Yargıtay duruşmasında Dink'in avukatlarına engel
Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in katledilmesi hakkında açılan davanın sanığı Ersin Yolçu'nun duruşmalı inceleme talebi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nde duruşma yapıldı. Yolçu'nun avukatlarının yanı sıra Dink ailesi avukatları da duruşmada hazır bulundu. Dink ailesi avukatları temyiz incelemesinin katılanlar yönünden de duruşmalı yapılması talebinde bulundu. Talebi görüşmek üzere duruşmaya ara veren heyet, aranın ardından kararını açıkladı.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi Başkanı Ekrem Ertuğrul, temyiz incelemesinin hangi hallerde duruşmalı yapılacağının, usul ve kurallarının neler olduğunun, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'da düzenlendiğini hatırlattı. Yargıtay'daki temyiz duruşmasının ilk derece mahkemesiyle aynı olmadığını, burada yeniden bir olay yargılaması yapılmayacağını belirten Ertuğrul, duruşmanın sanık ve müdafinin temyiz dilekçesinde belirttiği hususlarla iddialarını sözlü aktarmasından ibaret olduğunu anlattı. Ertuğrul, ilk derece yargılamasına katılanların Yargıtay'daki temyiz duruşmasına da katılmalarının halen uygulanan ilgili kanunun maddelerinde öngörülmediğini söyledi. Bu nedenle katılan vekillerinin duruşmaya katılma ve sözlü beyanda bulunma taleplerinin oy birliğiyle reddine karar verildi. Başkan Ertuğrul, Dink ailesinin avukatlarına duruşmayı izleyici olarak takip edebileceklerini söyledi.
Yargıtay Cumhuriyet Savcısı, Yolçu hakkında verilen 12 yıl 6 ay hapis cezasının onanması yönünde görüş bildirilen tebliğnameyi aynen tekrar ettiğini belirtti. Ersin Yolçu'nun avukatı Feyzullah Şama ise mahkemede toplanan delillerin müvekkilinin yardım suçunu ispatlar nitelikte olmadığını savundu.
Heyet, Yolçu hakkındaki kararını 15 Mayıs'ta açıklamak üzere duruşmayı ertelerken, diğer 18 sanık duruşma talep etmediği için temyiz incelemesi dosya üzerinden yapılacak.
Duruşmanın ardından yazılı açıklama yapan Dink ailesi avukatları, mahkemenin sözlü beyanlarını sunmak amacıyla duruşmaya katılma talebinin reddetmesinin hukuka, Anayasa'ya ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu vurguladı. Adil yargılama hakkını düzenleyen anayasal hükümler ile AİHS 6. maddesi dikkate alındığında müdahil tarafın duruşmada kendisini temsil etme hakkı olduğunu ve bu hakkın ellerinden alındığını belirten avukatlar, "Mahkeme gerekçesini oluştururken Anayasa'yı ve Uluslararası sözleşmeleri dikkate almamıştır. Bilindiği üzere Anayasanın 90. maddesine göre uluslararası sözleşmelerle yasa hükümlerinin çelişmesi halinde uluslararası sözleşmelere üstünlük tanınacağına ilişkin hükmü dikkate alınmamıştır" dedi. (İSTANBUL)
Evrensel'i Takip Et