‘Beklersek kaybederiz’
Her geçen gün eriyen ücretleriyle sefalet sınırında yaşam mücadelesi veren işçiler, sendikacıların ‘bekle-kaybet’ politikasına karşı harekete geçme çağrısı yaptı.

Fotoğraf: Murat Uysal/Evrensel
Andaç Aydın Arıduru
[email protected]
Kamu işçilerinin 2025-2027 yılları arasında ücret ve sosyal haklarını belirleyecek kamu çerçeve protokolü (KÇP) görüşmeleri ocak ayından beri devam ediyor. 27 Şubat’ta Türk-İş ve Hak-İş konfederasyonlarının zam taleplerini içeren KÇP taslak teklifi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile görüşmelerdeki işveren sendikası TÜHİS’e iletildi.
Aradan geçen 107 günün ardından TÜHİS’in ilk karşı teklifi, ilk 6 ay için yüzde 16 olarak açıklandı. TÜİK verilerine göre ilk 5 aylık enflasyon yüzde 15.09 iken, İstanbul Ticaret Odası (İTO) verilerinde bu oran yüzde 19.53 olarak kaydedildi.
Kamudaki çeşitli iş kollarından işçiler, hem görüşmelerin aylarca uzamasına hem de hükümet tarafından süreç boyunca muhatap alınmamalarına tepki gösterdi. İşçiler ayrıca, kendi taleplerinin çok altında kalan ve enflasyonun gerisindeki bu ilk teklifin kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Kamu işçileri, her geçen gün eriyen alım güçlerine dikkat çekerek, konfederasyonların Maliye Bakanlığı önünde yapacağı basın açıklamasının yetersiz kalacağını belirtti. İşçiler kitlesel ve güçlü eylemlerin bir an önce başlaması çağrısını yineledi.
Teklifin açıklanmasının ardından Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, KÇP’nin bağıtlanamaması nedeniyle tıkanan toplu iş sözleşmesi (TİS) süreçleri hakkında bilgi vereceklerini duyurdu. Atalay ayrıca, eylem programının detaylarını kamuoyuyla paylaştı.
Genel Maden-İş Sendikası, Türk-İş’in eylem programı kapsamında Maliye Bakanlığı önünde yapılacak basın açıklamasına üyeleriyle katılacağını bildirdi.
28 Mayıs’ta TİS görüşmelerinin uyuşmazlıkla sonuçlanıp Yüksek Hakem Kuruluna gitmesiyle “eylemsellik sürecini” başlatan Harb-İş, 16 Haziran’da Türk-İş’in basın açıklamasına atıfta bulundu. Eylem kararını öğrenen İstanbul Tersanesi Komutanlığı işçileri, mesai çıkışında “İnsanca yaşanacak ücret” ve “Kitlesel eylemlerin acilen başlatılması” talebiyle protesto gerçekleştirdi.
5 aylık enflasyon yüzde 19.53
KÇP görüşmelerinde hükümeti temsil eden TÜHİS’in, 3.5 aydır devam eden KÇP görüşmelerinde kamu işçilerine ilk zam teklifi yüzde 16 oldu. TÜİK verilerine göre yılın ilk 5 ayında enflasyon yüzde 15.09 seviyesinde gerçekleşti. İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından hesaplanan İstanbul’daki yaşam maliyeti enflasyonu ise yüzde 19.53 oldu.
16 Haziran’da eyleme geçen Harb-İş üyesi İstanbul Tersane Komutanlığı işçileri, en kalabalık işçi grubunu oluşturan 10 ila 17. kademe arasındaki işçilerin ücretlerinin 29 bin TL ile 35 bin TL arasında olduğunu belirtti.
İşçiler, İstanbul’da halihazırda 20 bin TL’ye dayanan kira masraflarının altından kalkmanın bile imkansız hale geldiğini ifade ederken, teklif edilen zam oranının ilk aydan itibaren kayıp anlamına geldiğini vurguladı.
Bir tersane işçisi, “Her geçen gün kaybediyoruz. Eylemler başlamazsa daha da kaybedeceğiz. Beklemenin 3 aydan fazla süredir bize bir faydası oldu mu? Bu pazarlıkta kamu işçileri olarak ciddiye alınmak istiyorsak, sesimizi duyuracak türden eylemlere ihtiyacımız var” şeklinde konuştu. Aynı işçi, düşük dilimler nedeniyle artan vergi yükünün bir an önce yüzde 15 seviyesinde sabitlenmesi gerektiğini de belirtti.
Kamuda işçilerin ücretlerinin büyük bölümünü oluşturan net 35-40 bin TL bandındaki işçiler, haziran ayında yüzde 27 oranında gelir vergisi ödediklerini kaydetti.
Birleşik Metal-İş Sendikası Araştırma Merkezine göre, 2025 mayıs ayında dört kişilik bir ailenin asgari ihtiyaçları için gereken minimum harcama tutarı 81 bin 686 TL oldu. Bu miktar, Türk-İş’e göre ise 81 bin 734 TL olarak hesaplandı.
Program eylemsizlik doğurdu
TÜHİS’in teklifinin ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’dan randevu talep eden Hak-İş ve Türk-İş Kamu Koordinasyon Kurulları, bakanla 1.5 saatlik bir toplantı gerçekleştirdi.
Türk-İş Genel Başkanı Atalay’ın açıklamasıyla konfederasyonun eylem planının ilk adımını oluşturan görüşmenin ardından kameralar karşısına geçen Atalay, “Bir buçuk saatlik toplantı yaptık. Teklifin, beklentimizin yanına dahi yaklaşmadığını söyledik. Bakan bunun ilk teklif olduğunu, ikinci teklifin de verileceğini söyledi. Bir an önce olumlu bir dönüş bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
16 Haziran’da konuşan Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ise, “Lütfen bir an önce en son verilen teklifi yeniden gözden geçirin” dedi.
Açıklamaların ve ortaya çıkan eylem programlarının bir an önce güçlendirilmesi çağrısını yapan kamu işçileri, sendika merkezlerinin teklif sonrasında eylemlerden kaçındığı görüşünde olduklarını belirtiyor.
Yol-İş üyesi bir kara yolları işçisi, “Başkanlar ilk teklifi duymadan önce 1995 ve 1989 eylemlerinden bahsediyorlardı. ‘Eylemse eylem, grevse grev’ söylemi bizim için değişmedi ama başkanların ağzından düştü. 13 Haziran’da Atalay, ‘Eylem, miting, grev meraklısı değiliz’ diyor. Biz ücretlerimize bir zam görmedik daha. Borçlarım aynı, 5 aydır nasıl duruyorsa büyüyerek duruyor. Başkanlara sesleniyorum, biz artık eylem meraklısıyız” diyor.
Türk-İş tarafından her ay açıklanan ve 81 bin 700 TL’yi aşmış olan yoksulluk sınırını hatırlatan bir Sağlık-İş üyesi hastane işçisi ise, “Şimdi teklif geldi diye pazarlık yürütülecek fikrine kapılmamak lazım. 5 ayda 1 teklif vererek ve ilk teklifte enflasyon altında zam teklifi yaparak bizi ne kadar ciddiye aldıklarını gösterdiler. Türk-İş üyesi işçiler için bir şey değişmedi. Yoksulluk sınırının üstüne çıkana kadar bizim mücadelemiz bitmez. Eylemlere bir an önce başlanmalı. Maliye Bakanlığı önünde açıklama yapmak cılız kalacak belki, ama durumumuzu anlatmak için başlangıç olsun. Her ilde eylem dendi; genel merkez açıklamalarında her ili hareketlendirmemiz lazım. Yoksa ne hükümet ne TÜHİS bizi muhatap almayacak” ifadelerini kullandı.
Evrensel'i Takip Et