Bu haftanın öne çıkan kitapları
Edebiyattan tarihe, çocuk kitaplarından distopyaya… Bu hafta raflara giren eserler arasında Suat Derviş'ten Agustina Bazterrica’ya geniş perspektifte eserler yer alıyor.

Kolaj: Evrensel
Sedef Akçay
[email protected]
Bu hafta çıkan kitaplar arasından öne çıkanları “Haftalık Kitap Seçkisi” olarak derledik. Edebiyat dünyasının kurgu ve kurgu dışı eserlerinden bilim kitaplarına, tarihten çocuk kitaplarına uzanan derlediğimiz seçkide işte bu hafta gözümüzden kaçmayanlar:
"Niçin Sovyetler Birliği’nin Dostuyum?"
Suat Derviş, Yazılama Yayınevi
Bu kitap yalnızca bir ideolojik yakınlığın göstergesi değil; bir halkın başka bir halkta bulduğu ortak kaderin, direnişin ve umudun izini süren düşünsel bir yolculuktur. Suat Derviş’in kaleminden çıkan her satır gibi bu metin de sınıf bilinciyle yoğrulmuş, halkların kardeşliğine inanan adaletin ve eşitliğin eşsiz dilinden beslenir.
“Niçin Sovyetler Birliği’nin Dostuyum?”, savaşların ve eşitsizliğin gölgesinde şekillenmiş bir dünya düzeninde, emek, eşitlik, barış ve bağımsızlık ideallerinin peşinden giden yurtsever bir komünistin kaleminden, Sovyetler Birliği’ne duyulan dostluğun ve kardeşlik duygusunun tarihsel, politik ve insani temellerini ortaya koyuyor.
"Sanat Yazıları 3 cilt"
Doğu Batı Yayınları
Doğu Batı dergisinin “Sanat Yazıları” dosyası 3 ciltten oluşuyor ve okuyucuya kapsamlı bir derleme sunuyor. İçeriğindeyse bir dönemi, sanatçıyı ya da bir sanat akımını tasvir eden, yorumlayan, eleştiren makaleler yer alıyor.
"Destandan Masala Türkoloji Yolculuklarım"
Irène Melikoff, Çev: Selen Okumuş, Monografi Yayınları
Irène Melikoff’un bu eseri çeşitli akademik dergilerde, sempozyumlarda yayımlanmış makalelerinden oluşan bir seçki. Melikoff’un Türkoloji alanındaki kırk yıllık yolculuğunun izlerini taşıyan yazılar, destan geleneğinden tasavvuf edebiyatına, tarihi belgelerden heterodoks inanç pratiklerine uzanan geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Erken dönem çalışmalarında Ebu Müslim, Seyyid Battal Gazi Destanı, Dânişmendname, Dede Korkut Kitabı gibi destanları inceleyen Melikoff, sonraki yıllarda Yunus Emre’nin şiirlerindeki derinliği, Bektaşi geleneğinin edebi yansımalarını, divan edebiyatını, Kızılbaş kültürünün Balkanlardaki izleri gibi konuları ele alıyor.
"Latin Amerika’dan Tekinsiz Öyküler"
Kolektif, İş Bankası Kültür Yayınları, Çev: Kolektif
“Latin Amerika’dan Tekinsiz Öyküler”, Latin Amerika ülkelerinin edebiyatlarında derin izler bırakmış yazarların, 1880-1930 yılları arasındaki dönemden seçilmiş öykülerinden oluşuyor. Kitapta yer alan öyküler büyük dönüşümlerin, savaşların arifesinde Latin Amerika’da hayata sinen “tekinsizlik” ortak teması etrafında gelecekteki büyük edebiyatın da müjdesini veriyor. Çevirmenler Meslek Birliğine (ÇEVBİR) mali kaynak yaratmak amacıyla birlik üyelerinin kolektif çevirisiyle yayımlanan kitaptan elde edilecek telif geliriyse birliğe bağışlandı. Eser aynı zamanda ÇEVBİR üyeleri tarafından yapılan dördüncü kolektif çeviri. Katkı sunan çevirmenler ise şöyle; Banu Karakaş, Çiçek Öztek, Çiğdem Öztürk, İdil Dündar, Saliha Nilüfer, Seda Ersavcı, Süleyman Doğru.
"İtlerle Kurtlar"
Irène Némirovsk, Çev: Orhan Veli, Selahattin Hilav, Ebru Erbaş, Tetes Kitap
Yoksullukla zenginliğin, ait hissetmekle sınırları reddetmenin boylarında gezinen bir metin “İtlerle Kurtlar”. Auschwitz cehenneminde yaşamdan koparılan Némirovsky tutkularıyla, çelişkileriyle, ihtirasları ve bunaltılarıyla yine insana dair derin bir otopsi sunuyor.
Sınıfsallığın tüm ilişki biçimlerinde olduğu kadar, kişinin esas iç dünyasında, gövdenin altını saran o sarmaşıkta yarattığı tahribatı bir büyüme hikayesine sığdırıyor. Bu, içerisindeki yolların sevgiyle, ezilmişlikle, öfkeyle ve kötücül olmaya duyulan mecburiyetle çatallandığı bir hikaye…
“İtlerle Kurtlar” Orhan Veli’nin yetmiş beş yıl önce başlayıp bitiremediği, Selahattin Hilav’ın on küsur yıl sonra devam edip talihsizliklerden sonunu kesemediği ‘unutulmuş’ çevirilerinin, Ebru Erbaş tarafından nihayete erdirilmesiyle ilk kez Türkçede.
"Leziz Kadavralar"
Agustina Bazterrica, Çev: Seda Ersavcı, Siren Yayınları
Arjantinli Yazar Agustina Bazterrica’dan vahşet ile şefkatin yakınlaşıp uzaklaştığı, vurucu olduğu kadar dokunaklı bir roman: “Leziz Kadavralar”. İnsan olmanın anlamını, medeniyet ile barbarlığın sınırlarını sorgulayan “Leziz Kadavralar”, bir yandan kederli bir baba-oğul hikayesi anlatırken diğer yandan kan dondurucu fakat tanıdık bir toplum portresi çiziyor. Hayvan eti bir salgından dolayı tüketilemez olduğundan yemelik insan “yetiştiren” bir dünya yaratan Bazterrica, psikolojik unsurlarla derinleşen bu politik anlatıda Latin Amerika yazınından aşina olduğumuz tekinsizlik duygusunu özgün ve çarpıcı bir biçimde şahlandırıyor ve çağımızın korkunç fakat kanıksanmış hakikatlerine ayna tutuyor.
“Leziz Kadavralar”, distopya edebiyatında yeni bir sayfa açılabileceğini gösteren, kapitalizmi, sömürüyü, tüketim kültürünü ve nihayetinde uygarlığın geldiği noktayı acımasızca eleştiren, güncelliğini uzun süre koruyacak ve unutulmayacak bir roman.
"Yanı Başımızdaki Doğa, Görmeyi, Keşfetmeyi, İyileştirmeyi Öğrenmek"
Thor Hanson, Çev: Deniz Keskin, Metis Yayınları
Tür olarak insan doğayla hep iç içe yaşadı, fakat yakın geçmişte kentleşmenin iyice yaygınlaşması bu durumu değiştirdi. Kurduğumuz şehirler diğer hayvanların yaşam alanlarını büyük ölçüde tahrip ederek birçoğunu uzaklaştırdı ya da yok oluşa sürükledi, ama buna rağmen, insan merkezli bakış açımızla çoğu zaman fark etmesek de çevremizde yaşayan sayısız canlı var. Thor Hanson bu kitabında bizi yaşamın gailesi içinde biraz yavaşlayıp yanı başımızdaki canlıları görmeye, keşfetmeye ve koşullarını mümkün mertebe iyileştirmeye, böylece müşterek hayatımızı zenginleştirmeye davet ediyor.
"Modern İnsanın Evrimi, Kendi Yarattığımız Dünya Bizi Nasıl Değiştiriyor?"
Vybarr Cregan Reid, Çev: Mirhan Petek, İnkılâp Kitabevi
İnsanlık tarihinin derinliklerine uzanan evrimsel bir yolculuk… Modern yaşamın şekillendirdiği yeni kimliklerimizi gözler önüne seren bir başyapıt. Elinizdeki kitap, yalnızca primat evriminin izlerini sürmekle kalmıyor, aynı zamanda insanın yarattığı çevre, teknolojik gelişmeler ve kültürel değişimler arasındaki karmaşık etkileşimi detaylı bir biçimde inceliyor.
Bilimsel araştırmalar, antropolojik veriler ve kişisel gözlemler bir araya getirilerek, insanın evrimiyle modern dünyanın dönüşümü arasında kurulan ince ama sağlam köprüler ortaya konuyor. Primat davranışlarından başlayarak, insanın sosyal, kültürel ve biyolojik yapısının nasıl yeniden inşa edildiği, teknolojinin ve şehirleşmenin etkisiyle nasıl farklılaştığı gözler önüne seriliyor.
"Haydi Uykuya Miyuki"
Roxane Marie Galliez, Çev: Seyran Demirbaş Poussard, Resimleyen: Seng Soun Ratanavanh
Gümüş rengi tepelere altın rengi yağmurlar yağıyor, gün yerini geceye bırakmaya hazırlanıyordu. Güneş, ayın doğuşunu izlemek için gülümseyerek geri çekildi.Martı sesleri çan seslerine karışıyor, yatma vaktinin geldiğini haber veriyorlardı.Karıncalar yuvalarına son erzaklarını taşıdı, bülbül yuvasına uçtu, kurbağa kovasına atladı. Peki Miyuki neredeydi?
Yatma vakti gelip çattığında, onu ertelemek için elinden geleni yapan tüm çocuklara!
Evrensel'i Takip Et