Sivas’ta kömür madeni genişletilmek isteniyor| Meralara maden tehdidi
Sivas'ın Zara ilçesindeki Borucan köyündeki kömür madeni köylülerin mera alanlarını, otlaklarını ve kutsal saydıkları alanları da içine alacak şekilde genişletilmek isteniyor.

fotoğraf: Borucan köylüleri
Özlem Songül Abayoğlu
[email protected]
Sivas’ın Zara ilçesine bağlı Borucan köyünde HEMGrup tarafından işletilen kömür madeni, köylülerin meraları, otlakları ve kutsal saydıkları alanları da içine alacak şekilde genişletilmek isteniyor. Madenden etkilenen Borucan, Söğütözü köylerindeki yurttaşlar ise madenin genişletilmesine karşı mücadele veriyor. Köylüler Zara Dernekler Federasyonu çatısı altında Sivas Çevre Derneğinin de desteğiyle hem hukuki mücadelelerine hem de alanda mücadele etmeye devam ediyor.
Köylülerin madene karşı açtığı davanın avukatı Abidin Tatlıpınar ise projenin detaylarını ve süreci Evrensel’e anlattı.
Proje alanı 4 kat birden artırılmış
Madenin Zara ilçesinin, Borucan ve Söğütözü köylerini kapsadığını söyleyen Av. Tatlıpınar, “Bu maden 2009 yılında verilen çevresel etki değerlendirme (ÇED) gerekli değildir kararıyla faaliyete başlamış. 2014 yılında kapasite artışı için yeniden ÇED gerekli değildir kararı verilmiş. 2020 yılında açık maden ocağında 300 bin ton, kapalı maden ocağında da 300 bin ton olmak üzer yıllık 600 bin ton üzerinden ÇED gerekli değildir kararı almışlar. En son 2024 yılında da 600 bin ton olan kapasiteyi 2 milyon 540 bin tona çıkarmışlar ve patlatmalı olarak yapmaya karar vermişler” dedi.
‘2020’deki ÇED dosyasına bile uygun değil’
Proje tanıtım dosyası (PDT) incelendiğinde masa başında hazırlandığının anlaşıldığını söyleyen Av. Tatlıpınar, “Bu şirket 2020 yılındaki proje tanıtım dosyasında belirttikleri yerde pasayı biriktirecekleri yeri yapmamış, pasayı dışarı atmışlar. Yine ÇED alanı içinde şantiyeyi de kurmamışlar. Şantiye alanı ÇED alanının dışında kurulmuş. Biz 5 Mayıs’ta bilirkişi incelemesi sırasında şantiyeye gittiğimizde kanalizasyonu bile dışarı akıttıklarını gördük. Yani 2020 yılındaki ÇED’e de uymuyorlar. Patlamalı madenciliği şimdi yapacaklarını söylüyoruz ama köylülerin iddiasına göre şirket eskiden beri patlatma yapıyor ve köy halkı dinamit atığını yiyen 6 büyükbaş hayvanın öldüğünü anlatıyor” ifadelerini kullandı.
PDT dosyasında maden çıkarılırken ya da bittikten sonra o yöredeki su kaynaklarının nasıl korunacağının yazılmadığını vurgulayan Av. Tatlıpınar, “Bırakın korumayı dosyada su kaynaklarının nerede olduğu bile belli değil. Proje o bölgenin su kaynaklarına zarar verecek ve buna dair hiçbir önlem yok. Orada 1700’lü yıllardan beri tarihi bir Hamo Tuzlası var. O maden ocağının hemen yakınında. Bu proje tuz biriktirme havuzlarındaki suya da oradaki tuza da zarar verecek. Ayrıca bölgede meralar, tarlalar ve ormanlık alan var. Şirket diyor ki ‘Biz ne kadar ağaç kesersek o kadar dikeceğiz.’ Ancak ne kadar ağaç kesileceği belli değil. Bir proje yapılıyorsa ne kadar ağaç kesileceği belli olur. Ayrıca bu şirket 2009 yılından beri orada ve bir ağaç diktiği görülmedi” diyerek projenin zararlarından bahsetti.
Van’daki projeden kopyala yapıştır yapılmış
Proje tanıtım dosyasında yer alan ‘Madencilik faaliyetine konu alan proje Van İli Doğancı Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır’ cümlesine dikkat çeken Av. Tatlıpınar, “Bu cümle dosyayı hazırlayan insanların buraya gelmediğinin kanıtı. Masa başından kopyala yapıştır yöntemi ile hazırlamışlar PTD dosyasını. Çünkü maden Van’da değil. Ayrıca maden alanının bir tarafı Çengelli Dağı, diğer tarafında da Bey Dağı var. Bu iki dağ arasındaki maden alanı yaban hayvanların geçiş yolu. Projeyi hazırlayan çevre mühendisleri de görüşlerini masa başında hazırlamışlar. Çünkü yabani hayvanlar projede yok. Ayrıca bu araştırmayı çevre mühendisi yapmaz biyolog yapar. O nedenle bir biyoloğun gelip endemik bitkileri, yabani hayvanların nasıl korunacağına bakması lazım” dedi.
Hayvancılık yapılan alanları yutacak
Madeni ve madene karşı mücadeleyi anlatan köylülerden Çınar Doğan, madenin hem hayvancılığı hem de kutsal kabul edilen alanları içine almak istediğini söyleyerek tepki gösterdi. Doğan, “Biz burada hayvancılık yapıyoruz. Büyük oranda halk hayvancılıkla geçiniyor. Şirket burada çok yol katetti. Biz de köy halkıya bir araya gelerek yeni bir dava açtık ve itiraz ettik. Ardından bilirkişi keşfi yapıldı” diye anlattı. Zara ilçesinin hayvancılık, yaylacılık kültürü açısından kıymetli bir yer olduğunu söyleyen Doğan, “Burası kendi kültürünü de devam ettiriyor. Genişletilmek istenen alan da arıcılık, küçükbaş ve büyükbaş hayvancılık yapanların arazilerine denk geliyor. Aynı zamanda o alanda inanç merkezleri var. Ziyaretlerimizin yapıldığı, yerel halk için kutsal olan yerler var” diyor. Mera ve yaylaları sermayeye açacak yasayı sorduğumuzda ise Doğan, “Bu en başta bizi etkileyen bir yasa. Buradaki maden projesinin birisi devam ediyor. 20 yıllık ot parasına meralara istediklerini yapabilecekleri bir yasa geçirildi. Bu yasa bizim hukuki kazanımlarımızı da etkiliyor” diye tepki gösteriyor.
Evrensel'i Takip Et