Ankara — İktidarın kamu işverenleri adına verdiği yüzde 16’lık zam teklifi, binlerce Türk-İş üyesi kamu işçisi tarafından protesto edildi. Hazine ve Maliye Bakanlığına yürüyen işçiler, Mehmet Şimşek’i istifaya çağırdı. T. Harb-İş üyesi işçilerin “Şimşek çakmaya geliyoruz!” sloganını başlatmasıyla birlikte, 2 saati aşan eylem süresi boyunca da “Hükümet-Şimşek istifa!” sloganı defalarca atıldı. Yol-İş, Koop-İş, Tez Koop-İş, Harb-İş, Genel Maden-İş, Demiryol-İş, TOLEYİS üyesi işçiler, şube yönetimleri ve temsilcilikleri aşan bir katılımla alanda yerlerini aldılar. Önceki miting ve açıklamalara göre daha kararlı, kendini göstermekten ziyade eylem sürekliliği isteyen bir tablo, her bir sendika yürüyüş kolunda göze çarpıyordu. Yürüyüş esnasında görüşebildiğimiz işçi grupları içerisinde de durum benzer. Kimisi beklediğinin üzerinde bir kalabalık olduğunu, bunun da güven aşıladığını söylerken, kimisi de Türk-İş’in 20 Ekim’de on binlerce işçi ile yaptığı “Geçinemiyoruz, zordayız!” mitingine atıf yaparak daha kalabalık olmaları gerektiğini ifade ediyordu.

‘İşçi düşmanı TÜİK!’

Harekete geçme gerekliliği yürüyüşün içeriğine de yansıdı. Genç katılımı göze çarparken; sloganları yalnızca sendika görevlilerine bırakmayan, kortej boyunca karşılarına çıkan kurumların da protestolardan nasibini aldığı eylem havası, bakanlık önündeki Türk-İş açıklamasının da hareketli geçeceğini gösteriyordu. Karayolları Genel Müdürlüğünün önünden geçen Yol-İş üyesi işçiler, “Hak verilmez alınır, zafer yolda kazanılır! İş, ekmek, özgürlük!” derken, Harb-İş üyesi işçilerin TÜİK önünde başlattığı sloganlar tüm kitle tarafından karşılık buldu. Defalarca “Sahtekar TÜİK!” sloganı atan kortej, sıklıkla “İşçi düşmanı TÜİK! Satılmış TÜİK!” gibi tepkiler yükseltti. Meclis yolu ise yanındakini duymayacak bir gürültüye sahne oldu. “Hep bir ağızdan arkadaşlar…” cümlesi bitmeden: “Hükümet istifa!”

Yürüyüş yolu, iktidarın dört bir koldan yükselttiği baskının da özetini veriyor. İşçilerin birçoğu da hükümet politikalarına ortak bir tepki yükseltmedikçe geri adım attıramayacaklarına hemfikir halde. Yükselen enflasyon ve pahalılık, çalışma ve yaşam koşullarında büyüyen sorunlar, 4 aydan uzun süredir yokuşa sürülen masa süreci de ortak bir politikanın sonucu. Mehmet Şimşek bakanlığı itibarıyla işçi düşmanı politikaların arttığını söyleyen işçilere arkadaşları “Erdoğan onu bu yüzden getirdi” eklemesi yapıyor. Yürüyüş boyunca TÜİK’e “Halkı kandırmaya utanmıyor musunuz?​”, “Markete gidemez olduk be!” diyen işçilere, Meclis önünde “Bir yasanız da bizim için olsun. Bir defa da işçiyi koruyun!” diyenler ekleniyor.

Şimşek’in yüzde 30’un altını söyleyeceğini bilmiyor muyduk?

Yaşanan süreç, işçinin sabrını taşırma noktasına getirmiş durumda. Bir an önce her iş kolunda birleşmek ve eyleme geçmek, alanı dolduran işçilerin ortak söylemine dönüşse de, nasıl bir yol izleneceği noktasında kafalar karışık. Bu, yer yer umutsuzluğu da büyüten ifadeleri açığa çıkarıyor. Kendisini ve sendikasını eleştiren işçiler, uzun soluklu bekleyişin işçinin zararına olduğunu söylüyor. Harb-İş üyesi bir işçi, “Şimşek’in yüzde 30’un altını söyleyeceğini bilmiyor muyduk? Tabii ki daha fazlasını umut eden arkadaşlarımız vardı. Ama biraz ülke gündemini takip eden herkes, az buçuk böyle olacağını bilir. Ona rağmen beklentimizin çok altında bir zam duyduk. Sendika çok daha öncesinde harekete geçmeliydi. Bize grev yapamıyoruz diyorlar. Biz de sessizce oturup bekliyoruz. Oturup çözüm üreteceğiz o zaman. Her engelde beklersek, hükümet yol alır biz de böyle izleriz” diyerek tepkisini dile getiriyor.

‘Birleştirici ve üretimi etkileyen eylemler lazım’

Başka bir Yol-İş üyesi işçi de eylemin öncekilere göre daha fazla politikleştiğini, doğru olanın da hükümeti hedef almak olduğunu söylüyor. Yol-İş üyesi işçi, “Yalnızca yürünerek, yorularak olacak iş değil. Üretimi durdurmamız lazım. O zaman çok hızlı kazanım elde ederiz. Herkes aynı anda bunu nasıl yapacak? İşte asıl zor olan o. Konfederasyon bunun için var. Biz de oradan yanıt beklemek yerine talebimizi her yerde vurgulamalıyız. Bize birleştirici, üretimi etkileyecek eylemler lazım” diyor. Aynı kaygılar diğer işçiler için de geçerli. Maliye Bakanlığının önünde Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, konuşması sırasında sıklıkla 19 Haziran itibarıyla somut bir plan ortaya konulacağını söyleme ihtiyacı duydu. İşçiler de her defasında “eylem!” diyerek karşılık verdi. Yükselen coşku, bakanlığın demirliklerine bırakılan madenci baretleri ve atılan tabutla devam etti.

Beklersek, şimşekler üstümüzde çakmaya devam edecek!

Ergün Atalay’ın konuşması sırasında vurguladığı “1 Temmuz’dan sonra greve gitmek zorunda kalabiliriz. Kanun bunu söylüyor” ifadesini “grev!” diye destekleyen işçilerle konuşuyoruz. Harb-İş üyesi işçi, “Grev de eylem de doğru. Ancak işi kanuni greve bırakmamalıyız. Grev yasağı olan iş yerlerinden, Yüksek Hakem Kuruluna, cumhurbaşkanı yasaklarına birçok engel var. Göstermelik eylemlerin önüne geçilmeli. Ortaya konulan plan, kamu çalışanlarının ortak gücüne dayanmalı” diyor. “Bürokratik engellere sıkışırsak kaybederiz.” diyen işçi, “Kamu çalışanları olarak ortak gücümüzü göstermezsek, daha fazla beklersek şimşekler yine üstümüzde çakacak” vurgusunu es geçmiyor.

19 Haziran itibarıyla Türk-İş, eylem planını haftalık programlara yayılan bir takvimle açıkladı. Ergün Atalay’ın konuşmasının içeriği de benzer mesajları veriyordu. Yöneltilen tepkinin coşkusu ile somut planlar, iş yerlerine yönelik hedefler arasında en azından şimdilik açık bir açı farkı var. İşçilerin de ifade ettiği gibi: “Artık sözle kalınmaması lazım.” 24 Eylül’de Türk-İş’in “Geçinemiyoruz!” diyerek her iş yeri önünde aldığı eylem kararının nasıl işlediği unutulmamalı. Ankara’da birçok iş yerinde şube yönetimleri harekete geçmemiş, birçok kamu iş yerinde sınırlı sayıda katılıma dayanan eylemler örgütlenmişti. Süreç içerisinde görüştüğümüz işçilerin eylem kararından dahi haberi yoktu. Kamu işçilerinin karşı karşıya kaldığı ilk altı ayda yüzde 16 cevabına bakarsak, bu süreçten ders çıkarması ve başta iş yerlerinde olmak üzere sürece aktif katılması gerektiği oldukça açık. Tıpkı verilen zam teklifi gibi, planlanan eylem sürecinin de alınan kararların da masada kalmaması için sonuç alıcı eylemlere, işçilerin taleplerini açıkça gösterebileceği ısrar ve birliğe ihtiyaç duyuyor.

KELİME OYUNU

Harfleri birleştirip kelimeleri bul...

Reklam