İnkar sürdükçe isyan büyüyecek

DTK Genel Kurulu, Demokratik Çözüm Çadırları’na yönelik sert müdahaleler, YSK’nın veto kararı, MGK kararları, protesto gösterilerine yönelik polis saldırıları, yaşanan can kayıpları, askeri ve siyasi operasyonların artmasına ilişkin siyasal süreci değerlendirmek ve tutum belirlemek üzere Diyarbakır’da toplandı. Toplantıya, DTK Eş Başkanları Aysel Tuğluk ile Ahmet Türk, BDP Eş Genel Başkanları Hamit Geylani ile Filiz Koçali, BDP milletvekilleri, belediye başkanları, Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloku adayları Selahattin Demirtaş, Gültan Kışanak, Abdullah Levent Tüzel, Ertuğrul Kürkçü, kanaat önderleri ve aydınların da aralarında bulunduğu 800’e yakın delege katıldı.

KÖTÜ ŞEYLER OLACAK’

Toplantının açılış konuşmasını yapan DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk “Sizlere ülkemizin ve halklarımızın barışı adına umut vaat eden heyecanlandıran ve mutlu kılan sözlerle hitap etmek, konuşmama böylesi cümlelerle başlamak isterdim” diyerek başladığı konuşmasında, “Yazık ki yine kaygılardan, çatışmalardan, ölümlerden ve olası sonuçlarından bahsetmek zorundayım. Çünkü ‘felaketimiz’ eşikte duruyor” dedi. Tuğluk, “Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ‘iyi şeyler olacak’ demişti. Onca zaman geçti, olmadı. Şimdi yine keskin bir dönemeçteyiz. Dilim varmıyor demeye ancak ‘Kötü şeyler olacak’ ifadesini bir his olarak değerlendirmek durumundayım. Kürt meselesi ile ilgili ağır ağır değil hızlı hızlı sıfır noktasına doğru gidiyoruz” şeklinde konmuştu.

‘DİYARBAKIR’IN ACISI VE ÖFKESİ’

“Daha fazla egemenlik, daha fazla sömürü, daha fazla iktidar uğruna Kürt ve Türk çocukları birbirine vurduruluyor” diyen Tuğluk, “Barışa ramak kalmışken, diyalogdan müzakereye geçiliyorken, çözüme dönük pratik adımlar atılacakken, beklenti ve umut bu yönlüyken, birileri yine kanayan yaraya dokunuyor ve oluk oluk kan akıyor” ifadelerini kullandı. YSK’nın veto kararına dikkat çekerek, “YSK denen ideolojik kurum, saçma sapan bir karar alıyor ve demokratik temsiliyetin önüne geçmeye çalışıyor” diyen Tuğluk, “Halk direniyor ve hakkı olanı canı pahasına savunuyor. Sonuç sil baştan oluyor. Ama ardında İbrahim’in (Oruç) genç hayatını bırakarak, yüzlerce gözaltı ve tutuklama, onlarca yaralı bırakma pahasına oluyor. TSK denen militarist kurum, eylemsizlik pozisyonundaki gerillaya karşı olağanüstü bir güç ve teknikle operasyon düzenliyor ve en son Dersim’de 7 cana kıyılıyor. Dün 4 gerillanın cenaze merasimi bu şehirde oldu. Hepiniz bilirsiniz, bu şehrin acısı ve öfkesi biriktikçe kimseyi tanımaz” şeklinde konuştu.

‘KÜRTLER EŞİT, İNSANCA VE ONURLU BİR YAŞAM İSTİYOR’

AKP iktidarının Kürt sorununda söylem değişikliğine dikkat çeken Tuğluk “AKP denen kurum ise olan-bitene karşı art niyetli, Kürt meselesine karşın devletçi-iktidarcı tutumuyla ve daha fazla tahrik edercesine ‘Kürt meselesi artık yoktur’ deme cesareti kadar gafilliğine de girebiliyor. Sizlerin huzurunda Başbakana bir hakikati hatırlatmak isterim; İnkar isyanı büyütür Sayın Başbakan. İnkar isyanı büyütür” dedi. Kürtlerin her türlü soykırıma karşı var olma ve direnme mücadelesini tereddütsüz sürdüreceğini söyleyen Tuğluk, “Özgür bir gelecek ve eşit-insanca onurluca bir yaşam için var olma ve direnme hakkımızı sonuna kadar kullanacağız. Egemenler yasakladıkça biz özgürlük uğruna isyanımızı büyüteceğiz. Devletliler baskıladıkça, biz kendimize yeni yaşam alanları açacağız. İktidar zulmettikçe, biz onurumuza, kimliğimize daha fazla sahip çıkarak direnme gücümüzü büyüteceğiz. Yoksa geride ne yaşam kalır ne de hayallerimiz” şeklinde konuştu. Zor ve zahmetli bir sürece girildiğinin altını çizen Tuğluk, Abdullah Öcalan’ın ön açıcı, güven verici hatta özverili bir tutum sergilediğini buna rağmen hiçbir adım atılmadığını ifade etti. Bunun Kürt sorununda kör bir nokta olduğunu ve Kürtlerin bu kısır döngüyü aşmak zorunda olduğunu ifade eden Tuğluk, “Daha fazla örgütlenerek, daha fazla mücadele ederek, meşru ve demokratik eylemliliğini daha fazla yükselterek başarmak zorundayız.” dedi.

‘MISIR GİBİ Mİ SURİYE GİBİ Mİ OLUR?​’

“Tarihin dönülmez, döndürülemez noktasındayız. 9 yıldır Kürtler tahammül gösterdi. Defalarca ateşkes ilan edildi. Şans verildi, uzlaşı ve çözüm arandı. Ancak Sayın Başbakan ve AKP iktidarı oyalamak, tasfiye etmek dışında bir yol bilmediler” diyen Tuğluk sözlerini şöyle sürdürdü; “Artık Kürtler hükmünü vermiştir. Çözüm AKP’ye rağmen gelişecektir. Kürtlerin bu anlamda sabrı da bitmiştir, tahammülü de. Devletle olmuyorsa, halkımız kendi demokrasisini kuracak ve kendi kurduğu bu sistem içinde yaşamasını bilecek kadar örgütlüdür. Bu statüsüzlük durumu daha fazla devam edemez. Mısır gibimi mi olur, Suriye gibi mi bilinmez ancak bir statü kazanılacak ve bu ne pahasına olursa olsun savunulacaktır. ‘Cehennemin bir fersah ötesi cennet, cennetin bir adım ötesi cennet’ diyor bir Kürt atasözü. İşte tam bu Araf halindeyiz. Sorumluluk devletindir, sorumluluk sayın Başbakanındır. Unutmayalım ki cennet olsa birlikte yaşayacağız. Cehennem olsa birlikte yanacağız.”

‘ASIL OLAN BİR HALKIN ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİDİR’

Tuğluk, “Bu ülke sürekli kendi cehennemini kendi elleriyle yaratıp duruyor. Süreç artık Demokratik Özerklik çözümünü kendi öz iradesi ve öz örgütlülüğünü inşa etme sürecidir. Mesele ne seçimdir ne de milletvekilliği. Asıl olan bir halkın özgürlük mücadelesi, statü oluşturma amaçlı direnişidir” dedi. Tuğluk, bu temelde tartışarak kararlar alacaklarını belirterek, “Söz bitti demiyoruz, demeyeceğiz de. Ancak sözden de fazla gerekli olan artık pratik çalışma ve mücadeledir. Kürtlerin ve diğer halklarımızın onurunu, özgür geleceğini ve birlikte yaşam idealini gerçekleştirmek vaktindeyiz” ifadeleriyle konuşmasını bitirdi.

Tuğluk’un açılış konuşmasının ardından DTK Genel Kurulu basına kapalı yapıldı. (DİYARBAKIR)