20 Mayıs 2025 15:27

Dedeoğulları Katliamı davası Avukatı Abdurrahman Karabulut: Soruşturma eksik yürütüldü

Dedeoğulları Katliamı davasında Danıştay, sorumluluğun idari mahkemede olduğuna karar verdi. Avukat Karabulut, “Katliam öncesi şikayetlere rağmen önlem almayan kurumlar sorumlu” dedi.

Dedeoğulları Katliamı davası Avukatı Abdurrahman Karabulut: Soruşturma eksik yürütüldü

Ekran Alıntısı: Dedeoğulları ailesinin Mehmet Altun tarafından katledildiği anı gösteren kamera kaydı/DHA

Eylem Nazlıer
[email protected]


İstanbul – Danıştay, Dedeoğulları Katliamı’nda idari sorumluluğa ilişkin açılan davada adli ve idari yargı arasındaki görev uyuşmazlığına son verdi. Yüksek Mahkeme, görevin idare mahkemesinde olduğuna hükmetti.

Konya’nın Meram ilçesinde 30 Temmuz 2021’de Dedeoğulları ailesinden 7 kişinin katledildiği ve kamuoyunda “Dedeoğulları Katliamı” olarak bilinen olayla ilgili olarak, idareye karşı açılmak istenen davada görevsizlik kararı veren Konya 2’nci ve 3’üncü İdare Mahkemesi’nin kararlarını Danıştay bozdu. Başvurunun reddedilmesini hukuka aykırı bulan Danıştay, davanın idare mahkemelerinin yetki alanında olduğunu hatırlattı.

Katliamın ardından hayatta kalan aile fertlerinden Çetin Dedeoğulları ve diğer akrabalar, devletin koruma yükümlülüğünü yerine getirmediğini belirterek Adalet Bakanlığı’na karşı manevi tazminat davaları açtı. Çetin Dedeoğulları 1 milyon 500 bin TL, diğer on davacı ise toplamda 3 milyon TL manevi tazminat talep etti. Davacılar, idarenin koruma taleplerine yanıt vermeyerek hizmet kusuru işlediğini ve bu kusurun katliama yol açtığını belirtti.

Danıştay: Görev idari yargıda

Konya 3’üncü İdare Mahkemesi, Çetin Dedeoğulları’nın davasını 7 Ocak 2022’de reddederek, uyuşmazlığın adli yargının görev alanında olduğunu savundu. Konya 2’nci İdare Mahkemesi de diğer davacıların taleplerini aynı gerekçeyle geri çevirdi. İstinaf başvuruları da Konya Bölge İdare Mahkemesi 4’üncü İdari Dava Dairesi tarafından reddedildi. Davacılar, bu kararları temyize götürerek Danıştay’a başvurdu. Danıştay 10’uncu Dairesi, her iki başvuruyu da ayrı ayrı inceleyerek idare mahkemelerinin görevsizlik kararlarını bozdu. Dosyalar yeniden esastan görüşülmek üzere ilgili idare mahkemelerine gönderildi.

“Katliam göz göre göre geldi”

Süreci gazetemize değerlendiren Dedeoğulları ailesinin avukatı Abdurrahman Karabulut, “Bu dava hem ceza davası hem idari yargı süreci hem de maddi ve manevi tazminat davaları olarak çok yönlü ilerliyor. Ceza davası yönünden iki ayrı dosyada yargılamalar gerçekleşti. Bunlardan ilki, 12 Mayıs 2021 tarihinde Dedeoğulları ailesine yönelik gerçekleştirilen saldırıya ilişkin. Bu olayda yaklaşık 50-60 kişilik bir grubun saldırısına uğrayan aile fertleri ağır şekilde yaralanmış, failler hakkında 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılmıştır” diye hatırlattı.

Olayın ardından savcılığa başvurarak koruma talep ettiğini söyleyen Karabulut, “Ayrıca aile BİMER, CİMER ve dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sosyal medya hesabı üzerinden de defalarca can güvenliklerinin tehlikede olduğunu bildirerek önlem alınmasını istemiştir. Ancak herhangi bir koruma tedbiri alınmamıştır. Devletin pozitif yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle katliam göz göre göre gerçekleşmiştir” dedi.

30 Temmuz 2021 tarihinde Mehmet Altun tarafından gerçekleştirilen saldırı sonucunda yedi kişinin hayatını kaybettiğini vurgulayan Karabulut, “İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı aleyhine Konya İdare Mahkemesi nezdinde tazminat davası açtık. İlk derece mahkemesi görevsizlik kararı verdi. Davayı Konya Bölge İdare Mahkemesi’ne taşıdık. Ancak bu mahkeme de ilk kararı onadı. Son olarak dosya Danıştay’a taşındı. Danıştay, bölge idare mahkemesinin görevli olduğuna hükmetti. Dolayısıyla dava yeniden görevli mahkemede görülmeye devam edecektir” bilgisini verdi.

“Tetikçi yalnız değildi”

Devam eden ceza davası ile ilgili konuşan Karabulut, “Asıl katliam dosyasının da bu dosyayla birleştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu dosya şu anda Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nde. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın tebliğnamesinde soruşturmanın eksik yürütüldüğü, azmettiricilerin ve diğer faillerin yeterince araştırılmadığı belirtilmiş ve bozma istemiştir. Bu bizim başından beri söylediğimiz bir durumdur. Sanığın katliam öncesi kimlerle görüştüğü, örgütsel yapı olup olmadığı, Kıbrıs’a kaçış süreci gibi pek çok husus aydınlatılmamıştır. Yalnız hareket ettiğini söyleyen mahkemeye rağmen, bu saldırının organize olduğuna dair çok sayıda emare mevcuttur” dedi.

Bu saldırının açıkça etnik kimliğe yönelik bir nefret suçu ve ırkçı saldırı olduğunu defalarca dile getirdiklerini vurgulayan Karabulut, “TCK 76 ve 77. maddeleri gereği insanlığa karşı suç sayılması gerektiğini vurguladık. Ancak mahkeme bu yönde bir değerlendirme yapmadı. Oysa ifade tutanaklarında ve sanıkların cezaevinden yaptıkları telefon görüşmelerinde, ailenin Kürt kimliği nedeniyle hedef alındığı açıkça görülmektedir” şeklinde konuştu.

İç hukuk yolları tükenirse uluslararası mercilere başvuracaklarını da belirten Karabulut, “Bu dava sadece bir ailenin adalet arayışı değildir; aynı zamanda bu ülkede cezasızlık politikalarının, devletin koruma yükümlülüklerini yerine getirmemesinin ve etnik nefrete dayalı şiddetin karanlık bir örneğidir. Biz bu davanın peşini bırakmayacağız. Süreci kamuoyuyla paylaşmaya ve adalet mücadelesini sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerine yer verdi.

Koruma talepleri yanıtsız kaldı

Olaydan önce, 12 Mayıs 2021’de Dedeoğulları ailesi ile komşuları arasında yaşanan saldırı sonucu aile fertleri yaralandı. Aile, tehdit ve saldırıların devam ettiğini belirterek koruma ve uzaklaştırma tedbiri alınarak şüphelilerin tutuklanmasını talep etti. Ancak başvurulara resmi bir yanıt verilmedi, hiçbir koruma tedbiri alınmadı. Nihayetinde, 30 Temmuz 2021 günü Dedeoğulları ailesinden anne, baba ve beş kardeş evlerinde silahlı saldırıya uğrayarak yaşamını yitirdi.

Evrensel'i Takip Et