Malatya Sanayi Sitesi esnafı: Yerinde dönüşüm istiyoruz

Malatya Sanayi Sitesi’ndeki esnaf, depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen hala ağır hasarlı dükkanlarda çalışmak zorunda kalırken, yetkililerin "yeni sanayi alanına taşıma" planına işyerlerinin sayısal olarak yetersiz, uzak ve küçük olması nedeniyle karşı çıkıyor. Yerinde dönüşüm talep eden esnaf şehir merkezindeki sanayi sitesinin korunmasını istiyor.

Taşınmak istenen esnaf sayısının üç bin civarında yapılan işyeri sayısının ise 700 olduğunu, giden esnafın orada iş yapamayacağını belirten Mahir Karakaya, şunları söyledi:

“Sorun çok. İkinci yıla girdik bu gördüğünüz atölyenin hepsi ağır hasarlı. Bu ağır hasarlı dükkanlarda ne kadar çalışacağız? Genel olarak bize söylenen 'Size yeni bir sanayi yapacağız, sizi oraya götüreceğiz.' Biz de diyoruz ki iki yıldır idare ediyoruz. Şimdi dükkanlarımızı acilen yıkıp yerinde dönüştürelim. Yeni yapılacak sanayide profesyonel şekilde yapılsın. Hazır olduğunda gitmek isteyen arkadaşlar olacak. Gitmek isteyenler gider ama genel anlamda bir an önce bu dükkanların yıkılıp yerinde dönüştürülmesini talep ediyoruz. Şu anda biz ağır hasarlı dükkanlarda çalışıyoruz. Yetkililer bize dayatma yapıyor. Yeni yapılan sanayiye gidip incelediğimizde 700 dükkân var. Halihazırda burada üç bin dükkân var. Yani ilk etapta bizi yıkıp 680 dükkânı oraya götürmeyi planlıyorlar. İlk etapta götürdükleri zaman, geride kalan iki bin 400 dükkân ne olacak?"

February 2, 2025

"ZENGİNLERE PEŞKEŞ ÇEKİLMESİN"

Tepkisini “Bize kimse sahip çıkmıyor, buraları zenginler peşkeş çekmek istiyorlar” sözleriyle dile getiren esnaf Ercan Sarıca mağduriyet yaşadıklarını anlattı:

"Bu sanayi, burada büyük zengin iş adamlarına peşkeş çekmek istiyorlar. Belediye başkanları olsun, milletvekilleri olsun, kimse bize şu anda sahip çıkmış durumda değil. İki buçuk sene oldu depremin olduğu. Daha buranın ne olacağı, akıbeti bile belli değil. Bize yerinde dönüşüm verecekler. Bizi o tarafa götürüp de bize yer mi verecekler? O da muallakta. Daha o bile belli değil. Bizim şehir merkezinde hiçbir zararımız yok. Bugüne kadar zarar yoktu bu saatten sonra mı olacak? Esnafımızın yanında çalışan elemanları kimse düşünmüyor. Bu adamlar yazın bisikletle gelip gidiyorlar. Kışın minibüs. İki vardiya değişiyor. Saat altıda, yedide kalkıyor çocuklar bir saat sonra burada oluyor. Oraya iki saat önceden gece kalkıp gidecekler. Yani biraz daha bizi düşünüp, sanayinin esnafının böyle gelip bir istişare yapıp, onların fikrini almaları lazım. Bizim burayı böyle hızlıca kaldırıp da götürüp zenginlere peşkeş çekmeleri hiç de hoş değil. Zenginlere peşkeş çekilmesin."

"CEHENNEMİN UCUNA KİM GELECEK"

Esnaf Ömer Taner de "Buranın yerini kimse peşkeş çekilmesini istemiyoruz. Sivas yoluna taşımak istiyorlar. Tam cehennemin bir ucu. Nereye gidecek biz oraya? Esnaf ne yapacak? Burası merkez, köylüsü de geliyor, kentlisi de geliyor. Herkes kendi ihtiyacını gelip görüyor. Ufak bir malzeme lazım olduğunda geliyor. Nerede gelecek Sivas Caddesi’ne? Kim ne yapacak orada?" diyerek tepki gösterdi.

"BU PARAYI ÇIKARMAK MÜMKÜN DEĞİL"

60 yıllık torna ustası Bayram Fırat ise tepkisini “Daha bu deprem olmadan önce belediye buraya kancayı taktılar. Şehrin içi olduğundan. Madem dedim, burası şehir içinde kaldıysa, Babuhtu’daki dükkanları niye yaptırıyorsun? Şoför okulunu alacaklar. Aldıktan sonra da benden dört milyar, beş milyar, üç milyar, iki milyar para isteyecekler yer için. Peki iki milyar, üç milyarı buradayken şu esnafa deyin ki 'Siz bu parayı çıkarabilir misiniz?' Çıkarmaları mümkün değil. Biz isteyin ki burada yerinde dönüşüm yapalım” sözleriyle dile getirdi.

Sanayinin tamamının kaldırılmadığını ifade eden Faik Genç de “Şimdi daha önce Özhan sanayi yapıldığı zaman oraya gidenler tekrar aç kaldılar. Yeniden bu sanayiye geldiler ve yer bulamadılar. Şimdi bizi götürecek Sivas yoluna atacaklar. Biz orada mağdur oluruz. Nasıl gideceğiz oraya? Orada işimiz olmaz. Yani tamamını kaldırılsa yine neyse. Şuradaki sanayiyi kaldırmıyor. Mesela bildiğim kadarıyla marangozcular kaldırmıyor. Bir kısmı kalacakmış buralarda. O zaman da biz mağdur oluruz. Perişan oluruz. Tamamını kaldırsa gene neyse. Tamamını kaldırmıyor ki.” (ANKA)