Hükümet güven verici adımlar atmalı
Öcalan’ın çağrısı sonrası yaşanan gelişmeleri ve PKK’nin sınır dışına çekilme kararına ilişkin TBM tarafından “Barışa omuz verelim, sınır dışına çekilmenin güvenlikli ortamı sağlansın” başlığıyla Cezayir Toplantı Salonu’nda basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya aralarında Eşber Yağmurdereli, Ümit Aktaş, Yönetmen Özcan Alper, akademisyen Maya Arakon, eski bakan Ziya Halis, DEP eski milletvekili Sedat Yurttaş, Prof. Dr. Gençay Gürsoy, İstanbul Din Alimleri Derneği üyeleri ve geçtiğimiz aylarda tahliye olan Barış Grubu üyesi Hacı Çelik’in de bulunduğu birçok yazar, sanatçı, aydın ve akademisyen katıldı.
BARIŞA OMUZ VERELİM
Basın metnini okuyan TBM Sözcüsü Hakan Tahmaz, barışın somut adımlarla hayat bulacağını belirterek, çekilmenin güvenlikli gerçekleşmesinin, çözüm sürecinin belirleyeni olacağını söyledi. Oslo ve Habur sürecinde yaşananları hatırlatan Tahmaz, “Bu sorunu daha hassas kılmalıdır. Bu konuda sorumluluk hükümettedir. CHP de ikircikli tutumları terk etmelidir. Barış tüm yurttaşların meseledir” dedi. Tüm yurttaşları barışa omuz vermeye ve bu sürece katılmaya davet eden Tahmaz, “Barış ve çözüm süreci, geçmişle yüzleşmek, hakikatlerin araştırılması ve sosyal sorunların giderilmesi gibi bir dizi komisyonunun kurulmasını zaruri kılmaktadır” diye konuştu.
Ziya Halis, Kürt sorununun şiddetten arındırılarak çözüleceğinin ortaya çıktığını dile getirerek, “Kolay bir süreç değil bir planlama gerekiyor. Sabır ve zaman isteyen bir süre. Ayrıntılara takılmadan hedeflenen noktaya odaklanarak süreci hep birlikte götürmek gerekiyor” dedi.
KİBİRLİ DİL TERK EDİLMELİ
Hükümetin kibir dilini terk etmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Gençay Gürsoy ise, “Yapılacak şeyler var. Siyasi iktidarın attığı adımları da Kürt siyasi hareketinin attığı adımları da takdirle karşılıyoruz. Ama hükümetin kibir dilini değiştirmesi gerekiyor. Çünkü karşısında elinde eylem gücü olmasa bile koskoca bir halkın kitlesel talebi var” dedi. Muhalefetin de ürkek siyaset dilini değiştirmesi gerektiğini belirten Gürsoy, “Kötü senaryoları göz önünde bulundurmak lazım. Bir yerde çıkacak bir aksilik eskisinden çok farklı tepkilere yol açabilir. Barış süreci kana bulanabilir. Dolayısıyla bu çekilmeyi garanti altına alacak yasal çerçevenin bir an önce alınması gerekir. Hükümetin güven verici adımlar atması gerekmektedir” diye konuştu.
AŞIRI UMUT VE HAYALCİLİK İNFİAL YARATABİLİR
Maya Arakon ise, toplumda PKK’nin sınır dışına çekilmesi ile sorunun çözüme kavuşabileceği gibi bir algı yaratıldığına dikkat çekerek bu algının hatalı olduğunu vurguladı. Çözümün uzun ve aşamalı bir süreçle geleceğini kaydeden Arakon, “Barış uzun ve zorlu bir süreçtir ve kademeli olarak ilerler. Siyasal uzlaşma aşamasının ve hangi şartlarda ne şekilde silahların bırakılacağının görüşülmesi gerekiyor. Barış sürecinin çok çok başındayız. Aşırı bir umut ve hayalcilik en ufak bir çıkmazda toplumsal infial olarak yansıyabilir. Buna dikkat etmek gerekir” diye belirtti.
ALTYAPISI OLUŞTURULMALI
Yeni bir durumun ortaya çıktığını dile getiren Eşber Yağmurdereli ise buna göre öncelikle bunun hukuki altyapısının oluşturulması gerektiğine vurgu yaptı. Bir ülkede savaş bittiğinde hemen barışın başlamadığını belirten Yağmurdereli, “Savaş ve barış çok farklı şeyler. Bir yeni durum ortaya çıktığına göre bu durumun hukuki altyapısının öncelikle hazırlanması gerekiyor” şeklinde konuştu. Yazar Ümit Aktaş da, “Uzun, acı dolu, trajik yıllardan geçtik ve bugüne geldik. Ama yolun başlangıcındayız. Savaşmak kolay ama barışmak zordur. Bir açıdan aktif unutmayı tercih etmemiz gerekiyor. Helalleşmek için başka yolumuz da yok” dedi.
MECLİS YOL TEMİZLİĞİ YAPMALI
Süreci belirleyenin Kürt halkının demokratik hak ve özgürlüklerini arama inancı olduğunu ifade eden Sedat Yurttaş, “Yeterince savaşıldı. Müzakerenin demokratik yasal zeminde yapılacağı bir noktaya gelinecekti. Kürtler bir önceki yüzyılın Kürtleri değildir. Bu gözden kaçırılmamalıdır. Milyonlarca, harekete geçmeye hazır bir halk var. Kürt halkının demokratik ve siyasal yolla hak ve özgürlüklerine kavuşabileceği inancı sürecin belirleyenlerindendir” dedi. Şiddetle Kürt meselesinin bastırılamayacağının çıplak bir gerçek olarak ortaya çıktığını belirten Turttaş, “Meclis de yol temizliği denen adımları atmakla sorumludur. Yerel yönetimlere özerklik şartına konan çekinceler kaldırılmalı. Siyasi Partiler Yasası değiştirilebilir. TMK ve TCK’de değişlikler yapılabilir. Bunlar da Meclisin asli görevleridir” dedi.
HALKLAR AÇISINDAN ÖNEMLİ BİR SÜREÇ
Bu sürece vicdani ve insani olarak omuz verilmesi gerektiğini belirten Özcan Alper, “Bu ülkede yaşayan bir genç olarak süreç nereye varırsa varsın tek bir gencin ölmemesi uğruna bile bu sürecin yanında olmak gerekiyor. O yüzden süreç sadece Kürtler açısından değil tüm halklar açısından son derece önemli bir süreç” diye konuştu. (İstanbul/DİHA)
Evrensel'i Takip Et