Kamu emekçileri giyim yardımının geri istenmesine tepkili

Damla Kırmızıtaş
[email protected]

---

Ankara – Sayıştayın toplu sözleşme ile kamu emekçilerine verilen giyim yardımının faiziyle birlikte geri alınması kararı kamu emekçilerinin tepkisini çekti. Her yıl için emekçilerden 20 bin lira istendiğini belirten KESK Eş Başkanı Ahmet Karagöz, sorumlunun emekçiler değil, yetkili konfederasyon ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bürokratları olduğunu söyledi.

Giyim yardımının kamuda çalışan teknik personele verildiğini, yani atölyede, arazide risk teşkil eden alanlarda çalışan emekçilere verildiğini dile getiren KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz, “Bu yardım hukuki bir zemin oluşturulmadan toplu sözleşmeyle diğer bütün kamu çalışanlarına da verilmiş oldu. Şimdi Sayıştay bu kurumlarda yaptığı inceleme neticesinde bunun haksız bir ödeme olduğunu ifade ediyor” dedi.

‘Yasal dayanak oluşturulmadan yapılıyor’

Mevzuatta bir boşluk olduğunu ifade eden Karagöz, “Kamu çalışanının bilgisi ve iradesi dışında, verilen bir ödemenin mevzuat gereği iki ay içerisinde alınma koşulu vardır. Alınmama durumunda bunlar bir şekilde affa uğruyor, alınmıyor, talep edilmiyor. Biz KESK olarak, mevzuatın hazırlanarak bütün kamu çalışanlarına verilmesini talep ediyoruz. Ancak bunun bir yasal dayanağı oluşturulmadan yapılıyor. Yetkili sendika istedi, birileri de bunu verdi. Bu işin mağduriyetini emekçi arkadaşlarımız yaşıyor” dedi.

Söz konusu ödemenin yer aldığı maddenin 2019 yılında bağıtlanan toplu sözleşmede yer aldığını söyleyen Karagöz, “Şu an her yıl için ortalama 20 bin lira yasal faiziyle birlikte kamu çalışanlarından geri isteniyor. Sorumluluğu yetkili konfederasyon Memur-Sen ve bakanlık bürokratları almalıdır. Bu süreç gerçekten arkadaşlarımızı ciddi anlamda rahatsız etmektedir” diye konuştu.

‘Grevli toplu sözleşme hakkı gerekiyor’

Türkiye’de kamu emekçilerinin, emeklilerin ve işçilerin yoksulluk yaşadığını vurgulayan Karagöz, “Çalışırken yoksulluk sınırının yarısına, emekli olunca da açlık sınırının yarısına tekabül eden rakamlarla insanlara bir hayat dayatılıyor. Bu ücretlerle yaşamak mümkün değil. Önümüzde 8. dönem toplu sözleşme süreci var. Gerçekten grevli bir toplu sözleşme hakkının olması gerekiyor. Toplu sözleşmeyi alandan topladığımız taleplerle gündeme getireceğiz” dedi.