OSB’lerin merkezden Anadolu’ya göçü: İşçilerin dağıtılması aynı zamanda bir potansiyel
Mimar ve Umut Sen Sözcüsü Burcu Arıkan, OSB’lerin Anadolu’ya taşınmasının sebeplerini, bunun işçi sınıfı üzerinde yaratacağı etkileri anlattı.

Görsel: Midjourney/Fırat Turgut/Evrensel
Özlem Songül Abayoğlu
Organize sanayi bölgeleri (OSB) son süreçte hızlı bir biçimde Anadolu’ya taşınmaya çalışılıyor, arka arkaya yeni OSB planları çıkarılıyor. Mimar ve Umut Sen Sözcüsü Burcu Arıkan, OSB’lerin Anadolu’ya taşınmasının sebeplerini, bunun işçi sınıfı üzerinde yaratacağı etkileri anlattı.
Fotoğraf: Kişisel arşiv
OSB’leşme sürecinin 1966’da başladığını söyleyen Arıkan, ‘Organize Sanayi Bölgeleri Kurma Fonu'nundan yapılacak ikrazlara ilişkin yönetmelik' ile Anadolu’da sanayileşme hareketinin başladığını söylüyor. Arıkan, “OSB’lere arazi üretilmesi ve teşvikler, krediler verilmesiyle süreç başlıyor. Aslında İstanbul’da sanayileşmenin yoğunlaşmasına karşı bir hamle Anadolu’yu sanayileştirme projesi” diye konuştu. Ancak bunun zaman aldığını belirten Arıkan, “1976-1977 yıllarında Artvin, Bilecik, Çorum gibi pek çok şehirde sanayi bölgeleri kurulmasına dair kararlar çıkıyor. İlki 1962’deki Bursa OSB. 1962-2002 arasında 70 OSB kurulurken, 2003 ve 2019 arası 120 OSB açılıyor” dedi.
"Devlet sanayileşme ve kentleşmeyi beraber yürütüyor"
1980-1990 yılları arasındaki özelleştirme süreçlerinin etkisinin büyük olduğunu söyleyen Arıkan, “Anadolu’ya sanayinin yayılması için ulaşım ağlarının da yayılması gerekiyor. Dolayısıyla başlangıçta, daha çok ulaşım altyapısı uygun yerlerde yoğunlaşılırken AKP artık ‘Bugün OSB olmayan şehir kalmadı’ diyor. Bunun bu süreç içerisinde lojistik ağların tamamlanmış olmasıyla çok ilgisi var” ifadelerini kullandı.
Arıkan’a göre OSB’lerin Anadolu’ya kurulmasının pek çok nedeni var: “Kendi sitelerindeki yanıtları sanayinin disipline edilmesi, şehrin planlı gelişmesi, sanayinin yayılması yönünde. Bu bölgelerin devlet gözetiminde ama kendi organlarınca yönetilmesi aslında. Bu maddelerden özetle şunu anlıyoruz, devlet sanayi bölgelerinin yayılmasına, kurulmasına şehir planlamayla birlikte bakıyor. Bizim kapitalist kent dediğimiz kentin kurucusu aslında sanayileşme. Genelde zaten sanayilerin ya da madenlerin etrafına kurulur yerleşimler. İşçiler buraları aslında bir yerleşime dönüştürür.”
"Büyük kentler işçiler için yaşanmaz hale geldi"
Anadolu’daki sanayi bölgelerindeki doluluk oranının yüzde 54’lere kadar düştüğünü vurgulayan Arıkan, “Bu projeler bir yanıyla OSB’leri doldurmaya yönelik bir çaba. Kentlerin aşırı pahalılaşması, işçi sınıfı için büyük kentlerin yaşanmaz hale gelmesi de bir başka tarafı. Kentlerde yaşamayı kolaylaştırmaya dair çok bir çaba da görmüyoruz. Şu andaki koşullar bunu zorlamak üzerine kurulu zaten. Bir sürü insan büyük şehirlerden taşınmak durumunda kalıyor” ifadelerini kullandı.
OSB’lerin pek çok tarım alanını yutması da plan dahilinde. Arıkan’a göre bölgenin geçim kaynaklarını yok etmek, OSB’ye uygun işçilerin yaratılmasında önemli bir etken: “OSB’leri doldurmanın bir yolu da tarım ihtisas OSB’lerine çevirmek. Bu 409 OSB’den 43’ü tarım ihtisas OSB. Agrobay gibi örneklerde de gördüğümüz gibi, topraksız bırakılan köylüyü bu OSB’lerde istihdama çeviriyorlar. Karadeniz’de gördüğümüz gibi çaydan gelir elde etmeyi zorlaştırarak OSB’lerin etrafına yığma stratejileri izliyorlar. Uzak KYK yurtları, şehir hastaneleri çok çeperde gelebilir. Ama aslında buraları yerleşim yerine çevirmeye yönelik adımlar atılıyor” dedi.
"'Suriye’nin yeni durumuyla hızlanacaktır"
Arıkan, OSB’ler ve ulaşım ağlarının bir arada görünmesini de önemli görüyor. Türkiye’yi aşan bir lojistik ağa dikkat çeken Arıkan, “Bu işi yapanlar Türkiye’yi aşan bir planlama ile düşünür. Şimdi iktidar açısından Suriye’nin yeni durumuyla da bu işler hızlanacaktır” dedi.
Neoliberal politikaların OSB ve kent yerleşimlerinde etkisini anlatan Arıkan, sözlerini şöyle bitirdi: “Anadolu’da sanayileşme süreci ve bununla gelişen bir sürü başka faktörle birlikte artık AKP döneminde, yani neoliberalleşmenin en üst aşamasına gelinen dönemde bu işlerin hızlandığını görüyoruz. Bir sürü küçük küçük kent oluşacaktır bütün bu sanayi bölgelerinin etrafında. Engels şöyle der: ‘Paris’teki yoksul dar sokakları yıkarken aslında dar sokakları yok etmek değildir amaçları, orada yeni bir rant alanı açmak ve yoksullar için yeni dar sokaklar üretmektir.’ Merkez ve çeper sürekli böyle yeniden oluşur. Şimdi de bu bir dağılma ve yayılma potansiyeldir bu. Yani bütün Anadolu’da işçi havzalarının örgütlenmesi için böyle bir durum var önümüzde. Yani önümüzdeki sürece mekansal açıdan da işçi sınıfının örgütlü mücadelesi açısından da bu perspektiften bakmak lazım.”
Evrensel'i Takip Et