17 Mayıs 2025 04:00

Pomza taşı maden ocağına ÇED gerekli değildir raporu: Pertek’te köylüler madene karşı birleşti

Eylül Yantemur


Dersim – Pertek ilçesine bağlı Bargini (Karabakır), Zeve (Dorutay), Orcan (Yukarı Gülbahçe), Akdemir (Avşeker) ve Desiman (Ardıç) köylerinin mera alanlarına pomza taşı maden ocağı yapılmak isteniyor. Köylüler maden ocağına karşı.  Köy muhtarları avukatları aracılığıyla Erzincan İdare Mahkemesi’ne yürütmeyi durdurma talepli dava açtı. Tunceli Valiliği Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü'nün ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) gerekli değildir kararına karşı Erzincan İdare Mahkemesi’ne yürütmeyi durdurma istemiyle dava açan dört avukattan biri olan Kenan Çetin, süreci Evrensel’e değerlendirdi. Avukat Kenan Çetin, yüzlerce köylünün 25 kişilik yürütmesi olan Sekasur Çevre Platformu’nu kurarak maden projesine karşı mücadele başlattığını söyledi.   asd

Kenan Çetin

‘İçme suyuna tehdit, hayvancılığa zarar’

Pomza taşı maden ocağının kurulmak istendiği alanda içme suyu şebekesinin bulunduğu bilgisini veren Av. Kenan Çetin, bu şebeke suyunu da Karabakır Köyü Halilağa mezrası ve Yukarıgülbahçe köyü Bayırlı mezrasının kullandığını söyleyerek “Bu mezraların kullanacağı başka bir su kaynağı da yok. Aynı alanda içme suyu deposu da var. Proje hayata geçirilirse yüzlerce köylü temiz su kaynaklarından mahrum kalır” uyarısını yaptı. Öte yandan yöre halkının geçimini hayvancılıkla sürdürdüğünü hatırlatan Çetin “Söz konusu alanın kazılması, işletme kurulması demek çevre köylerdeki insanlarının  temel geçim kaynağının da yok olması demektir. Çünkü kazı vb. faaliyetlerden dolayı bitki örtüsü yok olacak, ekolojik denge bozulacaktır” dedi.  

‘Ocak kutsal sayılan alanları yok edecek’

Maden ocağı projesinin, yöre halkı bakımından kutsal sayılan Ağuiçen Ocağı ve Sultan Hıdır ocaklarının tam ortasına denk düştüğünü söyleyen Çetin “Ayrıca söz konusu alanda 1938 katliamında yaşamını yitiren, yıllar sonra naaşları bulunan yaklaşık 24 köylü anısına yapılan anıt mezarlar da var. Halk arasında Sekasur olarak bilinen bu alan köylüler tarafından sürekli olarak ziyaret edilmekte, belirli dönemlerde anma ve inançsal ritüeller yapılmaktadır” ifadelerini kullandı.  

‘ÇED gerekli değil kararı hukuki değil’

Maden ocağı için ÇED raporu gerekmez yönündeki işlemin hukuka aykırı olduğunu söyleyen Çetin “Madenin çevresel etkisi bilimsel temelde ortaya konulmalıdır. Önemli olan projenin türü, işkolu değil çevresel etkisidir. Söz konusu projenin yöre halkını geçim kaynaklarını yok edeceği, toprağı çoraklaştıracağı, verimi ortadan kaldıracağı açıktır. Etkisi büyük, alanı geniş, yaratacağı tahribat çok büyük olan bir işkolunda ÇED raporu gereklidir” ifadelerini kullandı. Pomza madeninin; kimya, tekstil, inşaat başta olmak üzere 30’un üzerinde sektörde kullanılan bir maden olduğunun altını çizen Çetin, “Şirket proje kapsamında 7 kişinin istihdam edileceğini ön gördüğünü söylüyor ancak geçimini hayvancılıkla sağlayan onlarca insanın geçim kaynağının elinden alınacağını söylemiyor” dedi.  

‘Köylüler karşı, izin vermeyeceğiz’

Yüzlerce köylünün başlattığı imza kampanyasıyla, bu maden projesine karşı durduğunu ifade eden Çetin “Çevre ve yöre derneklerinin, sivil toplum örgütlerinin, üretici  köylü sendikası temsilcilerinin de içerisinde yer aldığı 25 kişilik yürütmesi olan Sekasur Çevre Platformu bu karşı duruşun merkezi oldu. Bugün de maden ocağı yapılması planlanan alanda büyük bir açıklama yapacaklar” diye konuştu. Kendisiyle beraber 4 avukatın, beş köy muhtarıyla birlikte bu hukuki sürece dahil olduklarını ifade eden Çetin “Geçmişte birçok çevreye, doğaya ve inanç merkezlerine zarar verilmesine izin vermediğimiz gibi buna karşı da mücadele edeceğiz. Başta Dersim halkı olmak üzere herkesi doğaya ve çevreye yönelik bu saldırılara karşı yan yana durmaya çağırıyoruz” diye konuştu.

ABONE OL

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İran’a yönelik saldırılar birçok ülke tarafından kınanırken ABD ve İsrail müttefikleri ise destek verdi. Türkiye’nin de içinde bulunduğu bazı ülkeler ise ABD’yi doğrudan kınamayarak ‘endişe’ dile getirmekle yetindi. Kongre onayı dahi olmadan gerçekleştirilen saldırı ABD içinde tartışmaya yol açtı.

ABD Başkanı Trump ise saldırının “tarihi” olduğunu iddia etti, “Artık barış zamanı” dedi. Trump İran boyun eğmezse “gelecekteki saldırılar çok daha büyük ve kolay olacak” sözleriyle tehdit etti. Trump’a teşekkür eden İsrail Başbakanı Netanyahu da “Önce güç gelir, sonra barış gelir” mesajı paylaştı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Soykırımcı İsrail’e her türlü desteği verdiği yetmezmiş gibi bir de İran’ı tehdit eden Trump, Nobel barış ödülü istiyor.

Evrensel'i Takip Et