Sömürüye karşı eşitlik için 1 Mayısa!
Esnek üretim, sigortasız, güvencesiz ve örgütsüz çalışma bir istihdam biçimi haline geldi. Kadınlar sendikalarda örgütlendikleri için işten atıldı, güvencesiz ve örgütsüz iş yerlerinde iş cinayetlerine kurban gitti. Emek ve meslek örgütlerinden kadınlar, tüm bu saldırılara dayanışmayı güçlendirmek, kadınların örgütlü gücünü büyütmek, kadın emeğini görünür kılmak amacıyla sürekli ve ileriye dönük bir birliktelik gerçekleştirmek noktasında ortaklaştı.
DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve Petrol-İş Sendikası üyesi kadınların ilk ortak etkinliği 8 Marta çağrı eylemi oldu. Bericap ve Campana’da direnişte olan kadın işçileri ziyaret ettiler. 19-20 Nisanda sağlık emekçilerinin grevine destek verdiler. 27 Nisanda 1 Mayıs 1977’de hayatlarını kaybeden kadın emekçiler için anma gerçekleştirildi.
Şimdi de tüm kadınları talepleriyle 1 Mayıs mitingine çağırıyorlar. Görüşlerini aldığımız TMMOB, TTB ve Petrol-İş’ten kadınlar, kadın emeğinin ev içinde ve emek piyasasında sömürülmesine karşı mücadele etmek, her türlü şiddete, baskıya, tahakküme karşı kadın dayanışmasını yükseltmek için 1 Mayısta olacaklarını bildirdiler.
Kadın sağlığını da metalaştıran özelleştirmeye hayır diyoruz
Lale Tırtıl, İstanbul Tabip Odası Kadın Komisyonu
Sağlık hizmeti verdiğimiz hastalarımız ve kendimiz için; öncelikle yaşama hakkını talep ediyoruz. Kadına yönelik erkek şiddetinin tesadüfi ve münferit olmadığını, kadın cinayetlerinin politik olduğunu, önlem almayan bütün kurumların suç ortağı ve azmettirici olduğunu ve bütün kadın cinayeti davalarında taraf olduğumuzu söylüyoruz. Kadın sağlığını da metalaştıran sağlıkta özelleştirme anlayışına karşıyız. Ücretsiz, eşit, nitelikli, güvenli ve ulaşılabilir sağlık hakkını savunuyoruz. İş güvencesinden yoksun kadınlara, ev kadınlarına, babadan ve kocadan bağımsız, ücretsiz sağlık güvencesi ve emeklilik hakkı istiyoruz. Çalışma hayatında kadına uygulanan taciz ve yıldırmanın etkin şekilde önlenmesini istiyoruz. Biz kadın hekimler; kadınları 1 Mayıs alanında dayanışmaya çağırıyoruz.
Emeğimiz ve geleceğimiz için…
Nedret Diner, TMMOB Istanbul IKK Kadın Komisyonu
“Mühendis, mimar, şehir plancı kadınlar da tüm sıkıntılardan payına düşeni yaşıyor. Bir yandan ailedeki bakım, eğitim, temizlik asli vazifeleri görülerek ev içi emekleri hiçleştiriliyor, diğer yandan iş yerlerinde aynı standartları taşıdıkları erkek meslektaşlarına göre daha düşük ücretlerle çalıştırılıyorlar. Sorunlar daha okul sıralarında başlıyor; stajlarda, kadın öğrenciye arazi çalışması, maden ocakları, şantiyeler yerine laboratuvarlar, bürolar gösteriliyor. Cinsiyet ayrımcılığı erkek mühendis arayan iş ilanlarıyla devam ediyor. İşten çıkarılacaklar listesinde ise ilk sıradalar. Doğanın verdiği üreme özellikleri bir aşağılanma vesilesi oluyor; hamile olmak işe yaramaz eleman olmaktır!
Bizler sektörlerimizde eşit koşullarda çalışmak, eş değer işe eşit ücret almak, yönetici kadrolarda yer alma hakkını da eşit olarak kullanmak istiyoruz. Meslek örgütlerimizde aktif mücadelede ön saflarda yer alan bizler yönetimde de söz hakkımızın garantisini istiyoruz. İşte bütün bu talepler için; emeğimiz için, geleceğimiz için 1 Mayısta alanlardayız!
Kadın işçi ‘eksik işçi’ değildir!
Necla Akgökçe, Petrol-İş Kadın Dergisi
Emeği ile geçinen kadınların 1 Mayısta istihdam alanındaki ortak talebi; muhafazakar politikalarla da beslenerek bir kadın istihdam modeli haline gelen esnek, yarı zamanlı, güvencesiz çalışma biçimlerinin ortadan kaldırılması. Kadın istihdamı esnek ve güvencesiz işlerle artırılamaz. İstihdamı artırmak için belli sektörlerde kota uygulamasına geçilmeli... Kadınların çalışması üzerinde büyük engel teşkil eden, iş yerinde cinsel taciz ve saldırıları, mobbingi takip edip, kadınlara destek olacak birimler oluşturulmalı. Mesleki eğitimlerden kadınlar eşit biçimde yararlandırılmalı. Kadınlar ILO temel sözleşmelerinde de yer alan “eş değerde işe eşit ücret” istiyor... Meslek hastalıkları ve risklerinin de cinsiyet temelli -kadınlar açısından- yeniden tanımlanması gerekiyor. Evde yaptıkları işler ve çocuk, hasta bakımı gibi işler kadınların yükünü ağırlaştırıyor. İş yerinde kreş yükümlülüğü kadın sayısı üzerinden değil kadın-erkek sayısı üzerinden hesaplanmalı. Ebeveyn izni uygulamasına geçilmeli. İşçi kadınlar çalışma hakları koca veya baba üzerinden tanımlanan, evde üç çocuğa bakmak için her an istihdam süreci dışına çıkabilecek olan “eksik işçiler” değildir. İşçi kadını eksik işçi olarak gören devlet politikalarına “hayır” diyoruz. Sendikalar da “işçi” ve “işçi ailesi (kadın)” ayrımı temelinde şekillenen, “aile politikalarından” kurtulmalı; işçinin bir cinsiyeti olduğu gerçeğini artık görmeli. Sendikalarda, meslek örgütlerinde, eşit hak ve eşit temsil istiyoruz.
Kadın ve erkeklerin ortak mücadele günü
Nebile Irmak Çetin, DİSK Kadın Komisyonu
Kapitalizmin emeğe yönelik saldırıları pervazıslaştıkça faturayı kadın daha çok sömürülerek, daha az ücret ile kuralsız ve güvencesiz çalıştırılarak, işsiz kalarak, yoksullaşarak, öldürülerek, taciz ve tecavüze uğrayarak ödüyor. Yine sistem muhafazakarlaştıkça kadın çalışma yaşamından kopartılıp evde erkeğin kölesi haline getiriliyor. Kadın çalıştığı iş yerinde, iş arkadaşı erkeğin, işveren erkeğin taciz ve psikolojik baskısını her an yaşıyor. Üyesi olduğu sendika ya da meslek örgütlerinde de cinsiyetçi politikaların baskısı altındalar.
Kadınlar kendilerini kurtaracak bir mehdi beklentisi içinde değildirler. Emeklerinin, kimliklerinin ve bedenlerinin özgürleşmesi için mücadele veriyorlar. Bu mücadeleyi daha da görünür kılmak için 1 Mayısa katılacaklar. 1 Mayıs kadın ve erkeklerin ortak mücadele günüdür. 1 Mayıs alanında DİSK’li kadınlar kendilerine yönelik her türlü sömürü, baskı ve şiddete karşı öfkesini haykıracak ve taleplerini dile getirecektir.
Öğrencilerimizle yan yana alanlarda olacağız
Aliye Dülger, Eğitim Sen 3 No’lu Şube Kadın Sekreteri
Biz eğitim iş kolunda yer alan kadınlar ders kitapları aracılığı ile aktarılan cinsiyetçiliğe; kadınlara dair olduğu vurgulanan iş bölümündeki ev içi emeğimizi değersizleştirmeye; okullarda yaratılan namus bekçilerine karşı alanlara çıkacağız. Bekaret ve hamilelik testine devlet eliyle ve meslektaşımız erkeklerce tabi tutulan öğrencilerimizle yan yana sesimizi güçlendirmek için 1 Mayısta alanlarda olacağız.
Kendi dilinde eğitim hakkı elinden alınmış öğrencilerimizin yüzüne bakabilmek için, parasız, demokratik, antimilitarist ve anticinsiyetçi bir eğitim adına kadın eğitimcilerin taleplerini dillendirmeleri gerektiğini düşünüyoruz. Farklı şekillerde biz kadınlara uygulanan her türlü ayrımcılığa, baskı, şiddet ve sömürüye karşı durmak; emeğimize, bedenimize ve kimliğimize sahip çıkmak için tüm eğitim emekçisi kadınlar, 1 Mayısta alanlarda dayanışmaya!
Evrensel'i Takip Et