Eğitim Sen TİS taleplerini açıkladı: En düşük kamu emekçisi maaşı yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalı
MEB önünde açıklama yapan Eğitim Sen kamu çalışanlarının yoksulluk sınırı altında ücretlerle çalıştırıldığını belirterek; “En düşük kamu emekçisi maaşı yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalı” dedi.

Fotoğraf: Evrensel
Ankara – Eğitim Sen, 2026-2027 yıllarını kapsayacak 8. Dönem Kamu Toplu Sözleşme görüşmeleri öncesinde Milli Eğitim Bakanlığı önünde basın açıklamasında bulundu. Açıklamada konuşan Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, bugüne dek yürütülen sözleşme sürecinin kamu emekçileri için hayal kırıklığı yarattığını vurgulayarak eğitim emekçilerinin taleplerini sıraladı.
Açıklamada konuşan KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz, 14 yıl boyunca kamu emekçilerinin açlıkla, sefaletle teslim almaya çalışıldığını belirterek; “BES AR'ın açlık sınırı 35 bin lira, yoksulluk sınırı 85 bin lira olarak ifade ettiği bir dönemde bugün kamu çalışanları yoksulluk sınırı altında ücretlerle çalışmak zorunda bırakılıyor. TİS görüşmeleri aslında kamu emekçilerinin fiilen emeklilik haklarını da elinden alınmış durumda. Gerçek grevli bir toplu sözleşme istiyoruz” dedi.
Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak ise eğitim ve bilim emekçilerinin temel taleplerinin sistemli biçimde yok sayıldığını vurgulayarak, "Toplu sözleşmeler maaş zammına indirgenemez, demokratik, sosyal ve özlük haklarımız sürekli öteleniyor" dedi.
Irmak,OECD ülkeleri arasında en düşük gelire sahip eğitim ve bilim emekçilerinin tarihi bir itibar kaybı yaşadığını belirterek milyonlarca kamu emekçisinin borç içinde yaşadığını, iktidarın ise talepleri "mali disiplin" gerekçesiyle dar bir alana hapsettiğini söyledi. Artan enflasyon, esnek çalışma ve gelir adaletsizliğinin kamu emekçilerini yoksulluğa ittiğini kaydeden Irmak, "Bu tablonun sorumlusu emekçileri temsil edemeyen yetkili sendika ile siyasal iktidarın ortaklığıdır" dedi.
Eğitim Sen TİS talepleri
Kemal Irmak, Eğitim Sen olarak belirledikleri toplu sözleşme taleplerini şu şekilde sıraladı:
- En düşük kamu emekçisi maaşı yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalı, reel enflasyon esas alınarak maaşlardaki alım gücü kaybı telafi edilmeli, refah payı uygulaması hayata geçirilmelidir.
- Taban aylık yükseltilmeli, tüm ek ödemeler emekliliğe yansıtılmalı, ek ders ücretleri %50 artırılmalı ve temel maaşa orantılı hale getirilmelidir.
- Gelir vergisi dilimleri adil hale getirilmeli, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmalıdır.
- Kira, yakacak, çocuk, kreş, ulaşım gibi tüm sosyal yardımlar artırılmalı, kira yardımı dahil temel yaşam giderlerine destek sağlanmalıdır.
- Eğitim ödeneği, tüm eğitim ve bilim emekçilerine en az bir maaş tutarında verilmelidir.
- Ücretli, sözleşmeli ve vekil öğretmenlik uygulamaları kaldırılmalı; tüm öğretmenler kadrolu ve güvenceli olarak istihdam edilmelidir.
- Öğretmen alımında mülakat kaldırılmalı; güvenlik soruşturması, arşiv araştırması gibi antidemokratik uygulamalara son verilmeli, liyakat esas alınmalıdır.
- KHK ile hukuksuz şekilde ihraç edilen eğitim ve bilim emekçileri görevlerine iade edilmelidir.
- 3600 ek gösterge tüm eğitim ve bilim emekçilerine verilmelidir.
- Geçmişe dönük cezai ve idari sicil kayıtları affa tabi tutulmalı, sicil affı hayata geçirilmelidir.
- Angarya çalışmaya son verilmeli, mesai saatleri dışı görev tanımlarına son verilmelidir.
- Kamusal ve parasız kreşler tüm kamu kurumlarında açılmalıdır.
- Kadınlara yönelik mobbing ve ayrımcılığa karşı etkin yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
- Eşit işe eşit ücret uygulanmalı, mali ve sosyal haklar tüm kamu kurumlarında standart hale getirilmelidir.
- MEB bünyesindeki idari ve teknik personelin özlük hakları ve çalışma koşulları iyileştirilmelidir.
- Akademik ve idari personelin ekonomik, sosyal ve demokratik hakları güvence altına alınmalı; üniversitelerdeki ücret adaletsizlikleri giderilmelidir.
- Kamusal eğitimin ticarileştirilmesine ve ÇEDES benzeri projelerle dinselleştirilmesine son verilmelidir.
- Her öğrenciye ücretsiz, sağlıklı bir öğün yemek ve temiz su sağlanmalıdır.
- Acilen en az 150 bin öğretmen ataması yapılmalı ve idari, teknik, yardımcı personel açıkları kadrolu istihdam yoluyla giderilmelidir.
Irmak, taleplerin yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sosyal, demokratik ve mesleki olduğunu belirterek, "Bu talepler sadece bizim değil, milyonlarca öğrenci ve veli adına da dile getirilmektedir" dedi. Irmak yetkili sendikaya çağrıda bulunarak, "O masada yetki sahibi olabilirsiniz ama meşruiyetin sahibi biziz" dedi.
Eğitim Sen'in grevli toplu sözleşme hakkı dahil tüm hakları için mücadelesini sürecin öncesi ve sonrasında kararlılıkla sürdüreceğini vurgulayan Irmak, örgütlü mücadelenin belirleyici olacağını belirtti.
İzmir: Toplu sözleşme taleplerimizde ısrarcı, birleşik mücadelede kararlıyız
İzmir – Eğitim Sen İzmir Şubeleri, 2026-2027 yıllarını kapsayan toplu iş sözleşmesi (TİS) talepleri için Karşıyaka'da basın açıklaması düzenledi.
Fotoğraf: Evrensel
Açıklamayı okuyan KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Bülent Karakaş, “En düşük kamu emekçisi maaşı yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalı, taban aylıkları yükseltilmeli, gelir vergisi dilimleri adil hale getirilmeli, öğretmen alımında mülakat kaldırılmalı, 3600 ek gösterge tüm eğitim ve bilim emekçilerine verilmeli, KHK ile hukuksuz şekilde ihraç edilen eğitim ve bilim emekçileri görevlerine iade edilmelidir” dedi.
“Yetki sahibi olabilirsiniz ama meşruiyetin sahibi biziz”
Yetkili sendikaya da seslenen Karakaş, “Bu kez masaya kamu emekçilerinin gerçek talepleriyle oturun. O masada yetki sahibi olabilirsiniz ama meşruiyetin sahibi biziz! Eğitim Sen olarak sadece ağustos ayıyla ya da toplu sözleşme süreciyle sınırlı değil, sürecin öncesi ve sonrası da dahil olmak üzere, grevli toplu sözleşme hakkımız başta olmak üzere tüm taleplerimiz için her alanda mücadeleyi sürdüreceğimizi kamuoyuna ilan ediyoruz” diye konuştu.
Fotoğraf: Evrensel
Ayrıca KHK ile ihraç edilen kamu emekçileri için açıklama yapan Eğitim Sen 2 No’lu Şube, OHAL sürecinin sona ermesine rağmen adaletsizliklerin devam etmekte olduğunu belirterek, “Oturma eylemimizin 336.haftasında tekrar sesleniyoruz; ihraç edilen kamu emekçileri görevlerine iade edilsin, tüm dosyalar bağımsız ve adil yargı mercilerinde yeniden değerlendirilsin” dedi.
Eskişehir: Haklarımızı masa başı oyunlarına kurban etmeyeceğiz
Eskişehir — Toplu iş sözleşmesi (TİS) süreci yaklaşırken, kamu emekçilerinin taleplerini görünür kılmak amacıyla bir araya gelen Eğitim Sen Eskişehir Şubesi üyeleri, Evkur önünde basın açıklaması yaptı.
Fotoğraf: Evrensel
Yapılan basın açıklamasında eğitim ve bilim emekçilerinin ekonomik ve sosyal haklarının yıllardır yok sayıldığına dikkat çekildi. “Eğitim Sen varsa umut vardır” pankartı arkasında toplanan emekçiler, insanca yaşam, güvenceli istihdam ve demokratik bir toplu sözleşme düzeni için mücadele çağrısında bulundu.
Basın açıklamasını okuyan Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı Özkan Demirkol, “Haklarımızı kapalı kapılar ardında yürütülen masa başı oyunlarına kurban etmeyeceğiz” dedi. Gerçek bir toplu sözleşmenin ancak grev hakkıyla mümkün olduğunu vurgulayan Demirkol, tüm sendikaları ortak mücadeleye çağırdı.
Mersin: Grevli, TİS'li sendika yasası istiyoruz
Mersin — Eğitim Sen Mersin Şubesi, yaklaşan 8. Dönem Kamu Toplu Sözleşme süreci öncesi yaptığı basın açıklamasıyla taleplerini bir kez daha kamuoyuna duyurdu.
“İnsanca bir yaşam için grevli, TİS'li sendika yasası istiyoruz" pankartı açılan açıklamada, “Sefalete teslim olmayacağız", "Grevli sendika, özgür sendika”, “KHK'lar gidecek, biz kalacağız", "Karanlığa teslim olmayacağız" sloganları attı. Basın metnini Eğitim Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül okudu.
Fotoğraf: Evrensel
Artan enflasyon, gelir dağılımındaki adaletsizlik ve güvencesizliğe dikkat çeken Sümbül, bu durumun sorumlusunun emekçileri masada temsil edemeyen yetkili sendika ile siyasal iktidarın iş birliği olduğunu söyledi. Sümbül, "Bu nedenle yalnızca ekonomik değil, sosyal, özlük ve demokratik haklarımızı da kapsayan bir mücadele yürütüyoruz. Taleplerimiz yalnızca eğitim emekçilerinin değil, öğrencilerin ve velilerin de talepleridir. Eğitim emekçisinin yaşadığı her sorun, eğitimin niteliğini doğrudan etkiler" ifadelerini kullandı.
Yetkili sendikaya da çağrıda bulunan Sümbül, "Bu kez masaya kamu emekçilerinin gerçek talepleriyle oturun. O masada yetki sahibi olabilirsiniz ama meşruiyetin sahibi biziz" dedi.
Ordu: TİS süreci iktidarın belirlediği dar çerçevelere sıkıştırılamaz
Eğitim Sen Ordu Şubesi, 2026-2027 yıllarını kapsayan toplu iş sözleşmesi (TİS) talepleri için basın açıklaması düzenledi.
Fotorğaf: Evrensel
Basın açıklamasını okuyan Eğitim Sen Ordu Şube Başkanı Nursen Kaymaz, “Toplu sözleşme süreci, iktidarın belirlediği dar çerçevelere sıkıştırılamaz. Bu süreçte, tüm kamu emekçilerinin örgütlü gücü belirleyici olacaktır. Taleplerimizin karşılanması, hangi sendikaya üye olduğu fark etmeksizin tüm eğitim ve bilim emekçilerinin ortak mücadelesine bağlıdır” dedi.
Kaymaz, Eğitim Sen olarak sadece ağustos ayıyla ya da toplu sözleşme süreciyle sınırlı değil, sürecin öncesi ve sonrası da dahil olmak üzere, grevli toplu sözleşme hakkı için mücadele edeceklerini söyledi.
Samsun: Tüm taleplerimiz için her alanda mücadeleyi sürdüreceğiz
Samsun — Eğitim Sen Samsun Şubesi, İstiklal Caddesi girişinde basın açıklaması yaparak Temmuz ayında yapılacak olan toplu iş sözleşmesi ile ilgili taleplerini dile getirdi.
Açıklamaya eğitim sen üyelerinin yanı sıra KESK’e bağlı sendikaların üyeleri emek ve demokrasi güçleri destek verdi.
Fotoğraf: Evrensel
Açıklamada “İnsanca çalışma, insanca yaşam için emekçiler el ele mücadeleye”, “Satış sözleşmesi istemiyoruz”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları atılırken basın metnini Eğitim Sen Samsun Şube Başkanı İsmail Yavuz okudu.
“En düşük kamu emekçisi maaşı yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalı, reel enflasyon esas alınarak maaşlardaki alım gücü kaybı telafi edilmeli, refah payı uygulaması hayata geçirilmelidir” diyen Yavuz, grevli toplu sözleşme hakkı başta olmak üzere tüm talepleri için her alanda mücadeleyi sürdüreceklerini söyledi.
Eğitim Sen Çaycuma, TİS talepleri için alanda
Fotoğraf: Evrensel
Eğitim Sen, 2026-2027 yıllarını kapsayacak 8. Dönem Kamu Toplu Sözleşme görüşmeleri öncesinde Türkiye genelinde olduğu gibi Çaycuma'da da basın açıklaması yaptı.
Çaycuma Öğretmenevi önünde yapılan basın açıklamasına Eğitim Sen üyelerinin yanı sıra emekliler, CHP Çaycuma İlçe Başkanı Fahri Diler, ADD Çaycuma Şube Başkanı Ercan Başar, Çaycuma Çevre Gönüllüleri Sözcüsü Züleyha Nur da katıldı.
Türk-İş üyesi kamu işçilerinin Ankara'da Hazine ve Maliye Bakanlığı önüne yürüyüş yaptığını Eğitim Sen Çaycuma Temsilcisi İsmet Akyol “Buradan hak arayan işçilere dayanışma dileklerimizi iletiyoruz. Tüm sendikalara emek örgütlerine bir çağrıda bulunuyoruz; gelin emeğin, emekçinin hakları için birleşelim” dedi. Akyol, artan enflasyon, gelir dağılımındaki adaletsizlik ve çalışma yaşamındaki esnekleşme, kamu emekçilerini güvencesizlik, yoksulluk ve gelecek kaygısı içine hapsettiğini kaydederek, “Bu tablonun sorumlusu, emekçileri masada temsil edemeyen yetkili sendika ve siyasal iktidar ortaklığıdır. Bu nedenle, yalnızca ekonomik değil; sosyal, özlük, demokratik ve mesleki haklarımızı da kapsayan bütünlüklü bir mücadele yürütüyoruz. Taleplerimiz yalnızca bizim değil; eğitim hizmeti alan milyonlarca öğrenci ve veli adınadır” diye konuştu.
Eğitim Sen olarak mücadeleyi sürdüreceklerini vurgulayan Akyol, “Sadece ağustos ayıyla ya da toplu sözleşme süreciyle sınırlı değil, sürecin öncesi ve sonrası da dahil olmak üzere, grevli toplu sözleşme hakkımız başta olmak üzere tüm taleplerimiz için her alanda mücadeleyi sürdüreceğimizi kamuoyuna ilan ediyoruz” dedi.
(Evrensel)
Evrensel'i Takip Et