Türk-İş sorunları masada çözüyormuş

Türkiye Tekstil, Örme, Giyim Sanayii İşçileri Sendikası (Teksif) 18. Olağan Genel Kurulu dün başladı. Genel Kurulda konuşan Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, torba yasaya gerekli tepkileri örgütlemediği için Türk-İş yönetimine yönelik eleştirilerin haksız olduğunu savunarak, “Yasayı hazırlarken bizi muhatap almadılar ama biz sorunlarımızın çözümünü yine de masada aradık, Çalışma Bakanı Ömer Dinçer bize kulaklarını tıkadı, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ve Devlet Bakanı Faruk Çelik’le görüştük. Bakanlar da bazı maddelerin sakıncası ile ilgili ikna oldular. Biz bu yöntemi kullanarak birçok sorunu gün yüzüne çıkmadan zaten çözüyoruz” dedi.
Genel Kurulun yapıldığı Crowne Plaza Salonu, “Kıdem tazminatı tartışılamaz”, “Ekmek, barış, özgürlük”, “Taşeronlaşmaya, kuralsız ve güvencesiz çalışmaya hayır” pankartlarıyla süslendi.
Açılış konuşmasını yapan Teksif Genel Başkanı Nazmi Irgat, 2008 ekonomik krizinin en başta vurduğu sektörlerden birinin tekstil olduğuna dikkat çekti. Irgat, “Tekstil ve hazır giyimde iş yeri kapanmaları ve küçülmeler nedeni ile büyük üretim kayıplarının yanı sıra resmi rakamlara göre kayıtlı 204 bin, bir o kadar da kayıtsız çalışan arkadaşımız işini kaybetti” diye konuştu. Bu süreçte 17 bin Teksif üyesinin de işsizler ordusuna dahil olduğunu söyleyen Irgat, “etkin mücadele”lerine rağmen işten atılmaları durduramadıklarını iddia etti.

‘SEKTÖR GÖZARDI EDİLEMEZ’

Tekstil sektörünün istihdamı sırtladığını ve ülke ekonomisine her dönem kazanımlar sağladığını belirten Irgat, “Küreselleşme rüzgarında tekstil rekabet dışı kalacak” savıyla sektörün gözardı edilmemesini istedi. Krize rağmen tekstilde ihracatın yavaşlamadığını ifade eden Irgat, “Tekstil ülkesi Türkiye’de 22.5 milyar dolar olan ihracata karşılık, 11.9 milyar dolan ithalat yapılması doğru değildir. Düşük kur faizi politikası nedeniyle artırılan ithalat sektörün geleceğini de tehdit etmektedir” dedi. Özelleştirmenin zararlarını ilk olarak tekstil sektöründe gördüklerini bildiren Irgat, “Sümerbank’ların özelleştirilmesi tabir yerinde ise tam bir ekonomik cinayettir. Özelleştirmenin okul, su, yol olarak halka döneceği gibi iddialarla halkımız yanıltıldı, şimdi kapatılan işletmelerin iş almalarına bile engel olundu” diye konuştu.

‘TÜRKİYE ÖLÜMLÜ İŞ KAZALARINI ÖNLEMEK ZORUNDA’

Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu ise son 14 gün içinde yaşanan iş kazaları nedeniyle 25 işçinin öldüğüne ve Afşin’de hâlâ 9 işçinin toprak altında olduğuna dikkat çekti. “Bütün bunlar bir işarettir. Türkiye artık bir işçi sağlığı iş güvenliği acizliği içinde olduğunu kabul etmelidir” diyen Kumlu, devletin görevini yerine getirmeyerek, iş cinayetleri konusunda “çaresiz” kalmasını eleştirdi. Ölümlü iş kazalarının önlenmesinin zorunlu olduğunu ifade eden Kumlu, konfederasyon olarak bu konuda üzerlerine düşeni yapıp yapmadıkları konusuna ise değinmedi.

‘TORBA YASA’NIN SORUNLARI İÇİN ÇALIŞIYORUZ’

Torba yasaya yönelik de eleştirileri olduğunu bildiren Kumlu, yasaya karşı eylem yapmaktansa yasayı yapanlarla görüşerek, emekçilerin aleyhine hükümleri geri çektirme yöntemini benimsediklerini söyledi. Yasa hazırlanırken muhatap alınmadıklarını hatırlatan Kumlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’in Türk-İş’in taleplerine kulaklarını tıkadığını bildirdi.
Kumlu, “Biz de sorunlarımızın çözümünü başka yerlerde aramaya başladık. Ne yaptık? Madem Çalışma Bakanı bize kulaklarını tıkıyor, öyleyse çözümü diğer bakanlarda aradık. Sakıncalı bulduğumuz hükümler TBMM Genel Kurulunda kabul edilmiş olmasına rağmen, 11 Şubat 2011’de Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ve Devlet Bakanı Faruk Çelik ile bir araya geldik. Bakanlar bazı maddelerin sakıncası ile ilgili ikna oldular.
Nitekim Çiçek’in Başbakan ile görüşmesi sonuç verdi ve genel kurul görüşmelerinin son gününde, tekriri müzakere ile ‘evden çalışma ve uzaktan çalışma’ gibi esnek çalışmayı yaygınlaştıran maddeler ile ‘denkleştirme’ ve ‘Deneme sürelerinin uzatılması’na ilişkin maddeler geri çekildi” diyerek, neden eylem yapmadıklarını ‘açıkladı’. (Ankara/EVRENSEL)