20 Mayıs 2025 04:16

Şimdi hareket etmezsek yarın geç olabilir

Ankara'dan bir demir yolu işçisi yazdı: TÜPRAŞ işçilerinin eylemlerinden çıkardığımız dersle bugünden yarına harekete geçmezsek kaybedeceğimiz bir gelecek olduğunu belirtmek isterim.

Şimdi hareket etmezsek yarın geç olabilir

Fotoğraf: Guilherme Rossi/Pexels

Demir yolu işçisi


Demir yolu işçisi
Ankara


600 bin kamu işçisinin gözünü, kulağını çevirdiği kamu çerçeve protokolünde (KÇP) geçen hafta üçüncü kez bir araya gelen taraflar arasında yine kayda değer bir şey konuşulmadı. Fakat bu zamana kadar çeşitli iş kollarındaki sözleşme süreçlerine baktığımızda Erdoğan-Şimşek programı doğrultusunda bize de yüzde 30 dayatacakları görünüyor.

Kamu işçisinin ücreti özellikle son beş yıl içinde yoksulluk sınırının yarısına kadar geriledi. Bir yandan da tek adam iktidarı 2025 yılını ‘aile yılı’ ilan etti. Ancak 600 bin kamu işçisi, ailesine bakamayacak durumda. Kamu işçilerinin yaşadığı ekonomik zorluklar, aile bütünlüğünü de bozacak durumda. Kamu işçilerinin yüzde 80’i kredi batağı içinde. Böylesi bir tabloda tek adam iktidarının ilan ettiği aile yılı, daha yılın yarısında çöpe atılmıştır.

KÇP kapsamında talebimizin yoksulluk sınırının üzerinde ücret olduğunu Türk-İş de TÜHİS de tek adam iktidarı da bilsin. Bu sözleşmede kamu işçisinin talebi karşılanmazsa TÜPRAŞ işçileri gibi ‘Gemileri yaktık geri dönüş yok’ diyerek tüm iş yerlerini eylem ve grev alanına çevirmek boynumuzun borcu.

Bu süreçte Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay da yaptığı açıklamada adeta aslan kesildi, ‘Ne gerekiyorsa yapıyoruz, yapacağız’ naralarını havada uçurdu. Ancak aynı Türk-İş yine şaşırtmadı, Tez-Koop-İş’in Çalışma Bakanlığı önündeki eylemine ilişkin, Türk-İş il temsilciliği üzerinden, “Bizim bu eylemle bir alakamız yoktur. Bu eyleme katılmayacağız” mesajları atıldı. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? Bu yaptığınız kamu işçilerini aldatmaktan başka bir şey değildir.

Üçüncü toplantıdan sonra Türk-İş Genel Başkan Yardımcısı ve Yol-İş Genel Başkanı Ramazan Ağar, “Teklif gelmedi, önümüzdeki hafta bir toplantı daha olmasını bekliyoruz. Yapılacak toplantıda da teklif gelmezse biz bir daha toplantıya katılmayacağız” diye açıklama yaptı. Bu yapılan açıklama ilkokul çağındaki çocukların “Ben küstüm oynamıyorum” tavrına benziyor. Ne yazık ki tüm bu yaşananlar, çeyrek asırdır ülkeyi yöneten AKP iktidarının Türk-İş’i tamamen sendikal bürokrasi çiftliğine çevirmeyi başardığının ispatıdır.

Ancak sanılmasın ki işçiler bu oynanan oyunları görmüyor. Başta kamuda çalışanlar olmak üzere işçiler günü geldiğinde kalkmak bilmediğiniz koltuklardan sizi atacaktır. İşçilerin tepkisinin biriktiğini, 15 yıllık bir işçi olarak söylemek isterim.

Türk-İş Genel Merkez yöneticilerini bu hafta gerçekleşecek toplantı öncesi akıllarını başlarına almaya çağırıyorum. Bu zamana kadar eylem kararı almadığınız hataydı zaten. Tüm iş yerlerinde iş yavaşlatma, iş bırakma eylemlerini uygulamaktan başka çaremizin kalmadığını bilmenizi isterim.

Kamu işçilerine de sendikaya çöreklenmiş bürokratik yapıdan bir adım beklemekle bizi daha kötü günlerin beklediğini söylemek isterim. Eğer biz kamu işçileri, TÜPRAŞ işçilerinin eylemlerinden çıkardığımız dersle bugünden yarına harekete geçmezsek kaybedeceğimiz bir gelecek olduğunu belirtmek isterim.

Evrensel'i Takip Et