İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri: “Gazze’ye insani yardımlar serbest bırakılsın”
Gazze’ye insani yardım götüren Madleen Gemisi’nin alıkonulmasına karşı basın açıklaması yapan İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, “Gazze’ye insani yardımlar serbest bırakılsın” dedi.
İzmir — İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, Gazze’ye insani yardım götüren Madleen Gemisi’nin alıkonulmasına karşı basın açıklaması gerçekleştirdi. Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde gerçekleştirilen açıklamada basın metnini İzmir Barosu Başkanı Av. Sefa Yılmaz okudu. Eylemde sıklıkla “Katil İsrail, işbirlikçi AKP”, “Filistin halkı yalnız değildir”, “Katil İsrail Filistin’den defol” sloganları atıldı.
“Söz konusu barbarlık olduğunda emperyalistler bir anda birleşiyor”
Filistin halkının İsrail devleti tarafından yürütülen topyekûn bir imha savaşı ile karşı karşıya olduğunu kaydederek sözlerine başlayan Sefa Yılmaz, “Tüm dünyanın gözleri önünde neredeyse iki yıla yaklaşan bir süredir savaş suçu işleniyor. Kendilerini dünyanın en büyük, en demokratik, en barışçıl devletleri olarak gösterenler ise bu soykırıma, bu insanlık düşmanı suça karşı çıkmak ve durdurmak bir yana bu barbarlığa desteklerini esirgemekten bir an bile vazgeçmiyor. Emperyalistler her ne kadar kendi aralarında rant paylaşım savaşı verenler de söz konusu barbarlık olduğunda bir anda birleşiyor. Dünya emperyalist güçleri barbarlık, vahşet, sömürü, soykırım konusunda birleşiyor ancak dünyanın emekçi halkları, ilericileri, devrimcileri, vicdan ve erdem sahibi insanları da birleşiyor. Eşyanın tabiatı gereği aynılar aynı yere, ayrılar ayrı yere ayrılıyor” diye konuştu.
“Madleen’in durdurulması sadece hukukun değil, vicdanın da yok sayılmasıdır”
Bunun en somut örneğinin geçtiğimiz gün insani yardım taşımak için Gazze’ye hareket eden Madleen Gemisi olduğunu belirten Yılmaz, “Madleen gemisinin uluslararası sularda İsrail güçleri tarafından durdurulması sadece hukukun değil, insanlık vicdanının da yok sayılmasıdır. Madleen gemisinin durdurulması denizlerdeki seyir serbestisini değil, emperyalist gücün pervasızlığını da göstermektedir. Yaşananlar egemenlerin kuralsızlığını ve insanlığın ortak mirası olan denizleri dahi kendi çıkarları için bir sömürü alanına çevirme cüretini açıkça ortaya koymaktadır. Uluslararası deniz hukuku, tüm gemilerin uluslararası sularda barışçıl amaçlarla seyir serbestisi hakkını güvence altına almaktadır. Madleen gemisi, insani yardım taşıyan sivil bir gemi olarak bu hakkın korunması gereken bir örnektir ve bu hakka yapılan müdahale, uluslararası hukukun temel bir ilkesinin ihlalidir” ifadelerini kullandı.
Fotoğraf: Evrensel
Gazze halkının içinde bulunduğu felaketin, kapitalist sistemin yarattığı eşitsizliğin ve emperyalist politikaların doğrudan sonucu olduğunu dile getiren Yılmaz, “Uluslararası insancıl hukuk, zor durumdaki halklara insani yardımın engellenemezliğini emretmektedir. Ancak İsrail rejimi bu ilkeyi hiçe sayarak, Gazze'yi bir açık hava hapishanesine çevirme politikasını sürdürmektedir. Gazze'deki insani durum göz önüne alındığında, İsrail'in ablukayı bahane ederek insani yardım girişimlerini engellemesi, sivil halkın yaşam hakkını ve sağlığını doğrudan tehdit etmektedir” diye konuştu.
Uluslararası hukukun çiğnenmesinin yanı sıra gemideki aktivistlerin kişisel özgürlük ve güvenlik haklarının da ihlal edildiğini vurgulayan Yılmaz, “Bu kişilerin gözaltı koşulları, avukatlarıyla görüşme ve adil yargılanma hakları uluslararası denetim altında olmalıdır. Ayrıca aktivistlerin bu insani yardım eylemi aynı zamanda bir protesto ve farkındalık yaratma çabası olup, bu barışçıl eylemin engellenmesi, ifade ve toplanma özgürlüklerinin kısıtlanması anlamına gelmektedir. Madleen gemisinin Aşdod Limanı'na zorla çekilmesi ve aktivistlerin sınır dışı edilmeleri bu hukuk tanımaz zorbalığın bir parçasıdır” ifadelerini kullandı.
“Filistin’in yanında olmak emperyalizme tutarlı biçimde karşı durmakla açıklanabilir”
Filistin meselesinin Türkiye halkının her dönemde yakından ilgilendiği, uğruna mücadele ettiği, hatta 70’li yılların başında Türkiyeli devrimcilerin İsrail’le çatışarak hayatlarını bu uğurda kaybettikleri bir süreci kapsamakta olduğunu kaydeden Yılmaz, “Filistin halkının haklı davasının yanında olmak, İsrail uçaklarının saldırısında hayatını kaybeden Türkiyeli devrimci Bora Gözen’de cisimleşmiş bir iradeyle açıklanabilir. Filistin halkının haklı davasının yanında olmak emperyalizme gerçekten ve tutarlı bir şekilde karşı durmakla açıklanabilir. Filistin’in yanında olmak her yurttaşın kendi hükümetini İsrail ile ekonomik ilişki kurmamak konusunda zorlaması ile kendini gösterebilir. Filistin halkının yanında olmak dini duyguları istismar temelinde hamaset yaparken öz itibariyle emperyalizme karşı çıkmayarak değil her yönüyle anti-emperyalist olmakla samimi görünebilir. Ülkemizin özellikle devrimci-sosyalistleri bu noktada tam bir örnektir” diye konuştu.
“Hamasi sloganlar yerine somut adımlar atın”
Son olarak hükümete ve uluslararası topluma çağrıda bulunan Yılmaz, “Hamasi sloganlar veya kınamalar yerine İsrail’e karşı somut adımlar atın. İsrail’le ticareti durdurun. İsrail’e silah sağlanmasına engel olun. Madleen Gemisi’ndeki aktivistlerin yanında olun ve sınırdışı edilmeleri değil; serbest bırakılmaları için gerekli tüm diplomatik girişimlerde bulunun. İsrail’e savaş sanayiinde kullanılmak üzere çelik taşıyan ve Mersin Limanı’na yanaşan VELA gemisinin bu yükü İsrail’e götürmesine engel olun. İsrail’in savaş suçlarını tüm dünyaya haykırın, tüm uluslararası platformlarda bu durumu mahkum edin. İsrail’e geri adım attıracak, bu vahşeti sona erdirecek tüm uluslararası hukuk yaptırımlarının uygulanabilmesi için gerekli girişimleri gerçekleştirin. Hiçbir hukuk, kural, kaide, vicdan ve insani değer taşımayan İsrail politikalarını artık durdurun. Tüm dünyanın gözü önünde bir ülke ve bir halkın yok edilmesine engel olun” dedi.
(Evrensel)
Evrensel'i Takip Et