19 Mayıs 2025 16:46

Cemalettin Küçük: Teknolojik sistemler büyük bir ekolojik yıkıma neden oluyor 

"Yenilenebilir" enerji üzerine konuştuğumuz Metalürji Mühendisi Cemalettin Küçük, dijital teknolojik sistemlerin yaşamda kolaylık sağlasa da büyük bir ekolojik yıkıma neden olduğunu söyledi.

Cemalettin Küçük: Teknolojik sistemler büyük bir ekolojik yıkıma neden oluyor 

Görsel: Freepik

Ramis Sağlam
[email protected]


Ramis Sağlam
[email protected]


İzmir - Teknolojik ürünler günlük hayatımızın vazgeçilmezi haline geldi. Dijital sistemlerin işleyişi, bunun araçları ve yarattığı toplumsal sorunların ne kadar farkındayız? Dijital kirlilik nasıl bir teknolojik çöplük yaratıyor? Ömrü tükenen cep telefonlarımız, şarj aletlerimiz belki de en görüneni; ya görünmeyenler? Bu soruların cevabını TMMOB'a bağlı Metalürji ve Malzeme Mühendisi Odası eski Başkanı ve gazetemiz yazarı Cemalettin Küçük ile konuştuk.

Uluslararası Ses ve Görüntü Medyası Kuruluşu Elektronics Hub, 2030 yılında elektronik atık miktarının Dünya Ticaret Merkezi'nden daha büyük hale geleceğini ifade etti. Yine aynı araştırmaya göre dünyada en çok elektronik atık üreten ülkeler sıralamasında Norveç birinci sırada yer alıyor. Norveç'i Avusturya, Kanada, ABD, Japonya ve İzlanda gibi ülkeler takip ediyor. Gelişmiş kapitalist ülkeler elektronik atıklarını geri kalmış ülkelere, özellikle de Afrika'ya yolluyorlar. Bu da yeni sorunlar yaratıyor.   

İletişimden izlemeye, üretimden oyun araçlarına…

Telefonlar, bilgisayarlar, oyun konsolları, akıllı saatler, elektrikli ev aletleri, televizyonlar dijital sistemler olarak yaşamımızın pek çok alanında yer alıyor. Bu cihazların yapımı için ham maddeden, sistemin işleyişi ve kullandığı enerji dahil yaşamın her alanında farklı etkileri bulunuyor. 

Ancak bunların dışında daha çok sosyal olarak toplulukların yönlendirilmesi, kontrol edilmesi gibi konulardan daha önemli olanın ekolojik işleyiş olduğunu söyleyen Cemalettin Küçük, "Bazı yoksul bölgeler hariç herkes için birkaç cihaz kullanımı söz konusu. Ayrıca toplamda 40 milyar kadar dijital cihazın sistemde olduğu ve bunların kullanım ömürlerinin sürekli kısaldığı bir işleyiş yürütülüyor. Donanım ve işletim sistemleri sürekli değişime uğratılarak, uyum koşulları ve kapasite değişimi de cihazların sürekli değiştirilmesini gündemde tutuyor. Bu durum oldukça yoğun malzeme kullanımı içerdiği için ham madde talebini artırıyor. Sistemlerde kullanılan elementlerin, devre dışı bırakılan cihazlardan yeniden elde edilmesi ise oldukça zor ve oransal olarak az. Bu açıdan yaşamda kolaylık sağlayan dijital araç ve sistemler aynı zamanda büyük bir ekolojik yıkıma da neden olmaktadır" bilgisini paylaştı.  

Dijital cihazlar sürekli elektrik enerjisi tüketiyor

Dijital cihazların artması yoğun elektrik enerjisi gereksinimini doğuruyor. Bunun sadece elimizdeki cihazın çalışması için değil, bağlı olduğu sistemin tamamının sürekliliği için gerekli olduğunu belirten Küçük, "Birkaç gram nadir toprak elementinin elde edilmesi için tonlarca toprak sıyrılır, kayaç kırılır öğütülür, taşınır, kimyasal işlemden geçer, rafinasyon işleminden geçer, elektrofikasyon işleminden geçer. Bunların kullanıldığı donanım ve işletim sistemleri için kullanılan enerji görünmüyor gibi. Kısaca görünmez kılınan kısımları gözler önüne serdiğimizde durum anlatıldığı gibi değildir" dedi.

Yenilenebilir enerji gerçekten yenilenebilir mi?

"Yenilenebilir enerji"deki "yenilenebilir" sıfatının "ekolojik zararı yok" anlamında kullanıldığını ifade eden Küçük, "Bu enerji üretme biçiminin ekolojiye etkisinin ne kadarını hesaba katıyor olduğunuz önemlidir. Eğer bazı sorunları yok sayarsanız, ya da sistemin işleyişinde bazı prosesleri arkada bırakarak sistemi tanımlarsanız etkilerini de azaltılmış olursunuz" ifadelerini kullandı.

RES, GES, BES, JES gibi hiçbir enerji dönüşüm sisteminin yenilenebilir olmadığını söyleyen Küçük, "Bunların kurulum ve işleyişindeki sorunları yok sayınca sadece enerji dönüştürdüğü işleyişin bir kısmını ele alarak ona yenilenebilir demek doğru değil. Onun için 'yenilenebilir enerji' tartışma konusudur. Bu bir standart tanımlama değildir. Olamaz da. Oldukça fazla değişkeni yok sayan bir standart olamaz. RES kurulmaya başlanan yerlerde arazide yarattığı yıkımdan önce sistemin yapı malzemelerinin elde edilmesinden hiç söz edilmiyor. Sistemde kullanılan kanatlardan, mıknatıslara kadar oldukça geniş malzeme temin sorunu bulunuyor. Sistem kurulurken arazi yıkımı, el konulması, işleyiş sırasında yarattığı fiziki sorunlar örneğin RES'ler için rezonans meselesi bile başlı başına bir sorundur" dedi.

Elektronik ve dijital atıklar tehdit ediyor

Elektronik atıkların, şimdiden sadece dünyayı ve insan sağlığını değil aynı zamanda içinde olduğumuz gezegeni de tehdit ettiğini dile getiren Küçük, teknolojik yeni sistemlerin oluşturduğu sorunların hem fiziki hem de sosyolojik olduğunun altını çizdi. Küçük, sözlerini şöyle sürdürdü: "Teknolojik yeni sistemler, sermaye için gelişim, insanlık için yeni sistemlerdir. Sistemlerin işletimi önemli bir ekonomik işleyişi de devreye sokuyor. Tabi güvenlik konsepti ve propaganda aracı olarak da toplulukları etkiliyor ve kontrol altında tutuyor. Sürekli olarak işletim ve donanım sistemleri sürekli olarak yenileniyor. Kullanım ömürleri kısaltılıyor. Artık 3 yılda bir cihaz ya da sistem değişimi zorunlu kılınmaktadır. Kendiliğinden bir çöplüktür bu. Cihazlardan element kazanılması ayrı bir sorun olarak duruyor."

Cemalettin Küçük son olarak şu ifadeleri kullandı:

“Sermaye teknolojiyi ve enerjiyi insan emeğinden ucuz olduğu zaman devreye sokar. Bugün teknoloji ve enerji başka bir yöntemle de kullanılıyor; kazanç aracı olarak bir unsur oluşturulmuş teknoloji gereğinden fazla kullanılır ve tüketilir konumda. Yukarıda belirttiğimiz koşullarda da ihtiyaç olmayan kullanılmaya gerek duyulmayan neredeyse her cihaza işletim sistemi olarak, donanım sistemi olarak yerleştiriliyor, satılıyor ama ömrü çok kısa süreli tutuluyor.

Yeni işletim sistemi devreye girdiğinde donanım sistemi bunu kaldırmıyor. Böylece çöplüğe dönüşmüş oluyor. Buradaki temel mesele her şeyde olduğu gibi aşırı tüketim diye adlandırabileceğimiz sadece kazanç aracı haline getirilmiş hem maddi hem de sosyolojik unsurlardan kurtulmamız gerekiyor.”

ABONE OL

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Ekmek, barış, özgürlük

Ekmek, barış, özgürlük

İsrail’in ABD desteğiyle İran’a yönelik saldırıları 8. gününü doldurdu. Emperyalist hedeflerle Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren ABD dizaynı en başta işçi ve emekçi halklar için yıkım yaratıyor. Türkiye’de bugün “savaşa karşı ekmek, barış ve özgürlük” için meydanları dolduracak emekçiler daha iyi bir yaşam istiyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
İBB soruşturması kapsamında "Etkin pişmanlık ifadeleri baskı ve tehditle veriliyor" yorumlarına soruşturma açılacak.

Evrensel'i Takip Et