"Çocukluğum 10 yaşında bitti!"
20 Kasım Çocuk Hakları Günü… Türkiye’nin dört bir yanında yüz binlerce çocuk, bugünü haklarından mahrum, atölyelerde, fabrikalarda, sokaklarda emekleri sömürülürken karşılıyor.

Fotoğraf: Eylem NAZLIER/Evrensel
Eylem NAZLIER
İstanbul
20 Kasım Çocuk Hakları Günü… Türkiye’nin dört bir yanında yüz binlerce çocuk, bugünü haklarından mahrum, atölyelerde, fabrikalarda, sokaklarda emekleri sömürülürken karşılıyor.
Esenyurt’ta bir oto sanayi sitesine gidiyoruz, havada keskin bir soğuk ve egzoz, yağlı metal kokusu. Bir yanda son model arabalar vızır vızır, bir yanda çocuk işçilerin elleri tıkır tıkır. Bir atölyede Umut ve Mert’le tanışıyoruz. Umut 16, Mert 17 yaşında. İkisinin de üzerinde yağlı, boyalı iş kıyafetleri, ellerinde yamalı iş eldivenleri. Arkadan bir kaynak makinesinin cızırtısı yankılanıyor.
DÜKKAN HAYALİ
Henüz 10 yaşındayken sanayiye gelmiş Mert, o günden beri de çalışıyor: “Derslerim kötüydü, babam da beni sanayiye getirdi. İyi ki getirmiş, abla… Şimdi görüyorum atanmayan öğretmenleri, üniversite bitirip işsiz kalanları. Meslek öğrenmek daha mantıklı. Sekiz yıldır buradayım. Ben işi öğrendim, kendime yer açacağım.”
Daha önce oto sanayide görüştüğümüz çocukların ifade ettiği gibi Mert ve Umut’un hayali de kendi dükkanını açmak. Umut yeni başlamış çalışmaya. Altı aydır çıraklık yapan Umut, işin zorluklarına alışmaya çalışıyor. Haftalık 3 bin lira kazanıyor.
Mert ve Umut’un günü sabah dokuzda başlıyor. Atölyede arabaların arasına karışıyorlar; kimi zaman boya yapıyorlar, kimi zaman kaporta düzeltiyorlar. İş akşam yedi gibi bitiyor ama bazen mesai uzuyor. “Zor olmuyor mu bu kadar erken kalkmak?” diye soruyoruz. Umut, “Artık bünyemiz alıştı” derken Mert ise “Kardeşim sabah altıda kalkıyor okula gitmek için. Hemen hemen aynı şey” diyor.
HAYATLARI SANAYİDE GEÇİYOR!
Haftanın 6 günü sanayideler, pazar günü ise izinliler. Umut, izin gününü genellikle dışarıda arkadaşlarıyla geçiriyor. Sinema, tiyatro sorduğumuzda “nadiren” diyorlar. En son sinemada izledikleri filmi ise hatırlamıyorlar.
Hayallerini sorduğumuzda Mert çıtayı “yükseğe” koyuyor: “Türkiye’nin en zengin ilk on kişisi arasında olacağım.” Umut ise gerçekçi: “Ben de kendi dükkanımı açıp işleri büyütmek istiyorum.”
Kışın çalışmanın soğuğa rağmen kolay olduğunu, sürekli hareket ettiklerinden üşümediklerini anlatıyorlar. “Arada ısınmak için sobanın yanına gidiyoruz, bu da dinlenmek için bize fırsat” diyorlar. Yazın ise terden bunaldıklarını ekliyorlar.
Mert’in çocukluk hayali futbolcu olmakmış. Ama erken yaşta sanayiye geldiği için bunun geride kaldığını söylüyor. Umut ise bir zamanlar doktor olmayı istiyormuş: “Okulu bırakınca bu hayal de bitti.”
"ESENYURT DIŞINA NADİR ÇIKTIK"
Esenyurt dışına pek çıkmamışlar. İstanbul’un turistik yerleri, tarihi mekanları onlar için yabancı. Sadece birkaç kez Taksim ve Galata’ya gitmişler. Tatillerde en fazla köye gittiklerini ifade ediyorlar. Yazın sıcak günlerinde ise tek kaçışları Büyükçekmece… Aldıkları ücreti genellikle ailelerine destek için harcıyorlar, bir miktarını da ileride atölye açmak için ayırıyorlarmış. Sanayi sitesindeki zorluklar, patronların sert tavırları, uzun çalışma saatleri… Hepsi onlar için normalleşmiş. Sigortalarını sorduğumuzda “yatıyor” diye geçiştiriyorlar, detay vermeden.
Mert’in sözleri sanayi sitelerindeki çocuk işçilerin genel duygusunun da özeti gibi: “Bazı insanlar işimizi zor buluyor ama bence normal. Biz alıştık. Bünyemiz alıştı abla, 10 yaşında sanayiye girdim. O zaman evet zordu, küçüktüm. Çocukluğum 10 yaşında bitti. Hep azarlıyorlardı ama şimdi alıştım, her şey bize kolay.”
İSTATİSTİKLERDE ÇOCUK OLMAK!
- Umut ve Mert emeği sömürülen milyonlarca çocuktan yalnızca ikisi. İstatistikler benzer koşulları paylaşan çocuk işçilerin durumunu ve çocuk yoksulluğunun boyutunu gözler önüne seriyor…
- FİSA Çocuk Hakları Merkezinin raporuna göre 2024’ün ilk 8 ayında 516 çocuk yaşamını yitirdi. 20 çocuk ölümü şüpheli. 40 çocuk ise çalışırken hayatını kaybetti.
- İSİG verilerine göre son 11 yılda en az 695 çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. MESEM’lerde çalışırken ölen çocuk sayısı ise 44.
- Adalet Bakanlığı verilerine göre 0-6 yaş arasındaki 759 çocuk anneleriyle birlikte cezaevinde kalıyor.
- Eğitim Reformu Girişimi raporuna göre zorunlu eğitim çağındaki yaklaşık 612 bin 814 çocuk eğitim dışında. Suriyeli ve diğer uyruklardan mülteci çocuklar dahil edildiğinde toplam sayı 855 bin 174’e ulaşıyor.
- TEPAV verilerine göre 0-17 yaş arasındaki 7 milyon 30 bin çocuk yoksulluk içinde. 2 milyonu derin yoksulluk yaşıyor.
- 2023’te 29 bin cinsel istismar şikayetinde bulunuldu. Soruşturmaların üçte birinden fazlası sonuçsuz kaldı.
Evrensel'i Takip Et