Batman’da ağır hasta mahpus Çam’ın sağlık hakkı ihlal ediliyor
Batman Beşiri T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan ağır hasta mahpus Mehmet Emin Çam, cezaevi koşullarında yaşam mücadelesi veriyor. Çam’a ayrıca yoğun bakımda kelepçe takıldığı ifade edildi.

Fotoğraf:Pixabay
Elif Ekin Saltık
[email protected]
Ağır hasta mahpusların ceza infaz süreçleri, Ali Tıp Kurumunun verdiği raporlar ve hasta mahpuslar için cezaevi koşulları her gün gündemde yerini koruyor. 73 yaşındaki mahpus Mehmet Emin Çam’ın durumu da Meclis gündemine geldi. Batman Beşiri T Tipi Kapalı Cezaevinde tutulan Çam’a ayrıca yoğun bakımda da kelepçe takıldığı ifade edildi. ATK tarafından ağır hasta olduğu halde verilen “cezaevinde kalabilir” kararı ise kurumun ‘tarafsızlığı’nı yeniden tartışmaya açtı.
İki kez kalp krizi geçirmiş, üç kalp damarından yalnızca biri açılabilmiş ve diğer iki damarı tıkalı olduğu için yalnızca ilaç tedavisiyle hayatta kalmaya çalışan Çam’ın beyninde üç damar tıkanıklığı, böbrek operasyonları, görme ve işitme kayıpları gibi çoklu ve kronik sağlık sorunlarıyla boğuştuğu öğrenildi. Konuyu Meclis gündemine taşıyan DEM Parti Şırnak Milletvekili Nevroz Uysal Aslan, “cezaevinde kaldığı süre boyunca sağlık hakkı ihlal edilmiş, yoğun bakımda kelepçe takılmış, muayeneleri kelepçeli bir şekilde gerçekleştirilmiştir. Yaşadığı tüm bu süreç, insan onurunu zedeleyen, hukuk ve vicdanla bağdaşmayan uygulamaların açık bir göstergesidir” dedi.
Aslan şu bilgileri de paylaştı:
“Adli Tıp Kurumu, 21 Mayıs 2025 tarihinde verdiği raporla, tüm bu ağır sağlık koşullarına rağmen Mehmet Emin Çam için ‘Tedavi ile kontrol altında olan düzenli takip edilmesi gereken kronik (sürekli) hastalıkları olduğu, -Sakatlık hali niteliğinde olmadığı, -Kocama hali niteliği halinde olmadığını belirterek cezaevinde kalabileceğine’ hükmetmiştir. Bu karar, yalnızca tıbbi gerçeklikten değil, insani sorumluluktan da uzak bir tutumdur. Ağır hasta mahpuslar hakkında verilen bu tür kararlar, toplumun vicdanında derin yaralar açmakta, Adli Tıp Kurumu’nun tarafsızlığına ve bilimsel temellerine olan güveni zedelemektedir. Bu vaka, ceza adaleti sistemimizin yaşlı, hasta ve onuruyla yaşamak isteyen mahpuslar için nasıl bir vicdanla işlediğini gözler önüne sermektedir.”
Aslan, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanıtlaması istemiyle verdiği önergede ise şunları sordu:
- Çam’ın Adli Tıp Kurumu’na 09.05.2025 tarihinde sevk edildiği, ATK’nın ise 21.05.2025 tarihinde “kocama hali yoktur” yönünde karar verdiği belirtilmiştir. Bu karara temel teşkil eden tıbbi veriler nelerdir?
- Adli Tıp Kurumu tarafından ceza infazının ertelenmesine ilişkin değerlendirmelerde “kocama hali” bulunmadığı yönünde verilen kararların esas alındığı kriterler nelerdir? İleri yaş, çoklu kronik hastalık, kalıcı fiziksel engellilik ve yaşamını ilaç tedavisiyle sürdürme zorunluluğu gibi unsurlar hangi durumda “kocama hali” olarak değerlendirilmemektedir?
- Mehmet Emin Çam’ın ailesinin ve avukatının hastaneye sevk süreci hakkında bilgilendirilmediği, 10 Nisan’da ailesi tarafından tesadüfen öğrenildiği doğru mudur? Aile bireylerinin hapishaneyi aramasına rağmen aileye bilgi vermemesi hangi mevzuat çerçevesinde değerlendirilmiştir?
- Cezaevinde sağlık durumu bu denli riskli olan bir mahpusun elleri kelepçeli şekilde hastanede tutulması insan onuruyla bağdaşıyor mu? Kelepçeli muayene uygulamasının genelge ya da yönetmeliklerle sınırlandırılması yönünde bir çalışmanız var mıdır?
- Mehmet Emin Çam hakkında yapılan tahliye başvurularının bugüne kadar reddedildiği belirtilmiştir. Bakanlığınız bu kararların insan hakları açısından yeniden değerlendirilmesini sağlayacak bir mekanizma kurmayı planlamakta mıdır?
- Adli Tıp Kurumu’nun karar süreçlerinin denetimi ve tarafsızlığına ilişkin kamuoyunda yoğun eleştiriler bulunmaktadır. Ağır hasta mahpuslar hakkında karar veren ATK Kurullarının yerine yürütmeye bağlı olmayacak dış denetim veya bağımsız uzman incelemesi sistemi öngörülmekte midir?
- ATK kararlarında “cezaevi koşullarında kontrol altında tutulabilir” ifadesi sıkça kullanılmaktadır. Cezaevinde iki kez kalp krizi geçirmiş bir mahpusun nasıl bir kontrol mekanizması altında tutulacaktır? ATK karar verirken bu mekanizmayı ayrıca tıbbi yeterliliğini değerlendirmekte midir?
- Cezaevlerinde sağlık hizmetlerine erişim hakkının Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi çerçevesinde güvence altına alınmasına rağmen, Mehmet Emin Çam gibi ağır hasta mahpusların bu hizmetlerden yoksun bırakıldığı vakalar için idari ve yargısal denetim mekanizması işletilmiş midir?
- Son beş yılda ATK tarafından ağır hasta olduğu halde “cezaevinde kalabilir” kararı verilen mahpus sayısı kaçtır? Bu kararların kaçı daha sonra AYM veya AİHM gibi yüksek yargı mercilerince ihlal kararıyla sonuçlanmıştır?
Aslan son olarak şu çağrıyı yaptı: “Bu çağrı yalnızca Mehmet Emin Çam için değil, cezaevlerinde sesi duyulmayan tüm hasta mahpuslar için yükseltilmiştir. Yaşam hakkının ve insan onurunun cezaevi duvarları ardında sessizce yok olmasına izin vermeyelim.”
Evrensel'i Takip Et