32. İstanbul Film Festivaline Bakış-3
Epizoda U Zivotou Beraca Zeljeza (Bir Hurdacının Hayatı) Yönetmen: Danis Tanovic
Festivale bizzat katılacak yönetmenlerden biri Danis Tanovic. (kendisini özellikle No Man’s Land filmiyle tanıyoruz.) Berlin’den Juri Büyük Ödülüyle dönen filmin amacını yönetmen, “Bosna Hersek’te Roman toplumu özelinde azınlıkların maruz kaldığı ayrımcılığı göz önüne sermek” olarak açıklıyor.
Syngué Sabour (Sabır Taşı) Yönetmen: Atiq Rahimi
Birçok ödülü künyesine takıp gelen Atiq Rahimi’nin bu yeni filmi, Afganistan’ı mekan seçmiş ve özellikle Afgan kadınlarının duruşunu sergilemek amacını gütmüş. Filmin adını üzerine alan ve simgeleştiren kişi, felçli kocasına bakan ve kocasını sabırla dinleyen otuzlu yaşlarında bir kadın. Film boyunca gelişme gösteren ve kadın kimliğini yeniden yaratan baş kahraman, Afgan kadınlarının ezilen değil, kendi kendini bulan ve dirayetini gösteren tarafını vurguluyor.
Jiseul, Yönetmen: Muel O
1948-1954 yılları arasında Jeju Adasında yaklaşık yirmi beş bin kişinin ölümüne sebep olan çatışmalardan yola çıkan film, geçtiğimiz aylarda yapılan Sundance Film Festivalinden Jüri Büyük Ödülüyle döndü. Savaşın saçmalığının altını kalın çizgilerle çizen bu filmin ıskalanmamasını diliyoruz.
Una Noche (Bir Gece), Lucy Mulloy
Yine bol ödüllü bir film var karşımızda. Amatör oyuncularla Küba’da çekilen ve ülkeden kaçmayı düşleyen bir gençlerin yaşamına odaklanan film, çıkmazdaki hayatların dramını yansıtıyor büyük perdeye. Yönetmenin filmin gösterimine katılacağını da ekleyelim.
The Rocket (Roket) Yönetmen: Kim Mordaunt
Özellikle yerel unsurların kullanımıyla dikkat çeken Roket, doğduğundan beridir lanetli olduğuna inanılan Ahlo’nun yaşamına tanık edecek izleyicileri. Yönetmenin ilk uzun metrajı olan film, sinemada pek kullanılmayan bir ülkede, Laos’ta, geçiyor.
Krugovi (Kesişen Hayatlar), Yönetmen: Srdan Golubovic
Bu yıl Sundance’den Jüri Büyük Ödülüyle dönen film, 1993’te Bosna’da başlayan bir hikâyeyi konu ediniyor. Tabiî ki yine savaş, yine yıkım ve geride kalanlar hikâyesi bu. Yinetmenin “suçluluk” üzerine bir film olarak tanımladığı Kesişen Hayatlar, bir çeşit hesaplaşma ve çatışma öyküsü sunuyor izleyiciye. Gösterimine yönetmenin de katılacağı bu filmi kaçırmamanızı diliyoruz.
A World Not Ours (Bu Dünya Bizim Değil), Yönetmen: Mahdi Fleifel
Sadece bu bölümün değil, genel olarak festivalin izlenmesi gerekenler listesinde bulunan film, Filinstinli olmak üzerine bir belge film. Özellikle toğlumsal hafızanın canlı tutulması, bellek yitimine izin vermemek adına üç nesildir sürgünde yaşayanların görüntü kayıtlarına hatta aile albümlerine yer verilmiş bu filmde.
Inch’Allah (İnşallah), Yönetmen: Anais Barbeau-Lavalette
Savaşla yüz yüze gelen insanların değişen yaşam öykülerine odaklanan filmin merkezinde Kanadalı genç bir kadın var. Cloe adlı kahraman, tanık olduklarıyla sarsılan ve kendini yeniden bulan bir kadın portresi çiziyor filmde. Yine savaşın sarsıcı yönünü anlatmayı seçen ve savaşın merkezindeki insan öykülerine odaklanan İnşallah, ilgiyi hak ediyor.
Küf, Yönetmen: Ali Aydın
Ülkemizden seçkiye katılan iki filmden biri Küf. Ercan Kesal’ın güçlü oyunculuğu ve ele aldığı hikâyenin insanı sarsan boyutuyla güçlü filmlerden biri. Aslında bu bir bekleyişin öyküsü. Demiryolu işçisi olan Basri’nin gözaltında kaybolan oğlunu bekleyişi... Bu yolla toplumsal bir yaraya değinen ve vicdanlarımıza seslenen bir film Küf’ü izlemenizi tavsiye ediyoruz.
F Tipi Film, Yönetmenler: Ezel Akay, Barış Pirhasan, Sırrı Süreyya Önder, Aydın Bulut, Hüseyin Karabey, Reis Çelik, İnan Altın, Vedat Özdemir, M. İlker Altınay
Görüldüğü gibi çok yönetmenli dokuz kısa filmden oluşan bir film F Tipi. Her yönetmen, ayrı bir göz olarak tutukluların tecrit haline çeviriyor kamerasını. Dolayısıyla her küçük film, büyük bir portrenin parçası olarak eklemleniyor birbirine ve ortaya izlenmeyi hak eden, yine vicdanlara seslenen bir film çıkıyor.
Evrensel'i Takip Et