13 Haziran 2025 04:25

Hayatlarımız kimsenin siyasi çıkarlarına göre şekillenemez

Ilgın Şahin
ılgı[email protected]

AKP iktidarının 2025’i ve önümüzdeki 10 yılı aile yılı ilan etmesiyle birlikte, doğum oranının artırılması çağrısı ve LGBTİ’lerin hedefe konulmasına bir tepki de üniversite öğrencilerinden geldi. Aile yılı ilanına tepki gösteren ODTÜ öğrencileri, iktidarın aile yılı ilanıyla kendi politikalarını dayatmada elini güçlendirdiğini söyleyerek birlikte mücadele çağrısı yaptılar.

Psikoloji öğrencisi, “Bu ekonomik krizin insanların hayatına kastettiği, yaşam kalitesini düşürdüğü ve bu yüzden insanların çocuk sahibi olmadığı, aile kurmadığı, kadınların öldürüldüğü koşulların faturasını yine kadınlara LGBTİ+’lara kesmeye çalışıyorlar. Başka bir deyişle hükümet yine nefret politikası yürüterek düşüşünü maskelemeye çalışıyor” dedi. Başka bir Psikoloji öğrencisi ise iktidar eliyle yıllardır LGBTİ’lerin hedef gösterildiğini ifade ederek, “Önce İstanbul Sözleşmesinin feshedilmesi sonra ince ince işlenen aile yılı kurgusu ile toplumsal hayattan silinmeye çalışılıyor. Bu dışlama eğilimi ise homofobik ve cinsiyetçi yasa tasarısı ile daha da yasal zemine oturtulmak isteniyor. Bu sene de bizi dışlayanlara; hükmetmek, denetlemek, kendisine hizmet etmemiz için elinden geleni yapanlara rağmen neşeyle alandaydık. Bayraklarımızı bırakmadık, dağılsak da bırakmadık” dedi.

‘Var olan sistemin devamı için üretiliyor’

İktidar tarafından istenen bir üretim tarzı için aile tablosu belirlendiğini söyleyen İktisat bölümünden bir öğrenci ise, “Kutsal Aile söylemi siyaseten elini rahatlattığı için toplumsal cinsiyet eşitliğine, kadınlara ve LGBT+ haklarına karşı bir politika güdüyorlar. Bu noktada kadın hakları ve LGBT+ hakları savunucularının, faşist yönetim tarafından ayrımcılığa uğrayan tüm ezilenlerin birleşmesi gerektiğini düşünüyorum. Hükümet halkın yararı için değil de sermaye için var oldukça hiçbir ezilenin sorunu çözülmeyecek” dedi.

‘Biz varız ve birlikte güçlüyüz’

Fizik öğrencisi ise, “Bir kadın olarak, devlet eliyle haklarımın sistematik olarak kısıtlanması bana güvenli bir yaşam alanı bırakmıyor. Aile on yılı adı altında kadınların ve LGBTİ’lerin hayatlarını kontrol altına alma çabası; çıkardıkları yasalarla toplumsal cinsiyet eşitliğini hedef göstermeleri; bizi kamusal alandan, hatta hayattan silmek istediklerini açıkça gösteriyor. Ama bu korku içinde bile, sessiz kalmamalıyız. Çünkü biz varız. Ve birlikteyken güçlüyüz. Bu ülkede, sadece toplumsal normların dışına çıktığın için öldürülme ihtimalin var. İşe alımlarda uygulanan ayrımcı politikalar yüzünden geçimimizi sağlayamıyoruz. Eğitimde, sağlıkta, barınmada ayrımcılıkla karşılaşıyoruz” diye konuştu.

İktidarın bu adımlarının, kadına şiddet ve LGBTİ’lerin hedef alınmasına karşı yürütülen mücadelenin teoriden ve masa başlarından çıkarılmasına ittiğini söyleyen felsefe öğrencisi, “Tehlikede olan hayatımızı bir nevi geri kazanmak adına artık pratik mücadelemizin önem kazandığını görüyoruz. İktidarın nefret söylemlerinin derhal bitmesi, LGBTİ+’ların en temel insan hakları bağlamında haklarını elde etmesi, nefret söylemleriyle orantısız şiddet ortamını yayan insanların yargılanması gerekiyor” dedi.

Bir başka öğrenci ise iktidarın politikalarında amacın aileyi korumak değil kendi ahlak anlayışını topluma dayatmak olduğunu söyleyerek, “Böylelikle, ‘ahlak’ iktidarın işine geldiği gibi kullandığı, kimin nasıl yaşayacağına karar verirken elini güçlendiren bir araca dönüşüyor. Bu politikalarda korunan şey toplumun huzuru değil, mevcut güç ilişkileridir. Biz bu düzende görünmez kılınmak isteniyoruz ve tam da buna karşı çıkıyoruz. Bugün LGBTİ+’ların en temel talebi, haklarının tanınması ve güvence altına alınması. Nefret suçları sistematik bir şekilde görmezden geliniyor ve cezasız bırakılıyor. Bu da doğrudan can güvenliğimizi tehdit ediyor. Ayrıca eğitimden sağlığa, barınmadan istihdama kadar her alanda maruz kaldığımız ayrımcılığa karşı somut önlemler alınması gerekiyor” diye taleplerini dile getirdi.

(Evrensel)
14 Temmuz 2025 04:28

Kamu işçileri sefalet zammı karşısında grev istiyor

Ekmek 15 liraya, kiralar iki katına çıktı, ücretler yerinde sayıyor. Kamu işçileri, hükümetin yüzde 17’lik zam teklifine karşı “Bu sefalet zammıdır” diyerek grev çağrısını yükseltiyor.

Kamu işçileri sefalet zammı karşısında grev istiyor

Fotoğraf: Murat Uysal/Evrensel

Andaç Aydın Arıduru
[email protected]


İçerik yükleniyor...

14 Temmuz 2025 03:45

Filistin halkına en büyük destek ülkelerimizdeki gerici düzeni değiştirmektir

Filistin Halk Kurtuluş Cephesinin Tarihi Genel Sekreteri George Habaş’ın vasiyetini hatırlayalım: “Filistin davasına sunabileceğiniz en iyi şey, gerici, yandaş rejimlerinize karşı mücadele etmektir."

Filistin halkına en büyük destek ülkelerimizdeki gerici düzeni değiştirmektir

Fotoğraf: AA

14 Temmuz 2025 04:20

Kâr ederken paylaşmıyorlar, zararın faturasını ödetiyorlar

Metal sektöründe bir de işten çıkarma korkusu yayarak sözleşme dönemini düşük zamlarla atlatmaya çalışıyorlar.

Kâr ederken paylaşmıyorlar, zararın faturasını ödetiyorlar

Arşiv fotoğraf: DHA

Beko BMİ işçisi


İçerik yükleniyor...

Evrensel'i Takip Et