10 Ocak 2025 03:46

Faciadan 11 ay sonra İliç: Faile muhtaç bıraktılar

İliçlilerin önemli bir bölümü büyük facianın failine bağımlılığı ortadan kaldırmak üzere devletin adım atmaması sebebiyle madenin yeniden açılmasını istiyor.

Faciadan 11 ay sonra İliç: Faile muhtaç bıraktılar

Fotoğraf: AFAD

Elif Ekin SALTIK
Erzincan

13 Şubat 2024’te tüm uyarılara rağmen kapatılmayan, kapasitesi artırılan Kanada-ABD ortaklığındaki Anagold Madencilik ile Çalık Holdingin ortağı olduğu altın madeninde yaşanan liç yığınının çökmesi ve 9 işçinin göçük altında kalması ile ülke gündemine oturmuştu İliç. İlerleyen süreçte 9 işçinin cenazesine ulaşılırken, geçen hafta facianın gerçek nedenlerini ve sorumlularını ortaya koymakta yetersiz kaldığı için tepki toplayan iddianame kabul edildi.

Facianın yaşandığı süreçte gazeteci, insan, jandarma, polis kalabalığının olduğu İliç ilçe merkezinde 11 ay sonra derin bir sessizlik hakim. Facia döneminde madenin giriş anahtarı olarak kabul edilen AKP’li Mustafa Gürbüz belediye başkanıyken 31 Mart seçimlerinde MHP’li Mehmet Elçi belediye başkanı seçilmiş. “O da AK Parti ilçe başkanıydı, MHP’ye geçti, davasına ihanet etti, hepsi aynı” diyor İliçlilerden biri. Bir diğeri ise “İktidar partisinden olsaydı bazı arkadaşların önü açılırdı” sözlerini sarf ediyor kinayeli.

İliç’e gittiğimizde ilk durağımız işçilerin çoğunlukla gittiği bir kahve oluyor. Kahvenin sahibi de madende çalışırken işten çıkarılanlardan. Konuşmaya çok yanaşmıyor ama içeride çalışmaya devam eden ya da işten çıkarılan işçilerin olduğu bilgisini veriyor. Bir iki masada oturan yaşlı, genç erkekler sorularımız üzerine başlarını oyundan kaldırmadan cevap vermeye başlıyor: “Ölülere para verdiler, diriler de tazminat aldı.” Ölenlerin ailelerine verilen tazminat için telaffuz edilen rakam 20-25 milyon aralığında. Bir ya da iki işçinin ailesi ölüm parasını kabul etmemiş söylenene göre.

“Maden açılacak mı?​” sorumuza kimi “Allah belasını versin madenin, kapansın gitsin” derken kimi de “Hayır, kapanmasın, açılmasını bekliyoruz” cevabını veriyor. Konuştuğumuz her bir insan facia yaşandığı zamanda İliç’in madenle birlikte nasıl adım adım çürütüldüğünü anlatırken, şimdi de değişen bir şey olmadığını, ilçedeki çürümenin aynen devam ettiğini gözlemliyoruz. Madenin üretimi durdurmasıyla birlikte tarım ve hayvancılık yapmaya başlayan bir elin parmaklarını geçmezken 10 bin nüfuslu ilçede madenin açılması için 3 bin imza toplandığı bilgisini veriyorlar.

İliç

Fotoğraf: Elif Ekin Saltık/Evrensel

‘HER ŞEY BİR ADAMA BAĞLI, BİR GECEDE AÇAR’

“Burada bir senede insanlık değişti. İnsanlık kalmamıştı, şimdi kahvede bir arada oturup oyun oynuyoruz” diyor biri ve devam ediyor: “Ben küçükbaş hayvan üreticisiyim, madenle hiç işim olmadı. Her şeyini madene bağlayıp mağdur olan arkadaşlarımız tabii ki var. Madenle bu iş olmuyor, baba mesleğine döneceksin.” Bir diğeri de “Maden niye kapansın? Açılsın ki biz de çalışmaya devam edelim. Her şeyimizi madene bağlamışız, madene muhtaç kalmışız” diyor. Kahvede madende çalışmaya devam eden bir işçi de var, sorularımıza yanıt vermiyor. “Öyle gidip geliyoruz işte” diyor sadece.

Kahvenin dışında devam ediyoruz sohbete, “Maden açılacak, buradaki insanlardan almayacaklar, dışarıdan insan getirecekler. Biz de hiçbir şey yapamayız” diyor biri. Tüm geleceğini madene bağlayan; ev, araba alıp borçlanan, taşeron firma kurup madene çalışan pek çok insanın bugün icra ile boğuştuğunu, vergi borçları çıktığını, esnafın iş yapamadığı için kan ağladığını, herkesin yavaş yavaş homurdanmaya başladığını anlatıyor yaşlı bir esnaf. Kendi inşaat, peyzaj, hurdacılık gibi işleriyle uğraşıyor: “Benim işim her yerde olur. Maden teklif verirse hâlâ kimi işlere gidiyoruz. Türklerin eline geçti, maden altüst oldu, gavurların elinde kalsaydı keşke. Gavur kardeşlerimiz adam! Çalık’tan sonra cıvımaya başladı iş, bu sonuç oldu. Maden mafyalaştı.” İliç kaymakamının yakın zamanda bilgilendirme yaptığını söylüyorlar, söyleyenlerden ortaya çıkan da nisan-mayıs gibi madenin tekrar faaliyete geçeceği. İtiraz eden bir İliçliye karşılık veriyor yaşlı esnaf: “Bir adama bağlı gardaş, siyaset değil mi? Tayyip ‘Ne yaptınız da kaybettirdiniz? Alın size ceza’ dedi. Şu an hakim de savcı da her şey de onun. Bir imza bitti, bir gecede açılır. Burayı Katarlılar alır büyük ihtimal. Davadan da hiçbir sonuç çıkmaz. Ezilen ezilir, yorulan yorulur, Araplar da gelir burayı yönetir.”

‘BUGÜN 10 BİN LİRA ÖDEYEMEZ DURUMDAYIM’

Madene taşeron olarak iş yapmaya başlayınca Mercedes kamyonet aldığını, üzerine de İstanbul Sarıyer’de ev aldığını belirten bir başka İliçli de “Bünyemde çalıştırdığım işçiler vardı, çıkarmak zorunda kaldım. Ciddi para kazanıyordum madenden. Birçok esnaf da öyle, kimse inkar edemez. Bugün 10 bin lira ödeyemez durumdayım bankaya” diyor. Arada madende daha 20 bin ton altın olduğunu, Anagold’un o altını almadan madenden çıkmayacağını söyleyen oluyor.

Dokuz yıl madende çalıştıktan sonra hayatında ilk defa hayvancılık yapmaya başladığını ifade eden bir işçi, inşaat işlerine de gittiğini belirtiyor ve “Madenle daha işim olmaz benim” diyor. Sonraki sözlerinde ise işçi alımındaki kafakol ilişkilerine işaret ediyor: “Kimi koyun aldı, kimi tarım yapmaya başladı. Ailesi burada kalıp başka madenlere çalışmaya gidenler oldu. Eğer buraya istihdam sağlayacak, buranın refahını yükselteceksen sorun yok fakat burayı baskı altına alıp dışarıdan insan getireceksen bu sıkıntı. Açık açık feodal bir yapı. Bir kuşu kafese kapatırsın sonra özgür bırakırsın ya ben şu an öyle hissediyorum. Birileri orada sefa sürecek, beni de piyon olarak kullanacak.”

‘TAZMİNATLAR, İŞSİZLİK MAAŞLARI, BİRİKİMLER TÜKENİYOR, TARTIŞMALAR O ZAMAN BAŞLAYACAK’

Kahveden ayrılıp facia zamanı sohbet ettiğimiz Mali Müşavir Metin Doğan’ın dükkanına uğruyoruz. Madene karşı olan İliçlilerden biriydi, faciada ölen Kenan Öz’ün de akrabası. “Hiçbir şey değişmedi” diye sözlerine başlayıp devam ediyor: “Parsel parsel satıyorlar çevreyi. Esnaf kan ağlıyormuş, ağlasın. Hayvancılık yapsın insanlar, bilmedikleri şey değil, eskiden tarımla, hayvancılıkla geçiniyorlardı. Şu an her şey durmuş vaziyette, hiçbir şey işlemiyor. Madenden rant sağlayanlar kendi içlerinde çekişmelere girdiler. İnsanlar verilen tazminatlar, işsizlik maaşları, geçmişteki birikimlerini tüketiyor şimdi, onlar da bitecek. Asıl ondan sonra başlayacak tartışmalar, kavgalar. Siz bir 6 ay sonra yine gelin, görün burayı.” Sohbet ederken Anagold bünyesinde çalışan genç bir işçi katılıyor bize: “Ufak işler oluyor, onları yapıyoruz. İki ağabeyim Çiftay işçisiydi, çıkarıldı. Madenin açılmasını, yeniden çalışmaya başlamayı bekliyorlar. İşe alınma durumlarını düşünmek bile istemiyoruz.”

İŞ BAŞVURULARI ALINIYOR

Facia sonrası kooperatif destek faaliyetlerini durdurmuş Anagold. Belediyedeki ödeneğini çeken firma Erzincanspor sponsorluğunu da sonlandırmış. Geçmişte işçilere ve ailelerine kırtasiye yardımı, kurban yardımı yapan, işçiye, ilçeye her tür imkanı sağlayan, elde ettiği kârın sadece bir damlasını harcayarak ilçeyi, insanları kendine mahkum eden Anagold’dan eser yok bugün.

Anagold Madencilik İş ve İşçi Geliştirme Merkezine de bakmak istiyoruz son olarak. Merkez bahçesinde bekleyen gençler var. “İçeride yetkili kimse var mı?​” sorumuza, “Var, iş başvurusu alıyorlar” karşılığını veriyor biri. Bilgisayarıyla masa başında iş başvurusu alan bir eğitim uzmanı karşılıyor bizi, masa üzerinde onlarca iş başvurusu dosyası var. Metalurji teknikerliği için iş başvurusu aldıklarını söylüyor uzman: “İşsizlik başladı, tazminat da tükenmeye başladığında madenin açılmasına yönelik daha çok talep olacaktır. Çok yoğun iş kolları var. Çiftay bin 500’e yakın işçi çalıştırıyordu. 100-150 kadar işçi kaldı şimdi. Anagold’da da kaza öncesi 750 kadar çalışan vardı, şimdi 431 kişi çalışıyor toplamda.”

Evrensel'i Takip Et