13 Mart 2025 12:52

Demirtaş: Türkiye Cumhuriyeti devleti hepimizin devletidir, nokta

"İnsan kendi devletine silah sıkmaz, sıkmamalı. Devlet de kendi asli yurttaşına ayrımcılık, zulüm yapmaz, yapmamalı. Cezaevlerini tıka basa doldurmamalı, kapıları bir an önce açmalı."

Demirtaş: Türkiye Cumhuriyeti devleti hepimizin devletidir, nokta

Fotoğraf: QAD-Barış Meydanı (qad.institute)

Edirne Cezaevinde 8 yıl 4 aydır tutuklu bulunan HDP'nin eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın silah bırakma çağrısının ardından "Korkma! Barış" başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Demirtaş'ın yazısı, Köln'de Şubat 2024’te kurulan QAD-Barış Araştırmaları Derneğinin web sitesi “QAD-Barış Meydanı”nda yayımlandı.

Demirtaş, barışın sonuçlarının "tüm Orta Doğu’yu ve önümüzdeki yüz yılı etkileyeceğini" söyleyip ancak herkesin temkinli olduğuna dikkat çekti. Bunun nedenini, "Son yüz yıldır devletin Kürtlere yaptıkları, Kürtlerin devlete isyanları nedeniyle iki taraf da birbirine güvenmiyor, güvenemiyor. Bu, tarihsel neden. Önümüzde önemli bir seçim ve anayasa değişikliği olasılığı var. Siyasi ittifaklar, kutuplaşmalar ve siyasi hesaplar nedeniyle de taraflar birbirlerine güvenmiyor. Bu da güncel neden" diye açıkladı.

“Paradigma değişikliği”

Yazısında "paradigmanın değiştiğini" söyleyen Demirtaş, "Kürtler kendi ayrı devletlerini kuramadılar, Türkiye’nin her yerine yerleştiler, Türkiye’ye entegre oldular. Devlet de Kürtleri eritemedi. O halde Kürtlerin devlet talebini, devletin de bölünme korkusunu ortadan kaldıracak yeni paradigmanın en açık kavramsal içeriğini ortaya koyalım: Türkiye Cumhuriyeti devleti, Kürtlerin de devletidir" ifadelerini kullandı.

"Bize düşen barış için çalışmaktır"

Abdullah Öcalan ve Devlet Bahçeli'nin "cesareti ortaya koyarken büyük risk almaktan çekinmediğini" söyleyen Demirtaş "Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu iradenin arkasında durarak risk alıyor ve çözüme öncülük etmekten geri durmuyor. Aynı şekilde, Cumhuriyetin kurucu partisi CHP’nin Genel Başkanı Özel de tüm şerhleriyle birlikte çözümün parçası olmaktan çekinmiyor. Her ne kadar hapiste de olsak, çok kısıtlı olanaklara rağmen bize düşen de barış için çalışmaktır" diye ekledi.

"Kürtler, Kürt kalarak devlete entegre olacak"

"Bunların benim kişisel görüşüm olduğu akıldan çıkarılmasın" diyen Demirtaş, özetle şunları kaydetti:

"Kürtler de kendi kimlikleri, dilleri, kültürleriyle Türkiye Cumhuriyeti’nin birinci sınıf yurttaşı, sahibi olacaklar. Geçmişteki gibi dillerini, kimliklerini saklamak zorunda kalmadan, fişlenmeden, ayrımcılığa uğramadan, korkmadan ve Kürt olarak, Kürt kalarak Türkiye Cumhuriyeti devletine entegre olacaklar. Bu konularda zaten önemli mesafeler de kat edildi.

…Devlet de artık tekçi resmi ideolojiyi tümden bir kenara atarak Kürtlere tüm kapıları sonuna kadar açmalı; Kürtlerin diline, kültürüne, kimliğine saygı duymalı, bunları anayasal ve yasal güvence altına alarak eşit yurttaşlık temelinde entegrasyona zemin yaratmalıdır.

Benim yeni paradigmadan anladığım budur, Erdoğan’ın ve Bahçeli’nin arkasında durduğu irade de Özel’in 'Kürtlere devlet vaat ediyorum' söylemi de Öcalan’ın çağrısı da budur."

"Devlet cezaevlerinin kapılarını bir an önce açmalı"

"Bu nedenle Öcalan kesin ve kararlı bir tavırla PKK’ye kendini feshetme çağrısı yapmaktan çekinmedi. Çünkü insan kendi devletine silah sıkmaz, sıkmamalı. Devlet de kendi asli yurttaşına ayrımcılık, zulüm yapmaz, yapmamalı. Cezaevlerini tıka basa doldurmamalı, kapıları bir an önce açmalı.

Yeni Türk–Kürt ittifakı bu temelde şekillenip gelişecek ve bu yeni durum Suriye, Irak ve İran Kürtlerini de olumlu etkileyecek. Artık hiçbir Kürt, bulunduğu devletin de Türkiye’nin de karşıtı, düşmanı, tehdidi olmayacak. Türkiye gibi büyük ve güçlü bir devlet de esasında bütün Kürtlerin devleti olacak.

…Türkiye Cumhuriyeti devleti hepimizin devletidir, nokta. Bu anlamda Cumhuriyeti demokratikleştirme görevi de hepimizindir, nokta.

Gerisini el birliğiyle, gönül birliğiyle adım adım hep birlikte inşa edeceğiz çünkü artık silah, kan, acı aradan çıkmıştır. Önümüzdeki tek engel, eskiye olan bağımlılığımızdır; onu da cesaretle, yeni olana evrilteceğiz. Barışla hepimiz, hep birlikte kazanacağız."

"DEM Partinin herkesle görüşme ve seçim iş birlikleri yapma hakkı vardır"

"Hiçbir aşamada anayasa değişikliği, seçim, ittifak gibi konularda tek kelime bile konuşulmamış, bunun pazarlığı edilmemiştir.

Bununla birlikte, demokrasinin temel ilkelerini referans alarak DEM Partinin de herkesle görüşme, siyasi ve seçim iş birlikleri yapma hakkı vardır, bu hak meşrudur, anasının ak sütü gibi de helaldir. Bunun için kimseden izin almasına da gerek yoktur, olmayacaktır.

DEM Parti demokrasi, insan hakları ve temel özgürlüklerden taviz verecek bir parti değildir. Dolayısıyla tüm görüşme, uzlaşma ve ittifakları da bu temelde şekillenir." (Politika Servisi)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
İmamoğlu'nun gözaltına alınmasıyla ilgili Ömer Çelik: Bizim dosya hakkında bilgimiz yok. Siyasetçinin yapması gereken yargı sürecini beklemek.

Evrensel'i Takip Et