisi üyesi Abed Abu Shahada, MEE haber sitesine yaptığı açıklamada sığınağa erişimin engellenmesinin “İsrail toplumunda kökleşmiş ırkçılığı vurguladığını” söyledi.
İsrail’in kuzeyinde yaşayan ismi açıklanmayan Filistinli bir hemşire de, çalıştığı kliniğin yakınındaki bir sığınağa girmesine izin verilmediğini anlattı: “Alarm çaldığında arabamı durdurdum. Diğer İsraillilerin sığınağa doğru koştuğunu gördüm, ben de aynısını yaptım. Ama içeri girmek istediğimde ‘Hayır, sen Arap’sın’ dediler ve kapıyı kapattılar.”
Arapça yayın yapan İsrail Radyosu Nas’a konuşan Nasser Iktelat ise, yaşadığı Yafa’da bir İsrailli kadının ailesine “Üzgünüm ama buraya son kez gelebilirsiniz, (sığınağın) giriş şifresini değiştireceğiz” dediğini söyledi.
40 bin kişilik kasabaya “sıfır” sığınak
İsrail’in 1948’de Filistin toprakları üzerinde kurulmasıyla yüz binlerce Filistinli göçe zorlandı. Göçe direnerek kalanlar ise bugün yaklaşık 2 milyonluk bir nüfusla işgal devletinin nüfusunun yüzde 20’sini oluşturuyorlar. Onlara Filistinli değil “Arap” deniyor ve sistematik olarak ırkçılığa uğruyorlar, baskı altında ve korumasız yaşıyorlar. Bu ayrımcılığı destekleyen çok sayıda yasaya sahip İsrail’de, 2018’de kabul edilen devletin “Yahudilerin devleti” olduğuna dair yasa da işgal devletinin ırkçılığını onaylıyor. Sığınaklarla ilgili bir başka örnek Hayfa’ya 25 kilometre uzaklıkta bulunan, çoğunlukla Filistinli İsrail vatandaşlarının yaşadığı bir kasaba olan Tamra’dan. Buraya düşen İran füzeleri nedeniyle aynı aileden 4 kadın yaşamını yitirdi. Yaklaşık 40 bin kişinin yaşadığı Tamra’da kamu sığınağı hiç yok. Basın açıklama yapan Tamra Belediye Başkanı Musa Abu Rumi de kasaba halkının yalnızca yüzde 40’ının özel güvenli odalara veya işlevsel sığınaklara erişimi olduğunu söyledi: “Hükümet, başka öncelikleri olduğu için kasabamızda sığınakların inşasına hiçbir zaman finansman sağlamadı.”
Tamra’nın komşusu olan ve Yahudi İsraillilerin yaşadığı 1100 nüfuslu Mitzpe Aviv kasabasında ise 13 kamu sığınağı vardı. Tamra’ya füzeler düşerken bu komşu kasabanın bazı sakinlerinin, alkışlar eşliğinde “Köyünüz yansın” diye şarkı söyledikleri bir video sosyal medyaya düştü.
June 14, 2025
İsrail Meclisi (Knesset) Milletvekili Ahmad Tibi videoyu “İsrail'de yaygınlaşan ırkçılık kültürünün kanıtı” olarak nitelendirdi.
İsrail’de yaşayan yüz binlerce kişi koruma dışı
İsrail Sivil Haklar Derneği (ACRI) 17 Haziran’da bir açıklama yayımlayarak “Savaşın tırmandığı bu stresli dönemde, yüz binlerce vatandaş ve sakinin roket, füze veya insansız hava aracı saldırılarına karşı hiçbir korunma imkanı bulunmamaktadır” diye uyardı: “Bu durum özellikle Arap vatandaşlar ve Doğu Kudüs sakinleri, engelliler, sosyoekonomik açıdan savunmasız kişiler ve tanınmayan köylerde yaşayan Bedeviler için geçerlidir. Nitekim, tanınmayan köylerde yaşayan Bedeviler, köylerin tanınmaması nedeniyle uyarı sirenleri, Demir Kubbe koruması veya devlet tarafından düzenlenen herhangi bir resmi koruma bile mevcut değildir.”
Bu arada İsrail yüksek mahkemesi, İsrail Devleti’nin tüm vatandaşlarını korumakla yükümlü olduğunu savunan ACRI’nin dilekçesini de geçtiğimiz ocak ayında reddetmiş.
Ya on binlerce göçmen işçi?
Öte yandan İsrail’de bu ırkçılık sadece Filistinlilere yapılmıyor. İsrail’de çalışmak üzere gelen yabancı işçiler de aynı ırkçılığa maruz bırakılıyor. İsrail hükümeti, havaalanları savaş nedeniyle kapalı olduğu için göçmen işçilerin vizelerinin 30 Eylül’e kadar uzatıldığını açıkladı. Ancak bu işçiler saldırılar sırasında savunmasız bırakıldı.
Sosyal medyada paylaştığı videosunda, İsrail’de çalışan bir Çinli işçi, sığınaklara alınmadığını açıklayarak tepki gösterdi. Yine bir başka videoda da Taylandlı göçmen işçilerin girmek istedikleri sığınağa alınmadığı ileri sürüldü. BBC’nin haberine göre videodaki İsrailli genç erkek İbranice olarak “Bu ne böyle, Tanrım, bütün Tayland buraya gelmiş” diye bağırıyor ancak görüntüden sığınak kapısında bekleyen çok sayıda Taylandlı işçinin sığınağa girmesine izin verilip verilmediği anlaşılmıyor. İsrail’de 40 bin kadar Taylandlı göçmen işçi çalışıyor. Taylandlı işçiler İsrail’deki tarım iş gücünün çoğunluğunu onlar oluşturuyorlar.
Bu arada geçtiğimiz perşembe sabahı İran'dan atılan bir füze Holon’daki bir konut binasına isabet etti. İsrail'e sadece 1 hafta önce gelmiş beş Özbek inşaat işçisinin yaşadığı daire yıkıldı. İsrail sendika konfederasyonu Histadrut’un açıklamasına göre inşaat işçileri, saldırılar sırasında dahi çalıştıkları ve sabah 6’da işe gittikleri için saat 7’deki saldırıdan “şans eseri” kurtuldular.
Histadrut’un yabancı işçi bölümünün başkanı Wael Abadi, işçilere yardım ve bir daire bulmak için harekete geçtiklerini açıkladı. Histadrut'un İnşaat ve Ağaç İşçileri Sendikası Başkanı Mazal Golan da, “Bu ülkeyi inşa etmek için evlerini terk ettiler” dedi. “Böyle anlarda onlara destek olmak bizim görevimizdir” açıklaması yaptı.
Ancak Histadrut’un İsrail’in devletinin kuruluşunda önemli bir rol oynamış, Siyonist bir kurum olduğunu belirtmek gerekiyor.
"Yasa dışı, tehlikeli ve ırkçı"
Öte yandan bir başka İsrail Parlamentosu’nun bir başka Komünist Partili Milletvekili Ofer Cassif de İsrail ordusunun sivillerin korunmasından sorumlu İç Cephe Komutanlığına başvurarak sığınaklara erişimin engellenmesiyle ilgili özel bir yardım hattı kurulmasını talep etti. Cassif, X’teki paylaşımında “Bu, esas olarak erişim ve korumada zaten boşluklar yaşayan Arapları, yabancıları ve dezavantajlı grupları etkileyen kabul edilemez, yasa dışı, tehlikeli ve ırkçı bir olgudur. Bu ırkçılığa derhal son verilmeli ve failler adalete teslim edilmelidir” dedi.
Evrensel'i Takip Et