19 Mayıs 2025 10:58

Ahmet Haskiro Davası | Av. Tugay Bek: “Asansör kazası değil, çocuk işçi cinayeti”

Adana’da Dağ Tekstil’de 11 yaşındaki Ahmet Haskiro’nun asansörde sıkışarak ölümüyle açılan dava, “taksirle öldürme”yle sınırlı yürürken dosya çocuk işçiliği ve patron sorumluluğunu dışarıda bırakıyor.

Ahmet Haskiro Davası |  Av. Tugay Bek: “Asansör kazası değil, çocuk işçi cinayeti”

Fotoğraf: DHA

Volkan Pekal
[email protected]


Volkan Pekal
[email protected]


Adana’da 11 yaşındaki Ahmet Haskiro’nun Dağ Tekstil’de ölümüne dair dava, “taksirle öldürme” suçlamasıyla ilerlerken, çocuk işçiliği ve işverenin sorumluluğu gibi iş cinayetine işaret eden olgular para gücüyle gölgede bırakılıyor. Avukat Tugay Bek, asıl sorumluların yargılanması için kamuoyunu kararın verilmesi beklenen 6 Kasım duruşmasına çağırıyor.

11 Haziran 2024’te, Ahmet Haskiro, annesi Sefa Avvaf ile çalıştığı Kaside Giyim-Dağ Tekstil atölyesinde, asansör kabini ile duvar arasında sıkışarak hayatını kaybetti. Annesi, çocuğun orada işçi olarak bulunmadığını, sadece kendisini ziyarete geldiğini iddia etti. Dağ Tekstil’in patronu Özcan Dağ’ın iki çalışanı, Çetin Çelikal ve Ömer İnce, suçu üstlenirken, soruşturma çocuk işçiliği ve kayıt dışı çalışmayı araştırmadan, yalnızca kazanın sorumlularını tespit etmeye odaklandı.

Olay yeri çevresindeki esnafların “Kameralar çalışmıyor” beyanı yeterli görülerek soruşturma derinleştirilmedi. Adana 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, bina sorumlusu Ömer İnce ve asansör firması yetkilisi Recep Karayiğit, “taksirle ölüme neden olma” suçlamasıyla yargılanıyor. Bilirkişi raporunda İnce asli, Karayiğit ise tali kusurlu bulundu, ancak dosyada Ahmet’in çocuk işçi olarak çalıştırıldığına dair hiçbir vurgu yer almadı.

Fotoğraf: Evrensel

Cezasızlık, çocuk işçiliği teşvik ediyor

BİRTEK-SEN, ÇHD ve FİSA Çocuk Hakları Merkezi adına davayı takip eden Avukat Tugay Bek, olayın bir asansör kazası gibi ele alınmasının, çocuk işçiliği ve işveren sorumluluğunu gizlediğini vurguluyor. Bek, “Bu dava yanlış açıldı. Ahmet Haskiro, annesiyle birlikte Dağ Tekstil’de çalışıyordu. Ancak işveren, maddi gücünü kullanarak aileyi baskı altına aldı ve gerçeği çarpıttı. Sanki Ahmet o gün annesini ziyarete gelmiş gibi bir dosya hazırlandı. Bu, bir iş cinayetidir, ama basit bir asansör kazasına indirgendi” dedi.

Aileye 30 bin doları kim verdi?

Ahmet’in annesi Sefa Avvaf, oğlunun çalışmadığını, sadece kendisini ziyarete geldiğini iddia ederek şikayetçi olmadığını belirtti. Ancak dosyaya sunulan belgelere göre, olaydan dokuz gün sonra annenin arabulucuya götürüldüğü ve 30 bin dolar karşılığında bu ifadeyi verdiği ortaya çıktı.

Tugay Bek, bu durumu, “Al parayı, ver ifadeyi” olarak nitelendiriyor ve ekliyor: “Bu para, işverenin sorumluluğunu gizlemek için verildi. Herkes bunu biliyor, ama savcılık ve mahkeme, annenin bu beyanına itibar ediyor. Ömer İnce’nin bu parayı verecek gücü olup olmadığı, parayı kimin verdiği araştırılmıyor. İşverenler, bu dosyadan sıyrılmayı başardı.”

Çocuklar aynı bölgede çalışmaya devam ediyor

Bek, özellikle göçmen çocukların aynı bölgede halen yoğun bir şekilde çalıştırıldığını ve bu çocukların sıklıkla iş cinayetlerine kurban gittiğini belirterek “İşverenler, çocukların ölümü ya da yaralanması durumunda para ile sorumluluktan kurtulabileceklerini biliyor. Bu cezasızlık, çocuk işçiliğini teşvik ediyor” dedi.

Bilirkişi raporuna göre, asansörde emniyet sistemleri eksikti ve bakım-onarım zamanında yapılmamıştı. Ancak Tugay Bek, bu yaklaşımın yetersiz olduğunu düşünüyor. Dosyanın bir asansör kazası olmadığını dile getiren Bek şunları söyledi: “Çocuk işçilikten kaynaklı bir iş cinayeti ile karşı karşıyayız. Ahmet, o atölyede olmamalıydı. Çocuklar, yüksek riskli iş yerlerinde çalıştırıldığında bu tür kazalar kaçınılmaz. Bugün asansörde hayatını kaybediyor, yarın bir başkası makineye elini kaptırıyor ya da binadan düşüyor.”

Adana’da daha önce de Ahmet Yıldız isimli çocuğun iş cinayeti sonucu ölümünde ailenin sus payı ile şikayetinden vazgeçirildiğini ifade eden Bek, “Asıl sorumlular yargılanmalı. Aileden ve çocuklardan sorumlu bakanlığın bu davaya müdahil olması gerek. Çocuk işçiliği, para gücüyle örtbas ediliyor” ifadelerini kullandı.

Kamuoyu baskısı çağrısı

Ayrıca, ÇHD, FİSA Çocuk Hakları Merkezi ve İnsan Hakları Derneği adına yapılan müdahillik talepleri mahkeme tarafından reddedildi. Bek, bu durumun, adalet arayışını zorlaştırdığını ve Adalet Bakanlığı’nın soruşturmayı yeniden başlatması gerektiğini söylüyor.

Çocuk işçiliği ve iş cinayetlerinin önüne geçilmesi için caydırıcı cezalar gerektiğini vurgulayan Bek, “Patronlar, kan parasıyla kurtulamayacağını ve ciddi cezalar alacağını bilirse, çocuk işçi çalıştırmaktan vazgeçecektir” dedi.

Verilen mütalaanın ardından 6 Kasım’da görülecek sonraki duruşmanın karar duruşması olacağını ifade eden Bek; sendikaları, çocuk hakları ve insan hakları örgütlerini, 6 Kasım’daki duruşmaya destek vermeye ve asıl sorumluların yargılanması için kamuoyu baskısı oluşturmaya çağırıyor. (Evrensel)

Evrensel'i Takip Et