19 Mart sürecinde gözaltına alınan ve tutuklanan öğrencilerin avukatlığını üstlenen Kerim Bütün, sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek hakkında başlatılan soruşturma kapsamında ifade verdi. Bütün, paylaşımlarının ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu belirterek, “Bir hukukçu olarak neyin suç olup olmadığını beni CİMER’e ihbar eden muhbirden daha iyi biliyorum” dedi.

Bir vatandaşın, Kerim Bütün’ün sosyal medya paylaşımlarını CİMER üzerinden şikayet etmesi üzerine İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında Bütün, Bahçelievler Şehit Vehbi Erdoğan Polis Merkezi Amirliği’nde ifade verdi.

ANKA Haber Ajansı’nın ulaştığı ifadeye göre Bütün’e, sosyal medya hesabından yaptığı “Zenginleri öldüreceğiz”, “Sizinle hesaplaşacağız”, “Bizim de günümüz gelecek”, “Bu memleket sizin değil, kurtaracağız”, “Bağımlı yargıçlara geçit yok” ve “Diploması sahte, sarayı kaçak” şeklindeki paylaşımlar soruldu.

“Yoksulların adalete olan inancını dile getirdim”

Bütün, “Zenginleri öldüreceğiz” ifadesinin yer aldığı görselin kendisine ait olmadığını belirtti. Bu sözün uzun süredir sosyal medyada ekonomik adaletsizlikleri eleştirmek için kullanılan mizahi bir ifade olduğunu kaydetti. Kendisine ait olan paylaşımın yalnızca “Bizim de günümüz gelecek” cümlesi olduğunu ifade eden Bütün, bu sözle yoksulların da bir gün adaletli ve refah içinde yaşayacağına dair inancını dile getirdiğini söyledi.

Bu paylaşımı, Çalık Holding’den alacaklarını talep ettiği için dövülerek öldürülen işçi Erol Eğrek’in ölümünün ardından yaptığını belirten Bütün, “Asıl yapılması gereken, alacağını istediği için öldürülen Erol Eğrek’in katillerinden hukuk önünde hesap sormaktır. Buna tepki verenlerin peşine düşmek değildir” dedi.

“Sizinle hesaplaşacağız” paylaşımıyla hukuk önünde gerçekleşecek adil bir hesaplaşmayı kastettiğini belirten Bütün, diğer ifadelerin de anayasal haklara ve ifade özgürlüğüne dayandığını kaydetti.

“Anayasal bir zorunluluğu vurguladım”

“Bağımlı yargıçlara geçit yok” paylaşımının ise yargı bağımsızlığının önemine dikkat çekmek amacı taşıdığını ifade eden Bütün, “Hakim ve savcıların hiçbir baskı olmadan görev yapabilmesi benim de isteğimdir. Yaptığım paylaşım anayasal bir zorunluluğu vurgulamaktadır” dedi.

“Bu memleket sizin değil” sözleriyle kastının, ülkenin gerçek sahibinin halk olduğunu belirten Bütün, “Diploması sahte, sarayı kaçak” paylaşımında ise doğrudan bir öznenin bulunmadığını vurguladı. Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Bütün, pişmanlık duymadığını söyledi ve “Hukukun uygulanması dışında herhangi bir talebim yoktur” dedi.

“12 Eylül döneminin ihbar kültürü”

Avukat Pınar Akbina Karaman, soruşturmanın yalnızca kimliği belirsiz bir kişinin CİMER’e yaptığı ihbara dayandığını ve usul hatalarıyla dolu olduğunu belirtti. Müvekkilinin açık kimliği ve adresi bilinirken ifadesinin doğrudan savcılık tarafından alınması gerektiğini söyledi. Karaman, soruşturmanın “12 Eylül döneminin ihbar kültürünü” andırdığını ifade etti.

Dosyada yalnızca soyut ifadeler içeren bir CİMER başvurusu bulunduğunu vurgulayan Karaman, “Kullanılan ifadeler, Anayasa’nın 26. maddesi ve AİHS’in 10. maddesi kapsamında düşünce ve ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmelidir” dedi.

“Avukatın sesi kesilirse yurttaşın nefesi kesilir”

İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Fırat Epözdemir de müvekkilinin paylaşımlarının ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Epözdemir, “Avukatın sesi kesilirse yurttaşın da nefesi kesilir. Savunma makamını temsilen biz avukatlar, yurttaşların nefesinin kesilmesine asla müsaade etmeyeceğiz” dedi.

(ANKA)