24 Mayıs 2025 20:22

Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifinden eylem: "Kayyımlar geri çekilsin, siyaset suç olmaktan çıksın, sınır ötesi harekatlar son bulsun"

Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi, barış için 3 acil talebin açıklandığı bir basın açıklaması düzenledi. Açıklamada "Eşit ve şiddetsiz yaşayabileceğimiz bir barış istiyoruz" dendi.

İstanbul — Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi barış için üç acil talebini İstanbul ve Ankara'da eş zamanlı olarak basın açıklamasıyla duyurdu. İstanbul Şişhane Meydanında gerçekleşen basın açıklamasında "Tüm kayyımlar geri çekilsin, kayyum atanmasının zeminini oluşturan ve OHAL bahanesiyle yasalaştırılan 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname iptal edilsin. Sınır ötesi harekâtlara, özel güvenlik bölgesi uygulamalarına, askeri yığınağa derhal son verilsin. Siyaset suç olmaktan çıksın. Buna zemin sağlayan Terörle Mücadele Kanunu gibi kanunlar kaldırılsın, hasta tutsaklar başta olmak üzere siyasi mahpuslar özgür bırakılsın" dendi. Basın açıklaması hem Türkçe hem Kürtçe okundu.

Bütçenin yüzde 10’u neden savaşa ayrılıyor?

Açıklamada, “Soruyoruz: Savaş yoksa, bu ülkenin bütçesinin neden yüzde 10'undan fazlası, toplam 1 trilyon 608 milyar lira savaşa, "savunma ve güvenlik" harcamalarına gidiyor? Bu ülke neden sağlık harcamasına ayırdığının 1,5 katını savaşa ayırıyor? Hele asgari ücret açlık sınırının altındayken? Neden iki yılda bir sınır ötesi operasyon tezkeresi meclise geliyor ve yenileniyor? Neden her seçim döneminde yeni bir harekât, yeni bir beka sorunu gündeme getiriliyor?​” ifadeleri kullanıldı. Türkiye’de Kürt halkının anadil hakkının gasbedildiği ve bunun Kürt kadınlar üzerindeki etkisi ifade edilirken Fatma Altınmakas’ın katledilmesi hatırlatıldı.

"Şiddetten uzak bir barış istiyoruz"

Kadınların savaş koşullarının anlatıldığı açıklamada, “Kapısında, duvarının yanında özel harekatçıların taciz etmek için beklediği bir okula giden genç kadın olarak, tehdit edilen gazeteci olarak, savaşan taraflardan biri olarak, siyasetçi olarak, fikrimizden dolayı tutsak olarak, öğretmen ya da akademisyen olarak, kaybedilen ya da hapsedilen birinin evladı, kız kardeşi, arkadaşı, yoldaşı veya kendisi olarak yaşadık. Barıştan beklentimiz de sadece anne olarak değil. Biz kadınlar eşit, özgür, şiddetten uzak yaşayabildiğimiz, kararlarımıza saygı duyulan bir barış istiyoruz” ifadeleri kullanıldı.

En küçük toplumsal itirazların dahi iktidar tarafından terör kapsamına alındığı belirtilen açıklamada, Kürt halkına dönük saldırganlığın kadın ve LGBTİ’lerin yaşam haklarını gasbettiğine vurgu yapıldı. İpek Er’in ölümüne sebep olan Musa Orhan hatırlatılarak, “Uzman çavuşlar, özel harekâtçılar devletin bekasını temsil ettiği için cezaevine girmiyor. Her yanı silahlı erkeklerle, karakollarla, kameralarla kuşatılmış kentlerde Gülistan Doku’lar, Narin Güran’lar kaybediliyor, katlediliyor. Hem dilde, hem eylemde kadınların bedenine referansla tecavüz tehdidi bir fetih, zafer, düşmanını ezme aracı haline getiriliyor” dendi. 

"Kadınların bekası için barış"

“Beka” denilerek iktidarın antidemokratik saldırılarının merşulaştırıldığı vurgulanan açıklamada, “Bugün bu savaşı gerekçe göstererek suskunluğu, itaati dayatan beka siyaseti son bulacaksa, en yüksek sesle talep etmenin, en yüksek sesle mücadele vermenin vaktidir” dendi. Sürece ilişkin şeffaflık talep edilen açıklamada, "Barışa doğru atılacak adımların, bir siyasi partinin sonsuz iktidar hevesine destek şartına bağlanmasını asla kabul etmiyoruz” denilen açıklamada, barışı herkes için sağlayabilmenin yolunun demokrasi için mücadeleden geçtiği vurgulandı. 

Kadınlar TBMM ve hükümete seslenerek üç temel talebi dile getirdi. Kadınları katledenlerin cezasızlıkla ödüllendirildiği, Cumhurbaşkanını eleştirenlerin aylarca tutuklu kaldığı ifade edilen açıklamada, “Bir yanda cezasızlık bir yanda cezalandırma üzerine kurulu bu adaletsiz düzen değişmeli...Hukuku askıya almanın, herkesi susturmanın, işkenceyi meşrulaştırmanın bir aracına, siyasi iktidarların elinde bir silaha dönüşen Terörle Mücadele Kanunu ve benzeri kanunlar kaldırılmalı ki bundan sonra toplumsal mücadele içinde yer alanlar, sokağa çıkıp hakkını savunanlar, barışı konuşanlar ve savunanlar bir daha yargılanmasın” dendi.

"Barış için mücadeleye"

Kadınlar sınır ötesi harekatlara, özel güvenlik bölgesi uygulamalarına ve askeri yığınağa son verilmesini talep ederek 10 yıl önce gerçekleşen çözüm sürecini hatırlattı: “İnşa edilen kalekolları, yapılan askeri yığınağı ve bunun sürekli silahlı erkeklerin gözetimi altında yaşamak zorunda bırakılan kadınlar üzerindeki etkisini hatırlayan bizler, bunun tekrarlanmaması gerektiğini söylüyoruz. Bu barışı dahi savaş için araçsallaştırmaktır. Sınır içinde karakola dönüştürülen okullar ve sınır ötesinde kurulan askeri üsler gibi uygulamalara son verilmeli.”

Kayyımların geri çekilmesi ve kayyımların atanmasına zemin oluşturan 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin iptal edilmesini talep eden kadınlar, kayyımlarla kadınların gasbedilen haklarının, kurdukları kurumların ve maddi varlıklarının geri verilmesini istediklerini belirtti.

Barış talebi etrafında bir araya gelmeye çağıran kadınlar, “Bizlerin sözünün duyulduğu, taleplerimizin gerçek olduğu bir barış için hep birlikte mücadele edelim!” dedi.

(Politika Servisi)

Evrensel'i Takip Et