30 Nisan 2011 13:58

Sendikalara karşı Haçlı Seferi

İşçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele günü 1 Mayısın kökeni ABD’de işçi sınıfına yönelik yapılan saldırılara karşı verilen mücadeleye kadar uzanıyor. ABD’li emekçiler 1886’da l Mayısın, kötü çalışma koşullarına karşı eşit işe eşit ücret talebiyle uluslararası  b

Sendikalara karşı Haçlı Seferi
Paylaş
Semra Çelik

Wisconsin Eyaleti’nin Cumhuriyet Partili valisi sendikalara karşı savaş açtı. Aslında bu savaş tüm ABD’de sürüyor. Wisconsin’deki saldırılara karşı eylemlere, sadece sendikalar ve üyeleri değil, sendika üyesi olmayanlar da katılıyor.  
Etkinliklerde koluna dayanışma yazılı bant takan Jerry Maciegewski, valinin şu sıralar öğretmen ve devlet memurlarıyla uğraştığını ama sıranın kendilerine de geleceğinin farkında olduklarını ifade ediyor.  Maciegewski, haftada altı gün valinin makamının bulunduğu Capitol’e gelerek  ellerindeki dövizlerle taleplerini dile getirmek için binanın önünde eylemler organize ediyorlar. Onun elinde herhangi bir döviz yok. Bakarsanız kendisiyle ilgili bir sorun da yok. Üzerinde üyesi olduğu sendikanın adı yazılı olan tişörtüyle dolaşan Maciegewski, bir metal işçisi. Saat ücreti 39 avrodan çalışıyor. Eylem yapma nedeni, kişisel değil, valinin çizgisi: “Sendikaları yok etmek, işçileri patronun eline teslim etmek isteyen vali seçimleri kaybedene kadar ben orada olacağım.” diyor.

Madison’lu vatandaşlar Capitol’u çok seviyor. Medisonlular pazar günleri binanın mermer döşeli odalarında, geniş bahçesinde dolaşıyor ve elini uzatarak ‘ileri’ diyen kadın heykelinin yanında resimler çektiriyorlar. İleri heykeli, Avrupa’da o dönemdeki devrim hareketlerine katılan ama başarısızlığın ardından Amerika’ya göçerek 1848 yılında Wisconsin eyaletini kuran Avrupalı göçmenlerin anısına dikilmiş. Capitol’un diğer tarafında ise köleliğe karşı mücadele etmiş Norveçli Göçmen Hans Christian Heg’in gümüş heykeli var. Heg, o zamanlar ilerici güçler arasında olan Cumhuriyetçi Partinin üyesiydi. Şimdiki vali ise Heg’in tam tersi özelliklere sahip. Yani ileriye değil, geriye gitmek; tarihin çarklarını geriye döndürmek istiyor.

Vali Scott Walker, geçen yıl zenginlere vergi hediyesi olarak, gelir vergisi oranını düşürmüştü. Şimdi de bütçede kısıtlamalara gitmeyi planlıyorlar. Bütçe açığını kapatma bahanesiyle eğitime, sosyal alana ayrılan devlet ödenekleri büyük oranda kesilecek. Kamu alanında çalışanların maaşlarının düşürülmesi için baskı yapan vali, TİS’lere ancak personelin yüzde 51’inin örgütlendiği sendikaların katılabilmesini savunan bir yasayı dayatıyor böylece sendikaları görüşmelerde devre dışı bırakmayı hedefliyor.

32 yaşındaki Sarah Manski, Madison Yüksek Ticaret Okulunda öğretmenlik yapıyor. Bu okul öğrencilerinin büyük çoğunluğunun sağlık sigortalarının olmadığı, ailelerinin gıda fişiyle ucuz besin maddeleri satın aldığı bir okul. Gençler, aile gelirlerinin nasıl gasbedildiğini kendi gözleriyle görüyorlar ve Sarah “Artık bıçak kemiğe dayandı” diyor,  Sarah, Wisconsin’de tasarrufa gerek olmadığını, valinin madenleri, suyu, kamu kurumlarını özelleştirmek için sendikaları güçsüzleştirmek, yok etmek istediğini söylüyor. Nüfusu 6 milyon olan Wisconsin eyaletinin çalışma yaşamıyla ilgili ciddi araştırmalarıyla tanınan bir üniversitesi var. Vali, bu üniversiteyi de özelleştirmek arzusunda ve buna karşı yükselecek mücadeleyi bastırmak için elinden geleni yapıyor. Profesörlerden biri, kamuoyuna, özelleştirme çabalarıyla Cumhuriyetçi Parti arasındaki ilişkiyi ortaya çıkaran bir e-posta attı. Bu olayın ardından ilgili resmi İnternet sayfası ve e-posta adresinin iptali  geldi.

AKLA GELMEYECEK MİSAFİRLER

Şubat ayında Capitol binası, akla hayale gelmeyecek kadar misafiri ağırladı. Binlerce insan mermer döşeli salonları işgal ederek darbuka konserleri verdi, sendika marşları hep bir ağızdan söylendi ve eylemciler polisin saldırısına tek yumruk olarak cevap verdiler. Senatodaki oylama sırasında 14 Demokrat Partili senatör emekçilerin karşı çıktığı ilgili yasayı oylamamak için şehirden kaçarak komşu Illinois eyaletine sığınmak zorunda kaldı. Polis onları geri getirmeyi reddettiği için yapılan oylamada Cumhuriyet Partisi kazandı ve vali, halka ve sendikalara karşı bir adım daha atmış oldu. Kararlaştırılan yasanın geçerli olup olmadığını ortaya çıkarmak için mahkemeye başvurmaya hazırlanan muhalifler, ev gezileri yaparak imza topluyor. Aydınlar ve devlet memurlarının eylemleri devam ederken köylüler de traktörlerine binerek Capitol’e doğru ilerlemeye başladılar. İşçi kooperatiflerinin yok edilmesi ve ellerindeki toprağın gıda tekellerine peşkeş çekilmek istenmesini protesto eden köylüler sadece toprakları için değil, kaybedecekleri sağlık sigortası için de öfkeliler.

Yıllarca politikacıların oyuncağı görevini üstlenerek itibarlarını kaybetmiş olan sendikalar birden bire uzun süredir kaybettikleri umudu buldular. Bu eylemlerin ardından sendikalar genç, modern ve dinamik yeni üyeler kazanarak TİS’lerde söz sahibi olmaya çalışıyorlar. Gençler sendikalara üye olarak, sokağa çıkarak gelecekleriyle ilgili kararlarda söz sahibi olmaya çaba harcıyorlar. Bu süreçte sendikaların bürokratik yapısının da sarsıldığına şahit oluyoruz. Sendika bürokratlarıyla ilgili olarak işçilerin asıl söz sahibi olmaları gerektiği tartışmaları alevlendi.  

Madison’un kafe ve meyhanelerinde şimdilerde ‘İşçi ailelerini destekliyoruz’ yazılı pankartlar asılı. Göçmen örgütü ‘Voces de la Frontera’, sendikaların en güvenilir mücadele ortağı durumunda. Valinin saldırıları, özelleştirme ve çıkışlar nedeniyle 22 bin üyesini kaybedebileceğini düşünen kamu çalışanları sendikası AFSCME Başkanı Marty Beil, verecekleri mücadele ile kaybedilen üyelerin yüzde 70’ini geri kazanacağına inandıklarını belirtiyor.

HEDEF SENDİKALARI GÜÇSÜZLEŞTİRMEK

Emekli Öğretmen Bruce Noble, saldırı bütçesinin onaylandığı 15 Şubattan beri her gün Capitol’e geliyor. Elinde ‘Walker’i devirin!’ yazılı döviziyle daire çizip duruyor. İçeri girerken metal detektörden geçirilmesine, zorla Capitol’den uzaklaştırılmak istenmesine, ‘Burası benim evim, beni evimden çıkaramazsınız’ diyerek tepki gösteriyor. Saldırılar sadece Wisconsin eyaletiyle ve Cumhuriyetçilerle sınırlı değil. Demokratların yönetimde olduğu birçok eyalette de yasa kapsamında kamu kurumlarını özelleştirme ve bu alanda örgütlü sendikaları güçsüzleştirme amacıyla ısrarlı adımlar atılıyor.

Ohio’da 360 bin kamu çalışanının Toplu iş sözleşmesi, grev vb. hakları gasbedildi. Tennessee ve Michigan’da da aynı içerikli yasalar çıkarıldı. Indiana’da sendikalardan çekindikleri için yasayı oylamak istemeyen senatörler komşu eyaletlere kaçtı. Maine’de vali, işçi hareketiyle ilgi sanat eserlerini müzelerden çıkarmak için harekete geçti. Örneğin Çalışma Dairesi duvarındaki, tekstil sanayiinde çocuk ve kadın işçi çalıştırılmasını gösteren resim silinmek isteniyor. Vali LePage, sendikacıların adlarını taşıyan salonların da yeniden adlandırılacağını bildirdi. Sendikacılara yönelik bu haçlı savaşı, Washington’a da ulaştı. Beyaz Saray, demiryolu sendikalarının havayollarındaki temsil hakkını ve memurların TİS haklarını yok etmek için oylama yapmaya hazırlanıyor. (DIŞ HABERLER)

ÖNCEKİ HABER

İstanbul'da blok adayları halkla buluştu

SONRAKİ HABER

1 Mayıs mücadele günüdür!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...