CHP’li Bankoğlu: İşçi düşmanı anlayışın AKP iktidarıyla yayıldı
43 işçinin hayatını kaybettiği Amasra katliamı davasının gerekçeli kararına ilişkin açıklama yapan CHP Milletvekili Aysu Bankoğlu, “İşçi düşmanı bir anlayış AKP iktidarıyla yayıldı” dedi.

Fotoğraf: Meltem Akyol/Evrensel
Duygu Ayber Gültekin
[email protected]
CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, 43 maden işçisinin hayatını kaybettiği Amasra maden katliamı davasının gerekçeli kararına ilişkin açıklama yaptı. Katliamın başından beri siyasi bir yönünün olduğunu ifade eden Bankoğlu, “İş sağlığı ve güvenliğini gereksiz maliyet gören, işçi düşmanı bir anlayışın AKP iktidarıyla yayıldığını hepimiz biliyoruz'' dedi.
Bartın Ağır Ceza Mahkemesi, savcılığın Amasra katliamından doğrudan sorumlu sanıkların savcılık tarafından “Olası kastla öldürme ve yaralama” suçlarından yaşamını yitiren ve yaralanan her işçi için ayrı ayrı cezalandırılmasını istemesine rağmen en yükseği 17 yıl olmak üzere çeşitli cezalar verildi. Mahkeme gerekçeli kararında, sanıklar için “bilinçli taksirle öldürme ve yaralama” suçlarından cezalar verildi.
Gerekçeli kararın açıklanmasının ardından adaletin olası kastla yok edildiğini ifade eden CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, “Ailelerin adalet çığlığı hâlâ kulaklarımızda” dedi. 14 Ekim 2022’de Amasra’da 43 maden işçinin hayatını kaybettiği katliamın açık ihmal, eksiklik ve önlemsizlikler nedeniyle yaşandığını devletin kurumlarınca, meslek odaları ve uzmanlarca defaatle açıklandığını hatırlatan Bankoğlu, mahkemede bilirkişi raporları, madencilerin ifadeleri ve birçok resmi belgenin bu eksiklikleri ve ihmalleri ortaya koyduğunu söyledi.
Fotoğraf: ANKA
“Ailelerin adalet çığlığı hâlâ kulaklarımızda”
Üretim baskısıyla, denetimsizliklerle, iş güvenliğinde alınmayan önlemlerle, personel azlığıyla ve buna benzer birçok durumlar 43 işçinin katledildiğini ifade eden Bankoğlu, şunları dile getirdi;
“Denetleme yönünden sorumluluğu bulunan bakanlık yetkilileri davaya dahil edilmedi. Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun (TTK) o dönemki genel müdürü, faciada doğrudan sorumluluğu bulunmasına rağmen apar topar EYT’den emekli edildi. Genel müdürle birlikte TTK yöneticileri davaya dahil edilmedi. Resmi raporlar ihmallerin sadece Amasra’yla sınırlı kalmadığını belirtmesine rağmen Amasra davası, sadece Amasra Müessesesi’yle sınırlı tutularak devam ettirildi. Savcılık faciadan doğrudan sorumlu sanıklara olası kast suçundan 43’ez kez cezalandırılmasını talep ederken 2,5 yıllık dava sürecinin ardından verilen kararla 20 sanığa bilinçli taksir suçundan hapis cezası verildi. Üç kişi ise beraat ettirildi. Herkes kamuoyunun vicdanını ve ailelerin acısını bir nebze rahatlatacak cezalar beklerken bu kararla aileler yıkıldı; ailelerin ve yaralı madencilerin adliye önündeki adalet çığlığı hâlâ kulaklarımızda. Bu kararla adalet gibi aileler de göçük altında bırakıldı. Facianın ilk gününden bu yana bu davanın baştan sona bir hukuk utancı olarak hatırlanacağını tekrar belirtelim.”
“Bu kararla adalet yok edilmiştir”
Mahkemenin gerekçeli kararında inanılmaz ifadelere rastlandığını belirten Bankoğlu, “Acaba mahkeme hangi saiklerle, hangi resmi raporlara veya ifadelere dayanarak sanıkların bu facia yaşanmasın diye çabaladığını ve işçi sağlığını umursadığını düşündü! Mahkeme Enerji Bakanlığı’nın asli kusurlu ilan ettiği kişilere, iş hiyerarşisini bozanlara, ‘bankamatik memurluğu’ yapanlara, hiçbir denetim yapmayanlara veya facia nedeniyle işçileri suçlayan kişilere bakarak mı bilinçli taksir kararını verdi! Yüzlerce delile, ifadelere ve raporlara rağmen hala bu katliama ‘bilinçli taksirle öldürme’ deniyorsa, artık bu ülkede hangi iş cinayetine olası kast cezası verilebilir. Bu kararla adalet ve emek olası kastla yok edilmiştir” dedi.
“AKP’nin işçiye verdiği değer ölüm, açlık, cezasızlık”
“Soma katliamında sadece iki tutuklu avukat var, Can Atalay ve Selçuk Kozağaçlı” diyen Bankoğlu, şöyle devam etti; “Türkiye’de iş düzeni öyle bir hale getirildi ki, işçileri göz göre göre öldürenler değil, onları savunanlar cezalandırılıyor. Amasra’da da verilen kararla öldürülen işçiler, onların aileleri ve adalet bekleyen, emeğin yüceliğini savunan vicdan sahibi insanlar cezalandırıldı. Yargıdan kaçırılan sorumluları geçtik; Amasra Müessesesi’nin başındaki sanık bile ceza indirimleri düşüldüğünde her bir işçi için 3-5 ay hapis yatacak. Bu iktidar için işçinin hayatının bedeli işte budur: Ölüm, cezasızlık, acılı aile ve adalet travmalarıyla dolu bir toplum. Bu ve benzeri kararlar, ne yazık ki, iş güvenliği hiçe sayan başka yandaşları da teşvik edecektir. ‘Nasılsa adalet yok, nasılsa ceza yok, arkamızda Saray ve onun işçi düşmanı zihniyeti var’ diyenleri teşvik eden, işçiye ölümü ve açlığı reva gören bu düzenin devamlılığı amaçlanmıştır.”
“Saray yargısından korkmuyoruz”
Gerekçeli kararın ardından istinaf sürecinin de başladığını söyleyen Bankoğlu, “Çalışma Bakanlığının eksiklerle dolu denetleme raporu, keşif yapılmaması başta olmak üzere yüzlerce delil, ifade ve raporlar dikkate alınarak bu trajik kararın iptal edileceğine ve davanın tüm boyutlarıyla yeniden görüleceğine dair iyimser beklentimiz hala mevcut. Hukuki mücadelenin yanı sıra siyasi mücadelemiz de sürecek. Bu katliamın başından beri siyasi bir yönünün olduğunu artık tüm Türkiye biliyor. Yargıdan adam kaçıran, torpille ve liyakatsizliklerle kurumların yetkinliğini yok eden, iş sağlığı ve güvenliğini gereksiz maliyet gören, işçi düşmanı bir anlayışın AKP iktidarıyla yayıldığını hepimiz biliyoruz. Erdoğan’ın Amasra katliamı sonrası ‘kader’, ‘fıtrat’ sözleri, Adalet Bakanı’nın kendi memleketinde üç maymunu oynayan tavırları, Bakanlık yetkililerinin yargılanma taleplerinin yine Bakanlar tarafından reddedilmesi gibi tanık olduğumuz onlarca olay, bu davanın daha başından siyasi saiklerle yönlendirileceğini göstermişti. Biz, saraydan da sırtını saraya dayayan parazit bürokratlarından da saray yargısından da korkmuyoruz. Bu dava rafa kaldırılamayacak; siyasi ve idari sorumlular tek tek hesap verecek. Amasra’nın hesabı mahşere kalmayacak” diye konuştu.
Evrensel'i Takip Et