13 Mayıs 2025 04:15

İran-ABD görüşmelerinde açmaz derinleşiyor: İran tamamen teslim olacak mı?

İran-ABD görüşmelerinin dördüncü turu, pazar günü Umman’da gerçekleşti. Açıklamalar ve yorumlar, uranyum zenginleştirme programı konusunda görüşmelerin açmaza girdiğine işaret ediyor.

İran-ABD görüşmelerinde açmaz derinleşiyor: İran tamamen teslim olacak mı?

Donald Trump’ın Ortadoğu Temsilcisi Steve Witkoff ve İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi

Ela Ava


İran-ABD görüşmelerinin daha önce ertelenen dördüncü turu, pazar günü Umman’ın başkenti Maskat’ta gerçekleşti. İki ülke arasındaki açmazların derinleştiğini işaret eden görüşme, İran için yeni ambargoları da beraberinde getirebilir. İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, görüşme sonrası, JCPOA (ortak geniş eylem planı) imzacılarını, İran’a karşı yaptırımların “otomatik olarak geri dönmesinin” sonuçları olacağını söyleyerek uyardı.

Arakçi X sosyal medya hesabından paylaştığı mesajında, bu mekanizmanın herhangi bir şekilde “Kötüye kullanılmasının” sonuçları olacağını yazdı. “Bu sadece Avrupa’nın bu anlaşmadaki rolünün sonu anlamına gelmeyecek, aynı zamanda geri dönüşü olmayan bir gerginliğin tırmanmasına da yol açabilir” dedi.

Dördüncü turda İran Dışişleri Bakanı Arakçi başkanlığındaki İranlı müzakerecilerin, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ortadoğu Temsilcisi Steve Witkoff başkanlığındaki ABD’li temsilcilerle yaklaşık üç saat görüştüğü bildirildi.

Haber ajansları, üst düzey ABD hükümet yetkililerine dayandırdıkları haberlerinde, görüşmelerin “cesaret verici ve olumlu” olduğunu ve müzakerelerin devamı konusunda anlaşmaya varıldığını kaydetti. İran Dışişleri Bakanlığı ise bu turu “zor ama verimli” olarak nitelendirerek, Umman’ın bir sonraki tur için “zaman ve yer” konusunda koordinasyon sağlayacağını bildirdi.

Müzakereler başladığı günden beri İran ve ABD temsilcilerinin çizdiği genel tablo olumluydu. Son tur açısından ABD’nin çizdiği tablo her ne kadar olumlu olarak yansısa da İran açısından öyle görünmüyor. Müzakerelerin şimdilik bir açmaza girdiği ortada. Örneğin İran devletine bağlı Vatan Emruz gazetesi, yayımladığı analizde, “Görüşmelerde ilerleme sağlanamadığı, Amerikan tarafında da anlaşmaya varma yönünde bir iradenin bulunmadığı” ifadelerine yer verdi.

"Nükleer programın tamamen kaldırılması mümkün değil"

ABD’nin temel taleplerinden birisi İran rejiminin Ortadoğu’daki tüm vekil güçlerini geri çekmesi. Ancak bu turda açmaza giren en önemli meselenin, nükleer silah için gerekli olan zenginleşmiş uranyuma dair olduğu görünüyor.

Müzakerenin hemen ardından Arakçi, İran devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, “Bu müzakereler önceki üç turdan daha ciddi ve açıktı. Artık birbirimizi daha iyi anlıyoruz ve daha fazla ilerleme kaydedebileceğimizi umuyoruz. İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerine devam etmesi gerekiyor, ancak kapsamı ve seviyesi değişebilir” dedi.

Aynı gün İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, İran’ın nükleer programının tamamen kaldırılması yönündeki taleplerin “Kabul edilemez” olduğunu söyledi. Pezeşkiyan, kabine toplantısında yaptığı konuşmada, “İran’ın nükleer tesislerinin tamamen kaldırılması konusunda gündeme getirilen tartışma bizim açımızdan kabul edilemez ve İran barışçıl nükleer haklarından vazgeçmeyecektir” dedi.

İranlı yetkililer, ülke içinde uranyum zenginleştirmesinin Tahran’ın “kırmızı çizgisi” olduğunu her zaman vurguladılar. Ancak Witkoff'un yanı sıra, İran heyetiyle müzakerelerin başındaki isim olan ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio da son dönemde İran’ın zenginleştirme faaliyetlerini tamamen durdurması gerektiğini vurguluyor.

ABD’nin anlaşma için 5 talebi

ABD yetkilileri, İran’la yapılan anlaşmanın bir “son kullanma tarihinin” olacağı ve İran’ın JCPOA’da belirtilen yüzde 3.67’lik sınırlı zenginleştirmeyi istediği zaman yüzde 60’ın üzerine çıkarabileceği konusunda açıklamalar yaparak, İran’ın nükleer tesislerinin tamamen ortadan kaldırılması gerektiğini söylüyorlar. 

ABD, nükleer anlaşmaya dair 5 talepte bulunuyor: Birincisi, İran içinde zenginleştirmenin tamamen durdurulması. İkincisi, santrifüjlerin imhası. Üçüncüsü, yüzde 20 ve 60 oranında zenginleştirilmiş uranyumun uzaklaştırılması veya seyreltilmesi. Dördüncüsü, Amerikalı müfettişlerin de katılımıyla kalıcı bir izleme mekanizmasının İran’da kurulması. Beşincisi, kısıtlamaların kalıcı olması, JCPOA’da olduğu gibi 10 yıllık bir süre ile sınırlı olmaması.

İran İslam Cumhuriyeti bu taleplerin hemen hepsine, özellikle de ilk üçüne karşı çıkıyor. Çünkü Hamaney’in yıllardır önemli ve stratejik bir başarı olarak nitelendirdiği bir programdan geri adım atması çok zor olacak.

ABD’nin sıkıştırma yöntemi: Yeni nükleer tesisin ifşası

İran’ın Semnan ilinde keşfedilen yeni nükleer tesisin de müzakerelerin devamını ciddi şekilde etkileyebileceği düşünülüyor. ABD’den bu süreçte gelen böylesi hamleler, İran rejimini daha fazla sıkıştırmayı da amaçlıyor. 

Geçtiğimiz günlerde Amerikan Fox News, uydu görüntülerine dayanarak, İran İslam Cumhuriyeti’nin Semnan kentinde yaklaşık 2 bin 500 hektarlık alana sahip ‘gizli bir nükleer tesisinin’ varlığına dair bir haber yayımladı. Haberde bu merkezin temel amacının, ‘trityum’ adı verilen radyoaktif bir izotop çıkarmak olduğu söylendi. Trityum nükleer silahların yıkıcı gücünü artırmak için kullanılıyor. 

Fox News ayrıca, bu ilan edilmemiş gizli nükleer tesisin Semnan’daki “Diba Sipa Enerji” şirketinin adı altında faaliyet gösterdiğini ve İran’ın bilinen nükleer merkezlerinden uzak bir bölgede bulunduğunu bildirdi.

Fox News, İran'ın Semnan kentindeki ‘gizli nükleer tesisinin’ temel amacının ‘trityum’ elde etmek olduğunu öne sürdü.

Görünen o ki İran İslam Cumhuriyeti, ABD ile bir anlaşmaya varırsa, İran’ın ABD’nin tüm koşullarını kabul ettiği ve nükleer, füze ve vekalet programlarından geri adım attığı mesajı verilecek. Yani ABD ile anlaşma özetle İran’ın tamamen silahsızlandırılması anlamına geliyor. İran’ın bunu kabul etmesi ise yeni bir dönemin başlayacağına işaret ediyor.

Evrensel'i Takip Et