TPI Composites'te grev sürüyor: Yüzde 30 dayatmasını kabul etmiyoruz
TPI Composites’te çalışan işçilerin patronun yüzde 30 zam dayatmasına karşı grevi sürüyor. Çıplak ücretlerinin 23 bin lira olduğunu belirten işçiler, "Göğüs hastanesi TPI işçileriyle dolu" dedi.

Fotoğraf: Evrensel
İLGİLİ BAŞLIKLAR

TPI işçileri greve çıktı: Emeğimizin karşılığını alana kadar mücadele edeceğiz

TPI işçileri geçmişte başardıklarını bugün de başarabilir

TPI grevi 2. gününde: “Sefalet ücreti istemiyoruz”
Ilgın Çeribaş
Aliye Ceylan
İzmir – Petrol-İş’in örgütlü olduğu TPI Composites’in fabrikalarında çalışan 2 bin 300 işçiyi ilgilendiren TİS görüşmeleri, patronun yüzde 30 zam dayatması nedeniyle tıkandı. Yüzde 120 zam talep eden işçiler, görüşmelerden sonuç alınamaması üzerine 13 Mayıs’ta greve başladı. Bu süreçte tüm patronların, iktidarın ekonomi programı hedefinde yüzde 30 dayattığını belirten işçiler, bu dayatmayı kabul etmeyeceklerini, geçmişteki deneyimlerinden hareketle kararlı şekilde mücadele edeceklerini söylüyor.
Fabrikanın en ağır işlerinden olan ana kalıp biriminde çalışan bir işçi, “Bizim birimimiz sürgün yeri olarak biliniyor. 4 saat aralıksız çalıştığımız günler oluyor. ‘Hadi hadi’ baskısıyla, o gün birimde çalışan kişi sayısı düşmüş olsa bile, aynı işi çıkarmamız isteniyor. Fıtık, bel ağrıları, göğüs hastalıkları, astım gibi meslek hastalıkları yaygın” diyor.
Aynı birimden bir başka işçi de insanca yaşayacak düzeyde bir ücret için greve başladıklarını belirtiyor: “Günlük 1 karbon maske, 6 ayda bir gözlük hakkımız var. Günde 2 kez tulum veriliyor. Ancak çalıştığımız birim 70 derecelik bir birim. Ne verilen ekipmanlar yeterli ne de bizi hastalıktan koruyabilecek düzeydeler. Bizim maruz kaldığımız kimyasalın haddi hesabı yok. Ücretimiz belirlenirken bunların da hesaba katılmasını istiyoruz.”
‘Mücadelemiz çocuklarımız için’
Fabrikada çıplak ücretlerin 23 bin TL, günlük yemek ücretlerinin ise 112 TL olduğunu söyleyen işçiler, “Maaşımızı aldığımız gün paramızı göremiyoruz bile. Bir bankadan diğerine havale ederek borçlarımızı ödüyoruz. Burada gördüğünüz küçük kız çocukları var ya, bu mücadele onlar için” diyor.
Geçtiğimiz aylarda şirketin Meksika’daki fabrikasında vincin düşmesiyle meydana gelen iş kazasının ardından Türkiye’deki fabrikadaki vinçlerin bakıma alındığını söyleyen işçiler, “Orada birileri öldü, sonra burada güvenlik önlemi almak akıllarına geldi. Burada da yaşanabilirdi. Sırf denetim yüzünden yaptılar bakımları” diyor.
‘Göğüs hastalıkları hastanesi TPI işçileriyle dolu’
İşten çıkışların büyük çoğunluğunun sebebinin meslek hastalığı olduğunu belirten işçiler şunları anlatıyor: “Buradaki göğüs hastalıkları hastanesi, bu fabrikanın işçileriyle dolu. Oraya giden hastalara ‘Sen TPI’dan mı geliyorsun’ diye soruyorlar. Burada çalışırken ya da işten çıktıktan sonra neredeyse herkeste astıma KOAH’a rastlanıyor. Hastalıklar tespit edilince yöneticiler işçileri çağırıp önce bölüm değişikliği teklif ediyorlar. Eğer kabul etmezsen, seni hastalıktan dolayı çıkarıyorlar. Hastalıktan dolayı çıktığında ise hem kıdemini düşük veriyor hem de ihbar tazminatını ödemiyor. Üç yılın üzerinde çalışan işçiye Üç yıllık kıdem veriyorlar, üç yılın altındakilere daha az. Arkadaşlarımız mahkemelerin uzun süreceğini bildiğinden bunu kabul etmek zorunda kalıyorlar.”
12 yıldır fabrikada çalışan işçilerden biri kararlı olduklarını söylüyor: “Sonuna kadar devam edeceğiz. Yüzde 120 zam istiyoruz. Taleplerimizin hepsini kazanmak için kararlıyız. Kiram 20 bin, 35 bin ortalama maaşla şu an evimi geçindiremiyorum.”
Yaklaşık 7 senedir çalışan bir işçi de “İş kazası, tozu, kimyasalı... Verdikleri ücretler aldığımız riske değmiyor. Yan haklarımızı da istiyoruz. Mesela bayram paraları 4-5 bin TL, cüzi miktarlarda para veriyorlar” diyor.
‘2022’de vazgeçmedik, yine vazgeçmeyeceğiz’
Bir önceki TİS dönemini ve 6 Temmuz 2022’de başlayıp önemli kazanımlarla bitirdikleri eylemleri hatırlatan işçi, “2022 yılında da vazgeçmemiştik, yine vazgeçmeyeceğiz ve kazanacağız. Esnek hesaplarımızın hepsini patlatacağız, sıkıntı yok. Kredi kartlarında dibi göreceğiz ama bu yoldan dönmeyeceğiz. Gerçek enflasyonun yüzde 30-40 olmadığını herkes biliyor. Tüm iş yerlerinde ağız birliği yapıp yüzde 30 zam dayatıyorlar, bu tesadüf değil iktidarın da parmağı var gibi” diyor.
İş güvenliği önlemlerinin de alınmadığını dile getiren bir işçi şöyle devam ediyor: “Geçenlerde elektrikler kesildi fabrikada. Tepe ışıklarımızdan görünen tozu bir görseydiniz. Burada önce iş güvenliği var, işçinin güvenliği değil. Yani ölsem bunların umurunda değil. Sadece yiyecekleri cezayı düşünüyorlar.”
‘Hükümetin baskılarına karşı da buradayız’
7 yıldır bu fabrikada çalışan bir işçi, “İstedikleri kadar ekipman versinler, reçine, elyaf gibi tozlar her yerimize yapışıyor. Sağlık açısından çok riskli bir ortam. İçeride 0.3 mikron dediğimiz bir toz var. Aldığımız paraya değmiyor. Her şeyi el emeğiyle yapıyoruz, makine kullanımı çok az. Her yerde tutturmuşlar yüzde 30 zam. Kim geçinebilir yüzde 30’la” diyor.
İnsanca yaşayacak ücret talebinden geri adım atmayacaklarını belirten bir işçi de “Çocuğumuzun geleceği için uğraşıyoruz. Bu zam oranıyla imkanı yok geçinmenin. Yüzde 120 zam istiyoruz. Bu mücadeleyi bırakmaya niyetimiz yok. İşçinin masada olmadığı hiçbir şeyi kabul etmiyoruz. Hükümetin dayatması bu yüzde 30 zam oranları. O yüzden biz bu dayatmalara ve hükümetin baskılarına karşı buradayız” diyor.
‘Denetimin olduğu gün her şey çok iyi’
Fabrikada yapılan denetimlerin de gerçekçi olmadığını belirten işçi, “Her sene en az 30 işçiyi sağlıktan çıkarıyorlar. Eğer denetim varsa, fabrikada o gün -ki o da bir hafta önceden haber veriliyor- her şey çok iyi. Denetim denilen şey insan kaynaklarına gelip iki çay içiyorlar, evraklara bakıyorlar, bu kadar. Bu sene özellikle iş güvenliği diye bir şey görmedim. Biz ana kalıpta çalışıyoruz, ağır bir şeyin altından geçme diyorlar ama aparatları sökmek için yükün altında dolaşıyoruz. Karbon maskeler veriliyor, bırak bizi korumasını, kendini koruyamıyor. İçeride mobbing de var. Sağlık kontrollerine güvenmiyoruz. Sonuçlar söylenmiyor. Geçen gün kan vermeye gittim sağlık sisteminde çıkmadı kaydı. 23 bin TL ücret alıyoruz, kiramız 25 bin TL. Sendikacılar da yükseldikten sonra işçiyi unutuyor. Sendikalı olmak tek başına yetmiyor. Takip etmemiz, kendi sözümüzü söylememiz gerekiyor. Biz geçmişte de greve sendikaya rağmen çıktık açıkçası hem patrona hem sendikaya gücümüzü göstermek için. Pes etmeyeceğiz, kararlıyız” diyor.
Evrensel'i Takip Et