TÜSİAD yöneticilerinin yargılandığı davanın ilk duruşmasında ara karar: Adli kontrol kaldırıldı
TÜSİAD Başkanı Turan ve Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Aras, genel kurulda iktidarı eleştirdikleri için hakim karşısına çıktı. Adli kontrol kararını kaldıran mahkeme, duruşmayı 23 Eylül’e erteledi.

Ömer Arif Aras (solda) ve Orhan Turan (sağda) | Fotoğraflar: DHA
İLGİLİ BAŞLIKLAR

TÜSİAD yöneticilerine yurt dışı yasağı

TÜSİAD ve YİK başkanı hakkında yeni iddianame hazırlandı

AKP'li Nihat Zeybekci: TÜSİAD Başkanı'na gözaltı şık değil
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Orhan Turan ve TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Ömer Arif Aras, yaptıkları konuşmalarda “Yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamasıyla bugün ilk kez hakim karşısına çıktı. Ara kararını açıklayan mahkeme, adli kontrol kararını kaldırarak bir sonraki duruşmayı 23 Eylül’e erteledi.
Duruşma, İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesinde görülmeye başlandı. TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve YİK Başkanı Ömer Arif Aras'ın 13 Şubat'ta genel kurulda yaptığı konuşması nedeniyle "yanıltıcı bilgiyi alenen yayma ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" suçlarından yargılandıkları davanın ilk duruşması Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda başladı. Adliyeye önce YİK Başkanı Ömer Aras, ardından TÜSİAD Başkanı Orhan Turan geldi. Aras ve Turan'a çok sayıda TÜSİAD yetkilisi ile avukat eşlik etti. Öğle saatlerinde duruşma salonuna geçen Aras ve Turan'ın kimlik tespitlerinin ardından duruşma başladı.
"Suçlamalar düşünce özgürlüğü kapsamında"
Duruşmada kimlik tespiti yapılan Aras, aylık gelirinin 900 bin lira olduğunu söyledi. İlk defa mahkeme huzurunda bulunduğunu belirten Aras, suçlamanın delilsiz ve dayanaksız olduğunu ifade etti. 38 yıldır aynı kurumda çalışmasına, adresi sabit olmasına rağmen polis eşliğinde zorla ifadeye götürüldüğünü hatırlatan Aras, üzerine atılı suçlamaların düşünce özgürlüğü kapsamında olduğunu söyledi. Aras, "Derneğin tüzüğü hukuka uygun şekilde düzenlenmiştir. Bu derneğin konseyi yılda belirli aralıklarla 3 defa toplanmaktadır. Yılda 3 kez konuşma hakkım var. Yargılamaya konu edilen konuşmayı başkanlık sıfatıyla 12 Şubat’ta yaptım. Benim söylediklerim başı sonu kırpılmıştır. Yaptığım konuşma, olağan faaliyet içerisindedir. Başka bir amacı yoktur. TÜSİAD tarafından hazırlanan öneriler başlıklı kitapçıkların açıklamasıdır. Konuşmamda liyakat ile hukuka duyulan güvenin arttırılmasını vurguladım" diye konuştu. Aras, savunmasında şu ifadeleri kullandı:
"Rakamların oluş şekli, rakamlardan daha değerlidir. Hukuktan kastım vergi, gümrük, ticaret ve bankacılık tanımından ibaret değildir. Hukukun tanımına, kişilerin tanımına etki eden gerek sosyal, gerek yazılı kuralların öngörülebilir şekilde uygulandığı da dahildir. Ekonomi hukuk ile şekillenmektedir. Piyasalarda oluşan faizler ve döviz kurlarındaki hareketler buna örnektir. Beklenti ve öngörülerin referans noktası ise yaşananlardır. Bu nedenle ekonomi alanı toplumda karşılığı olan olgu ile dahildir. Açıkladığım bu hususlarla ekonomi alanında yapmış olduğum dava konusu konuşmada, hukuk ve politikadan ayrı düşünülemeyeceğini vurguladım. Bu yüzden bana, ’Neden bu şekilde konuşma yaptın?’ sorusunun yöneltilmesi doğru değildir. Yargılamanın bu şekilde yapılması doğru değildir. İddianamede, konuşmalarımın önü ve arkası kesilerek, suç işlediğim söylenmektedir. İnsanlar hukukun üstünlüğünü, tutuklama ve gözaltı olarak görüyor. Bu işlemler yabancı yatırımcılar ve yabancı basına da bilgi notu olarak iletilerek, yatırımcılara etkisi oluyor."
Duruşma 23 Eylül’e erteledi
Duruşmada esasa ilişkin görüşünü açıklayan savcı yöneticiler hakkında “zincirleme şekilde basın ve yayın yoluyla yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” ve “zincirleme şekilde adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçlamalarıyla bir yıl 10 ay 15’er günden beş yıl altı ay 15’er güne kadar hapis ve 50 günden az olmamak üzere para cezası talep etti.
Turan ve Aras’ın avukatları mütalaaya karşı savunmalarını hazırlamak için süre talep etti. Ara kararını açıklayan mahkeme, mütalaaya karşı savunma yapmak üzere süre verilmesine karar verdi.
Turan ve Aras hakkındaki yurt dışı çıkış yasağı şeklindeki adli kontrol tedbirinin kaldırılmasına karar veren mahkeme, bir sonraki duruşmayı 23 Eylül’e erteledi.
Ne olmuştu?
TÜSİAD'ın 13 Şubat'taki genel kurulunda iktidara yönelik eleştirilerinin ardından Orhan Turan ve Ömer Aras hakkında soruşturma başlatılmıştı. Turan ve Aras, başlatılan soruşturma kapsamında 19 Şubat'ta polis eşliğinde ifade vermeye götürülmüştü. Emniyetteki işlemlerinin ardından savcılığa çıkarılan Aras ve Turan, 20 Şubat'ta nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edilmiş ve çıkarıldıkları nöbetçi sulh ceza hakimliğince yurt dışı çıkış yasağı ile adli kontrol şartıyla serbest bırakılmışlardı.
Turan ve Aras'ın “yargıyı telkin ve yönlendirme içerikli ifadeler kullandıkları” iddiasına ilişkin başlatılan soruşturma İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca tamamlanmış ve hazırlanan iddianamede 5 yıl 6 ay 15'er güne kadar hapisle cezalandırılmaları talep edilmişti. Savcılık hazırladığı iddianamede, Turan ve Aras'ın sözlerinin “kamu barışını bozmaya elverişli” nitelikte olduğunu ileri sürmüştü.
Turan ve Aras hakkında 5 Mayıs'ta zincirleme şekilde “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçlamasıyla yeni bir iddianame hazırlanmıştı.
Açılan kamu davasında TÜSİAD yöneticileri, zincirleme şekilde yanıltıcı bilgiyi yaymakla suçlanıyor. Bu kapsamda 1 yıl 3 aydan 5 yıl 3 aya kadar hapis cezası isteniyor. Ayrıca ayrı bir iddianamede “zincirleme şekilde adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçlaması yöneltilerek, 62 günden az olmamak üzere adli para cezası talep edildi.
TÜSİAD'ı ziyaret eden AKP'li Zeybekci "Şık olmadı" demişti
AKP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekci, 29 Nisan'da TÜSİAD'ı ziyaret etmiş ve ziyaretine ilişkin yaptığı açıklamada "TÜSİAD Başkanının mevcutlu bir şekilde ifadeye götürülmesi şık değildir” demişti. Zeybekci, “TÜSİAD Başkanının mevcutlu bir şekilde ifadeye götürülmesi şık değildir” ifadelerini kullanmıştı. (Ekonomi Servisi)
Evrensel'i Takip Et