Patronların kârdan zarar olasılığının faturası da işçilere
İzmir'den bir metal işçisi yazdı: Patronlar, sendikalı işçiyi azaltıp en sonunda da yetki düşürme yoluna ya da işçiyi açık açık tehdit edip istifaya zorlamaya başvuruyor.

Fotoğraf: Pexels
Metal işçisi
Merhaba Evrensel okurları, birçok sektörde olduğu gibi metal iş kolunda da bir işten çıkarma furyası var. Son 1,5 yıldır da artan işten atmalar için hep aynı sebep gösteriliyor: Ekonomik kriz ve döviz karşısında kârlılığın azalması... Oysa ne ülkeyi ekonomik krize sokan metal işçisiydi, ne de dövizi bu kadar yükselten, sonra da onu baskılamak adına sürekli devletin kasasından döviz bozan. Lakin gün sonunda fatura gene işçiye kesildi.
İzmir Ege Serbest Bölge’de, Phinia Fabrikasında 2023 yılından beri 200’den fazla işçi çıkartıldı, bu sayıyı aynı bölgede bulunan Borg Warner, Ege Fren, Fokker Elmo ve Gates Endüstriyel Fabrikaları takip ediyor. Yine Torbalı’da İmpo Motor küçülme/daralma gerekçesiyle işçi çıkarttı, Manisa’da Accell Bisiklet, Vestel, Kemalpaşa Rapor Kimya, Aydın Jantsa Fabrikasında benzeri sebeplerle işten çıkartılan işçiler mevcut.
Halihazırda kıdem tazminatını verdikten sonra işçiyi kapının önüne koymak kolay tercih oluyor. Sadece sendikalı yerlerde fazladan 1 ya da 2 maaş bonus alarak (Dava açmama ve kendisi istifa etmiş gibi görünme koşuluyla) işçi lehine alacak artırılmış oluyor. Lakin mevcut kıdem tazminatı tavanının düşüklüğü, piyasadaki daralma sebebiyle yeni iş bulmada zorluk, belli bir yaşın üstünde olmanın yeni iş bulmadaki olumsuz etkisi düşünüldüğünde işçi için birdenbire büyük bir çıkmaz başlıyor. Üstüne, bonus karşılığı kendisi istifa etmiş gibi göründüğünde işsizlik maaşından da faydalanamıyor işçi. Zamanında kârına ortak etmeyenler, kârdan zararında ilk çözüm olarak işçi çıkarmayı görüyor.
Ayrıca bu işten çıkarmaların çoğunlukla sendikalı iş yerlerinde olduğunu da görüyoruz ki bu da aslında patronların devlet iş birliğiyle sendikalı iş yerlerini eritmeye çalıştığını gösteriyor. Çünkü sendikalı iş yerlerinde imzalanan TİS’ler en kötü haliyle bile TÜİK’in açıkladığı enflasyondan yüksek bağıtlanıyor. Bu da başta Mehmet Şimşek’in OVP’si olmak üzere krizin yükünü emekçinin sırtına bindirme politikalarına uymuyor.
Sendikaların bu işten atma furyası karşısında direnç göstermeleri dünden daha acil bir hal almakla birlikte, mevcudu koruma anlayışıyla devam ederlerse elde mevcut bir örgütlülük kalmayacağı da aşikardır. Patronlar sendikalı işçiyi azaltıp en sonunda da yetki düşürme yoluna ya da işçiyi açık açık tehdit edip istifaya zorlamaya başvuruyor.
Evrensel'i Takip Et