14 Haziran 2025 17:13

Yerelde tek adam yönetimi ve Erdoğan-Şimşek programının yeni yüzü: Cemil Tugay

Cemil Tugay hedef şaşırtmaktadır. “Kasamız boş” söylemiyle belediye işçilerinin ücretlerini ve başta “Eşit işe eşit ücret” taleplerini bastırıp halka şikayet ederken, şimdi de İZDOĞA işçilerine.

Yerelde tek adam yönetimi ve Erdoğan-Şimşek programının yeni yüzü: Cemil Tugay

Fotoğraf: Evrensel

Satı Burunucu


Cemil Tugay, 2019-2024 yılları arasında Karşıyaka Belediye Başkanlığı görevini yürüttükten sonra, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi. Tugay’ın seçim öncesi söylemleri “AKP karşıtı” ve “halkçı” gibi olsa da pratiği değerlendirildiğinde 2019’dan bu yana karar alma süreçlerinde merkeziyetçi ve tek adamcı bir yaklaşım benimsediği görülür. Sürekli bahaneler üreten, şikayet eden, kamplaştırıcı bir dil kullanan, karşı karşıya getiren ve hiçbir sorumluluğu üstlenmeyen tutumu, Erdoğan’dan aşina olduğumuz bir siyaset tarzıdır.

Tek adam belediyeciliğinin uygulayıcısı

Tugay’ın uyguladığı programın, Erdoğan-Şimşek programının birebir yansıması olduğu ortadadır. Çıktığı televizyon programlarında “Bugün sadece özel sektörde değil, kamuda da verimlilik adı altında işten çıkarmalar ve daralmalar yaşanıyor. Bunlar normal, biz de öyle yapıyoruz. Göreve geldiğimizden bu yana sürekli personel sayısını düşürdük; işte böyle tasarruf ediyoruz, borç ödüyoruz. İşçi ücretlerini baskılıyoruz” biçimindeki beyanları ile açıkça Erdoğan Şimşek programını desteklemektedir. Tugay da hayatını sürdürmek için başka hiçbir geliri olmayan işçilerin ücretlerini, işçi kıyımını bir tasarruf kalemi olarak görmektedir. Bir kamu görevlisi sorumluluğu ile belediyenin kaynaklarını, gelir ve giderlerini halka açmak, gerçek büyük tasarruf kalemlerinin nerede yattığını göstermek bir yana kendisini İzmir’ in patronu olarak görmektedir. Bütün bunları yaparken kent yönetiminde hiçbir söz ve karar hakkı tanımadığı İzmir halkından kendisinin emek düşmanı politikalarına yedeklenmesini istemektedir.

Halktan ve emekten uzak bir yönetim anlayışı

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Tugay, hem belediye işçilerinden hem de halktan uzak, yabancı bir hayat sürmektedir. Yıllardır kendi partisinin yönetiminde olan belediyede çalışan işçilerden “falan sendikanın üyeleri” diye sendika düşmanlığı yaparak söz etmekte; İzmir halkını ise yalnızca işçilerin toplu iş sözleşmesi (TİS) haklarını tanımamak, grev kırıcılığı ve işçi kıyımına meşruiyet kazandırmak için anmaktadır. Tugay’ın gündeminde kentte yaşayan ve çalışan milyonlarca emekçi halkın “ulaşım masraflarının, su faturalarının, barınma bedelinin karşılanamayan ağır yükünü nasıl hafifletiriz” anlayışı yoktur. Deprem riski yüksek kenti nasıl güçlendiririz, kaç ücretsiz kreş, etüd açabiliriz, emekçilerin, kadınların, gençlerin, yaşlıların, engellilerin hayatını nasıl kolaylaştırırız? Bakış açısından yoksunluk İzmir halkına hizmeti de bir maliyet kalemi görmenin, halka karşı sorumsuzluğun sonucudur.

İcraatlar: İşçi kıyımı, baskı, sürgün, tasfiye

Şehrin temizlik, ulaşım, kanal, sulama gibi temel işlerini yapan işçilerin ücretlerini tartıştıran Tugay’ın geçen yaz ilk uygulamaları arasında belediye memurlarının toplu sözleşme taleplerini reddetmek, İzmir’de halktan yana mimarlık, mühendislik, zabıta hizmetleri sunan Tüm Bel-Sen yöneticilerini ve üyelerini açığa almak, baskı, soruşturma ve sürgünleri artırmak yer almıştı. İzBB başkanı olduktan sonra daha önce iki kez işçi kıyımı yapan Tugay, tekrar işe aldığı mühendis ve teknisyenleri hâlâ park ve bahçelerde atıl durumda bekletmektedir. Bu sadece atıl bırakılan emekçileri değil aynı zamanda onların vereceği hizmetleri engelleyerek halkı da cezalandırmaktır.

 Tugay “ücretleri karşılayamıyoruz” diyerek bir yandan işçi çıkarmakta, diğer yandan “personel almamız lazım” demektedir. Çözüm bekleyen yüzlerce sorunu olan bir şehirde var olan personel azsa neden işçi kıyımı yapılıyor?.  Fazlaysa neden tugay yeni alımlardan söz ediyor. Cevabı belli Tugay bu belediyede çalışan işçileri işsiz ekmeksiz bırakıp siyaseten kadrolaşmak istiyor. Büyükşehir belediyesi başkanlığı görevi yetmiyor olsa gerek ki kendisine minnet duyarak işe alacağı binlerce yeni işçinin itaati üzerinden başta partisi içinde olmak üzere her yerde güç odakları olmak istiyor. CHP gençlik ve kadın kolları seçimlerinde belirleyici olmak için belediyeye personel alımı yapan Tugay’ın, 1030 işçiyi çıkarıp yerine yenilerini bağımsız bir komiteyle, kura ile alacağı açıklamaları işte bu yüzden başta kendi partisinin kamuoyunu ikna etmiyor. Burada şunu da söylemek gerekir belediye işçileri bu iktidar savaşlarının  ne tarafıdır ne de buna kurban edilebilir.

Geçmişi de farklı değil

Tugay, partisinin eski belediye başkanlarını da hedef alarak, AKP! nin her yolla saldırdığı  koşullarda CHP’yi de yıpratmaktan çekinmiyor. İktidar savaşında deyim yerindeyse kendinden önceki dönemlerde alınmış işçileri yem ediyor, önceki dönem başlamış, belediye bütçesinden harcamaları yapılmış kimi projelerden de gözünü kırpmadan vaz geçebiliyor. Tarih onunla başlamakta, en iyisini hep o bilmekte, hep o yapmaktadır. Bu tutumu Karşıyaka Belediye Başkanıyken de aynıydı. “212 milyon lira borçla devraldık” dediği Karşıyaka Belediyesini yüzlerce ihale ve arsa satışına rağmen 3 milyar lira borçla devretmiştir. Başkanlığı döneminde işçilerin ve memurların maaş ve TİS alacaklarını beş ay üst üste ödemediği dönemler olmuştur. 2020-2021 yıllarında Tüm Yerel Sen ile kendi imzaladığı toplu sözleşmeyi tanımamış, memurların hak ettikleri artışları ödememiştir. Belediye emekçileri her ay maaşlarını alabilmek için eylemler yapmak zorunda kalmıştır. Demek ki ağır borç yüküyle devrettiği Karşıyaka belediyesini batıran belediye emekçilerinin ücretleri değildir.

Rant var, emekçi yok

Tugay’ın sıkça söz ettiği “mali disiplini” bozan gerçek neden izlediği rantçı politikalardır. Bu politikalara dair bugüne kadar halka tek bir hesap vermiştir. Karşıyaka Belediyesi, başkanlığı döneminde İzmir’in en fazla çalışana sahip ilçe belediyesi olmuş; işe alımlar üzerinden kadrolaşma büyük ölçüde Kent AŞ aracılığıyla gerçekleştirilmiştir. Belediye emekçileri, hiç tanımadıkları ama talimatla puantaj düzenlenen kişileri hâlâ konuşmaktadır. Tugay, pandemi ve deprem gibi gerekçeleri öne sürerek Karşıyaka halkı yararına tek bir hizmet sunmamış; bu da 2024 seçimlerinde Karşıyaka ilçesi seçmenleri içinde gerek ilçe gerekse İzmir Büyükşehir Belediyesi genelinde CHP’nin oylarının düşmesine yol açmıştı.

Erdoğan Şimşek Programı ve tek adam yönetimi ile Tugay arasında ne tür benzerlikler var?

  • İşçi sınıfı ve emekçilerin örgütsüzleştirilmesi
  • Sendikal hakların sistematik biçimde gasbı
  • Sendika ve grev hakkının itibarsızlaştırılması, grev yasakları, grev kırıcılığı
  • Sendikal örgütlenmenin tehdit edilmesi
  • İşçilerin sendikal tercihlerine müdahale edilmesi
  • Toplu sözleşme süreçlerinin tıkanması, yürürlükteki sözleşmelerin tanınmaması, dava edilmesi, hakların ödenmemesi(Örneğin, İZDOĞA işçilerinin SODEMSEN ve Belediye-İş arasında imzaladığı TİS’in Tugay tarafından dava edilmesi; ancak yürütmeyi durdurma talebinin iktidar güdümlü mahkemelerde dahi reddedilmesi)
  • Sürekli işten çıkarma tehdidi ve düşük ücretle çalıştırma dayatması
  • İşçi haklarının “kamu zararı” gibi gösterilerek halkla emekçilerin karşı karşıya getirilmesi
  • “Kasamız boş” söylemiyle, halka hizmeti değil işçiye hakkını vermemeyi tercih etmesi

Bütçe tercihleri sınıfsaldır

Tugay hedef şaşırtmaktadır. “Kasamız boş” söylemiyle belediye işçilerinin ücretlerini ve başta “Eşit işe eşit ücret” taleplerini bastırıp halka şikayet ederken, şimdi de İZDOĞA işçilerine “Ya yasal haklarınızdan vazgeçin ya da işten atacağım, sorumlusu da sendika olacak” tehditleri savururken kendisinin temsil ağırlama giderleri, belediyeye ait arsaların satışa çıkarılması ya da lüks projelere kaynak ayrılması, bütçenin kimden yana kullanıldığına dair tek bir açıklama yapmamaktadır. Tugay kendisinin ve bürokratlarının maaşlarından da hiç söz etmemektedir. Oysa büyükşehir belediye başkanı olarak 250 bin lira maaşa ek olarak ayrıca emekli belediye başkanı, her toplantıda, huzur hakkı, ayrıca encümen ödeneği almaktadır. İzbb’nin iştirak sayısı 13, eshot ve izsu olarak kamu kuruluşu sayısı ikidir. Bunların her birinin yönetim kurulu üyesi olmaktan kaynaklı hepsinden ayrı ayrı huzur hakkı ücreti alabilir, 15 inden de alıyor mu? bunu halka açıklaması gerekir. Çağrımız tasarruf için, İzmir halkı için belediyede en yüksek işçi maaşı neyse onu tek bir maaş olarak almasıdır. Geri kalan gelirleriyle bir emekçi semtine sağlık ocağı, ya da kreş açtırabilir örneğin.

 Cemil Tugay’ın belediye bütçesinin kullanımı konusunda yaptığı tercihlerin hiçbiri ne işçilerden ne de İzmir halkından yanadır. Sermaye ve rant belediyeciliği işçilerin, halkın çıkarlarına zarar vermek üzere işler. Tugay tek adam yönetimine, onun belediyelere yönelik baskılarına dair tek bir söz etmemekte, AKP’li bakanlarla arayı iyi tutmaktadır. Onun dilinde sadece işçiler ve onların talepleri vardır, halka hizmeti ulaştıran, kendi belediyesinin işçilerini sürekli hedef göstermek, bir belediye başkanının görevi değildir.  Bu da politik bir tutumdur.19 Mart İBB operasyonları ile başlayan süreçte belediye işçileri ve emekçileri mücadele ederken Cemil Tugay’ın hatırda kalacak bir açıklaması bile olmamıştır.

Gerçekten halkçı bir yönetim:

  • Kaynak kullanımını halkla birlikte planlar.
  • İşçinin grev hakkını tanır ve müzakereyi esas alır.
  • Belediye gelir ve giderlerini, nereye harcanacağını halkın ortak ve acil talepleri üzerinden hakla kararlaştırır.
  • Kenti rant için değil, yaşam için dönüştürür.
  • Ücretsiz toplu taşıma ve temiz su hizmeti verilir.
  • Emekçi semtlerine ücretsiz kreş, yaşlı bakım evleri, gençlik merkezleri, kadın dayanışma merkezleri, işçi semt merkezleri açılır.

Tugay’da bunların hiçbiri yoktur.

İşçiye düşman olan halka dost olamaz, demokrasi işçi sınıfıyla başlar

Demokrasiyle, halkçı politikalarla anılmak için yalnızca seçimle gelmek yetmez; karar alma süreçlerini halka açmak, emekçilerin haklarını güvence altına almak ve kamu kaynaklarının kullanımını halkla birlikte, belediye içinde ve dışında onların sendikaları, örgütleri, temsilcileriyle birlikte planlamak gerekir.

Unutmayalım ki Erdoğan da seçimle gelmişti. İnsanlık tarihi, işçi sınıfına düşman olup da halk dostu gibi konuşan pek çok diktatör gördü. Nazi Almanyası’nda, Faşist İtalya’da ve bizde halkçı sloganlar eşliğinde işçi sınıfı ezildi; grevler yasaklandı, sendikalar kapatıldı, denetim altına alındı. “Halkın iyiliği için” imajları verildi. “Herkes aynı gemide” söylemiyle sınıf farkları önemsizleştirildi.

Oysa işçi sınıfı hem gerçek demokrasinin taşıyıcısıdır hem de sınıfsız, sömürüsüz, savaşsız bir dünyanın tek kurucu gücüdür. İşçi sınıfının haklarını görmezden gelen, onları örgütsüzleştirmek isteyen, mücadelelerini bastıran hiç kimse halkın dostu değildir. Olsa olsa halkın düşmanlarına karşı rol yapmaktadır.

İşçi sınıfının yanında olanlar, onun da en büyük parçası olduğu halkın dostudur; düşmanları da halkın düşmanıdır. İşçi sınıfı düşmanlığından ne demokrasi ne de halk yararı çıkar.

Tugay’ın “kendi basınımızı kuralım” diyerek fonladığı yerel basın ve kimi işçi sınıfı, halk düşmanı troller ne yazarlarsa yazsınlar İzmir’in yarını; sendikalı, güvenceli, örgütlü işçi ve emekçilerin mücadelesiyle kurulacaktır. Onlar da grev alanlarından ve direniş meydanlarından sözünü söylüyor. “İZBB işçileri yalnız değildir.”.

“Kriz disiplini” adı altında sermayeyi koruyan, emeği baskılayan Cemil Tugay yönetimi şimdiden emek demokrasi güçleri nezdinde demokratik meşruiyetini kaybetmiştir.

10 Temmuz 2025 12:47

Osimhen’in Galatasaray’a gelişi ‘uçak bileti’ne kaldı

Galatasaray 2. Başkanı Metin Öztürk, Osimhen transferiyle ilgili, “Gerekli teklifleri Napoli'ye yaptık. Bu iş 48 saat içinde çözülür” diyerek transferin tamamlanmasının an meselesi olduğunu duyurdu.

Osimhen’in Galatasaray’a gelişi ‘uçak bileti’ne kaldı

Fotoğraf: DHA

Merve Tur
[email protected]


İçerik yükleniyor...

10 Temmuz 2025 16:38

Manisa’da ormana sıçrayan yangın kontrol altına alındı

Manisa'nın Turgutlu ilçesinde tarım arazisinde çıkan yangın ormana sıçradı. Alevler, 1 saatte kontrol altına alınırken soğutma çalışmaları sürüyor.

Manisa’da ormana sıçrayan yangın kontrol altına alındı

Fotoğraf: DHA

10 Temmuz 2025 14:59

7 gazeteci için hapis talebi

Basın açıklamasına katıldıkları için haklarında ‘Örgüt propagandası’ iddiasıyla dava açılan 7 gazeteci ve 2 siyasetçi için hapis cezası talep edildi.

7 gazeteci için hapis talebi

Görsel sosyal medyadan alınmıştır 

İçerik yükleniyor...

(MA)
10 Temmuz 2025 15:16

Anamur'da köylüler kazandı: İki talan projesi de iptal

Anamur’da taş ocağı kapasite artışı ve jeotermal sondaj kuyusu açma projeleri iptal edildi.

Anamur'da köylüler kazandı: İki talan projesi de iptal

Fotoğraf: MERÇED

İçerik yükleniyor...

(BirGün)
10 Temmuz 2025 18:58

Danıştay mahalleliyi haklı buldu: Harmandalı çöp tesisi kapatılacak

İzmir’in Çiğli ilçesindeki Harmandalı çöp depolama tesisinin kapatılması için açılan davada Danıştay, mahalleliyi haklı buldu.

Danıştay mahalleliyi haklı buldu: Harmandalı çöp tesisi kapatılacak

Fotoğraf: DHA

İçerik yükleniyor...

(AA)
10 Temmuz 2025 17:24

Limp Bizkit 14 yıl aradan sonra İstanbul’da konser verecek

Nu metal grubu Limp Bizkit, 17 Ağustos’ta Ataköy Marina Arena’da sahne alacak. Grup üyeleri bu kez aileleriyle birlikte İstanbul’a geliyor.

Limp Bizkit 14 yıl aradan sonra İstanbul’da konser verecek

Limp Bizkit

İçerik yükleniyor...

(Kültür Servisi)

Evrensel'i Takip Et