Türkiye’de sendikalardan barış talebi: İsrail’in saldırılarına karşı insanca yaşam talebini yükseltelim
İsrail'in İran'a karşı saldırıları sürerken, Türkiye’de sendika temsilcileri, ABD ve İsrail'e karşı işçi ve emekçilerin birleşik mücadelesinin elzem olduğunu ifade etti.

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel
Andaç Aydın Arıduru
[email protected]
İsrail’in İran’a yönelik saldırıları devam ediyor. Saldırıların başlangıcından itibaren bölgede yükselen savaş söylemleri ve Türkiye’deki tartışmaların işçi ve emekçileri derinden etkilediğini kaydeden sendikaları temsilcileri, emperyalist çıkarlar adına yürütülen savaş politikalarının yaşam hakkı başta olmak üzere milyonlara düşük ücret, ağır çalışma koşulları ve kamu kaynaklarının savaş sermayesine aktarımı anlamına geldiğini anlatıyor. Sendika temsilcileri, İsrail eliyle Ortadoğu’da sürdürülen emperyalist savaşlara karşı net bir tutum alınması ve mücadele örülmesi gerektiğini vurguluyor.
"Barış, emek mücadelesi kazanımlarının garantörü"
Birleşik Metal İşçileri Sendikası Genel Başkanı Özkan Atar, “İsrail, Gazze’ye yönelik saldırılarını kadın, çocuk, sivil ayrımı gözetmeksizin sürdürüyor, ABD emperyalizminin dahiliyetiyle bölgedeki saldırılarını genişletiyor” ifadelerini kullandı. Atar, savaş politikalarının yıllardır bölgedeki halkların insanca yaşam mücadelesi karşısında en büyük baskı unsuru olduğunu vurgularken, “Türkiye’den işçilerin ve emekçilerin barış ve kardeşçe yaşam talebini yükseltmesi emperyalist planlar karşısındaki en büyük mücadele aracı olacak” dedi. Atar, Türkiye’de emek mücadelesinin tüm kazanımlarının ancak barış talebi etrafında garanti altına alınabileceğini belirtti. “Ortadoğu halkları ve özellikle işçi ve emekçilerin çıkarları için bu emperyalist politikalarla doğrudan mücadele etmesi gerekiyor. Ülkemizde de İsrail ile ticaretin bir an önce kesilmesi için adımlar atılmalı” diyen Atar sendika ve konfederasyon ayrımı yapılmaksızın işçilerin birlikte mücadeleye ihtiyacı olduğunu vurguladı.
"İşçiye değil silahlanmaya kaynak aktarılıyor"
Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS) Genel Başkanı Kenan Öztürk de ABD emperyalizminin bölgedeki yeni dizayn sürecinde başlatmak istediği savaşların en başta işçi ve emekçilerin kazanımlarını etkileyeceğini ifade ediyor. “Ücret, insanca yaşama ve çalışma koşulları ve yaşam hakkı için barışı savunmak gerektiriyor” diyen Öztürk, “Bölgede çalınan savaş tamtamları ülkemizde 600 bin kamu işçisine yakın zamanda ‘Etrafımız yangın yeri fedakarlık zamanı’ denilerek düşük ücret dayatmalarıyla karşılaşabilir. Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde taleplerini anlatan sendikalarımıza ve üye işçilerimizle dayanışmak amacıyla oradaydık. Milyonlarca işçi ve emekçinin refahına aktarılabilecekken kaynaklar silahlanmaya ve savaş sermayesine aktarılıyor. İşçiler ve emekçilerin barışı savunması başta kendi çıkarları için sonrasında ise başka ülkelerindeki kardeşlerinin taleplerini savunmaktır” ifadelerini kullandı.
"Ortadoğu ve Türkiye işçi sınıfının çıkarları aynı"
DİSK’e Bağlı İletişim, Haberleşme, Posta ve Çağrı Merkezi İşçileri Sendikası (İletişim-İş) Genel Başkanı Gürkan Emreoğlu ise Ortadoğu haklarının savaş ve baskı politikaları nedeniyle uzun yıllardır yaşadığı kayıpların Türkiye’deki işçi ve emekçilerin de kaybı olduğunun altını çizdi. “İşçilerin ırkı, cinsiyeti, milliyeti yok. Baskı ve sömürü ile mücadele etmek ABD emperyalizmi ve onun bölgedeki maşası siyonist İsrail rejiminin karşısında olmayı da gerektirir. Bölge haklarıyla dayanışmanın gelişmesine ihtiyaç var. Türkiye işçi sınıfı ve emekçilerinin bölgedeki tüm işçi ve emekçi halklarla çıkarları ve talepleri aynı” diyen Emreoğlu tüm işçi ve emekçileri barış ve insanca yaşam mücadelesi etrafında birleşmeye çağırdı.
"ABD emperyalizmine karşı dayanışmayı güçlendirmeliyiz"
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz, “KESK olarak savaşın ve ölümün değil barışın ve yaşamın savunucusu sendikalardan oluşuyoruz. ABD emperyalizmi Ortadoğu’da sürdürdüğü savaş ile bölge ve çevresini dizayn etmek, kaynaklarına el koymak ve halkları sömürmek istiyor” dedi. Karagöz en başta kadın ve çocukların olumsuz şekilde etkilendiği savaş ve çatışma ortamlarının karşısında işçi ve emekçilerin ortak mücadelesinin örülmesi gerektiğini vurguladı: “İşçiler emekçiler ve ezilen halklar olarak birleşik bir mücadele içinde emperyalist ABD ve iş birlikçisi İsrail rejimine karşı dayanışmayı güçlendirmeliyiz.”
"Savaşa karşı işçilerin direniş hattı"
Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş, “ABD desteği ile siyonist katil İsrail devleti, Ortadoğu'da kan dökmeye devam ediyor. Filistin’de kadın ve çocuklar dahil bütün sivilleri ayrımsız bir şekilde katleden İsrail, bir haftayı geçen süre içerisinde İran’a yönelik sayısız saldırı düzenledi. Yüzlerce İranlı yaşamını yitirdi” ifadelerini kullandı.
Durmuş, “Bu emperyalist müdahale karşısında bütün dünya halkları birlikte dayanışma içinde olmalıdır. Türkiye’deki işçi ve emekçilerin Filistin ve İran halkları ile kuracağı direniş hattı, emperyalist savaş planlarına karşı en büyük cevap niteliğinde” diyerek ortak mücadele çağrısında bulundu.
Evrensel'i Takip Et