29 Mart 2013 09:20

Sivilleri katledenler hâlâ serbest

Diyarbakır’da 28 Mart 2006’da polisin kimyasal silahlarla öldürüldüğü iddia edilen PKK gerillalarının cenazelerine müdahalesiyle başlayan ve 4 gün boyunca bölgenin tamamına yayılarak çoğu çocuk 13 kişinin polis kurşunuyla ölmesiyle sonuçlanan olayların üzerinden 7 yıl geçti. Başbakan Recep Tay

Sivilleri katledenler hâlâ serbest
Paylaş
Cumhur Daş

‘SORUŞTURMA İZNİ VERİLMİYOR’

‘Failler bulunamadı’ gerekçesiyle savcılığın dosyalar hakkında daimi arama kararı verdiğini belirten Bataray, “Aslında deliller ortada olmasına rağmen bir sonuç alınamadı. Yani bu dosyalar kaldırılıyor ve hiçbir inceleme yapılmıyor. Zaman aşımı dolduğunda bu dosyalar düşürülecek” dedi.

DOSYALAR AİHM’DE

Dosyaları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıdıklarını ifade eden Bataray, “AİHM’de karar aşamasına geldik. Yaptığımız görüşmelerde Türkiye aleyhine hak ihlali kararı çıkmasını bekliyoruz” dedi.

Olaylarda sadece hayatını kaybeden 7 yaşındaki Enes Ata için geçen ay soruşturma izni çıkartabildiklerini söyleyen Bataray, “Sadece Enes Ata dosyası için savcı 2012 yılında birkaç güvenlik görevlisi hakkında soruşturma izni istedi. Ancak valilik soruşturma izni vermedi. Bizde Bölge İdare Mahkemesine itirazda bulunduk. İtirazımız kabul edildi ve soruşturma izni verildi. Bu izin geçen ay verildiği için henüz bir ilerleme yok. Diğer dosyalar için soruşturma izni istenmedi, hiçbir işlem yapılmadı. Açıkçası dosyalarda zaman aşımının dolması bekleniyor” dedi. Bölgede kolluk kuvvetlerinin şüpheli ya da faili olduğu olaylarda hiçbir şekilde yargılamanın yapılmadığı gerçeğine dikkat çeken Bataray, “Uzun yıllardır Türkiye’de yargı ve devlet tarafından cezasızlık politikası çok sistemli bir şekilde yürütülüyor. Çünkü güvenlik güçlerinin şüpheli olduğu hiçbir olayda dava açılmıyor açılsa da ceza çıkmıyor. Bu cezasızlık devam ettiği için maalesef benzer olaylar devam ediyor. İşte Roboskî ortada duruyor” şeklinde konuştu.

’28 MARTIN HESABI SORULSAYDI BUNCA KATLİAM YAŞANMAZDI’

İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici ise gazetemize yaptığı açıklamada, “Bu tür olayların aydınlatılması için çok mücadele ettik. Eğer 28 Mart’ın hesabı sorulsaydı belki daha sonra Diyarbakır ve bölgede güvenlik görevlilerinin halka karşı şiddeti bu düzeyde olmayabilirdi” dedi. Bölge’de 28 Mart olaylarından sonra da onlarca sivilin öldürüldüğünü hatırlatan Bilici, “Bunların hiç birinin hesabı sorulmuş değil. Devlet hesap sormuyor, soruşturmaya izin vermiyor, failler korunuyor. Suçüstü yakalananlar başka bahanelerle salı veriliyor. Umuyorum ki bu saatten sonra bir değişim olur” şeklinde konuştu.


‘KADIN DA ÇOCUK DA OLSA’ ÖLDÜRÜLDÜLER!

Muş’un Şenyayla ilçesi kırsalında 24 Mart 2006 tarihinde 14 HPG’linin yaşamını yitirmesinin ardından 6 HPG’li için Diyarbakır’da düzenlenen cenaze törenine polisin müdahalesiyle başlayan ve 13 kişinin öldüğü olaylar sırasında başta Başbakan Tayyip Erdoğan olmak üzere hükümet yetkilileri halka ateş açan polise tam destek verdi. Erdoğan’ın olaylar sırasında sarfettiği “Terörün maşası haline gelen her kim olursa olsun, kadın da olsa çocuk da olsa gereken yapılacaktır” sözleri hâlâ akıllarda. Olayların ardından adeta darbe görüntülerinin yaşandığı Diyarbakır’da asker ve polisler yürüyüşler yapmış, kentin bir çok sokağı tank ve panzerlerle kapatılmıştı. Olayları durulmasının dönemin İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu ile birlikte Diyarbakır’a giden Tarım Bakanı Mehdi Eker, “Güvenlik güçlerimiz, huzur ve asayişin sağlanması için her türlü tedbiri almıştır, almaya devam edecektir” demişti.


Gözleri açık, sol yumruğu sıkılı, çenesinde kan ve ağzı yarı açık şekilde görüntülendiği fotoğrafla hafızalara kazınan 8 yaşındaki Enes Ata’nın ölümü üzerinden 7 yıl geçtikten sonra savcılık şüpheli polisler hakkında soruşturma talebinde bulundu. Ancak Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak Enes Ata’yı öldüren polisler soruşturmaya izin vermedi. İHD Diyarbakır Şubesi Hukuk Komisyonu üyesi avukatlar Diyarbakır Valiliği’nin bu kararına karşı Bölge İdare Mahkemesi’ne başvuruda bulunarak itiraz etti. Mahkeme, 4 Aralık 2012’de elde ciddi bilgi ve bulguların bulunduğunu belirterek, şüpheli polisler hakkında soruşturma açılmasına karar verdi. Soruşturma izni ise ancak geçen ay verildi.


BİLANÇO: 13 ÖLÜ, 300 YARALI, 543 GÖZALTI

4 gün süren olaylarda; 13 kişi yaşamını yitirdi, 300’e yakın kişi yaralandı ve 500’ün üzerinde kişi gözaltına alındı. Diyarbakır Barosu’nun raporlarına göre, 543 kişi gözaltına alındı. Bunlardan 199’u 18 yaşından küçük çocuklardan oluşurken, bu çocuklardan 91’i, diğer 344 kişiden ise 278’i tutuklandı. Baro, gözaltına alınan çocukların tümünün sistematik şekilde işkenceden geçirildiği tespit etti.


Diyarbakır ve bölgede yaşamını yitirenlerin otopsi sonuçları yaşanan dehşeti gözleri önüne serdi. Diyarbakır’da yaşamını yitiren Tarik Atakaya, Abdullah Duran, Enes Ata, İsmail Erkek, Mehmet Akbulut, Mustafa Eryılmaz, Emrah Fidan, Mahsun Mızrak, İlyas Aktaş’ın vücutlarının çeşitli bölgelerine aldıkları kurşun ve gaz bombası kapsülü darbeleri sonucu; 78 yaşındaki Halit Söğüt’ün de darp edilmek suretiyle öldürüldüğü ortaya çıktı. Batman’da 3 yaşındaki Fatih Tekin isimli çocuk ile Mardin’in Kızıltepe ilçesinde Ahmet Araç ve Mehmet Sıddık Önder ateşli silah sonucu yaşamını yitirdiği ortaya çıktı.(Diyarbakır/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Gemi sökümde önlem alınmıyor, cinayetler bitmiyor

SONRAKİ HABER

Takvimi hiç kimse tutturamadı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...