22 Mart 2013 14:25

Bekle bizi İstanbul!

Türkiye Üniversite Öğrencileri Bağımsız İktisat Kongresi 7-8-9 Mart 2013 tarihlerinde Kocaeli Üniversitesi’nde gerçekleştirildi. Bu yıl 11.si düzenlenen kongreye 21 üniversiteden yaklaşık 250 kişi katıldı. ‘İktisat ve toplum’ başlığı altında toplanan kongreye, iktisat ekollerinden çalışma hayatına, Kürt

Bekle bizi İstanbul!
Paylaş
Adem Korkmaz

Türkiye Üniversite Öğrencileri Bağımsız İktisat Kongresi 7-8-9 Mart 2013 tarihlerinde Kocaeli Üniversitesi’nde gerçekleştirildi. Bu yıl 11.si düzenlenen kongreye 21 üniversiteden yaklaşık 250 kişi katıldı. ‘İktisat ve toplum’ başlığı altında toplanan kongreye, iktisat ekollerinden çalışma hayatına, Kürt sorunundan çevre ve topluma, Ortadoğu’dan Suriye’deki son gelişmelere, yeni YÖK yasa tasarsından üniversitelerdeki dönüşüme birçok konu tartışıldı.

Kocaeli Üniversitesi Ekonomi Kulübü’nün ev sahipliği yaptığı kongrenin belki de en dikkat çekici ve kötü yönü, kongrenin açılış konuşmacıları arasında rektör yardımcısı Hasret Çomak’ın olması idi. Hasret Çomak yaptığı konuşmada, Bologna sürecinin yararlarından bahsetmekle kalmayıp öğrencilerin siyasetle uğraşmamaları ve kongrede siyasi tartışmaların olmaması gerektiğinden bahsetti. Bu tutumu açıkçası beni saşırtmadı çünkü kongreden 1 hafta önce ‘siyaset’ yapan 34 öğrencinin okuldan yarım dönem uzaklaşmasına sebep olan soruşturmaları başlatanlardan biriydi. Açılış konuşması kongrenin yapısı ve misyonuna ters bir şeydi. Umarım bundan sonra yapılacak kongrelerde bu durumun yaşanmaması için dikkat edilir.

KONGRE DAHA KURUMSALLAŞMALI

Kongrede sunum yapan öğrencilerin çoğunun ilk defa sunum yapması, kongrenin hem iyi hem de eksik yönlerinden birisidir. İyi yönü; yeni öğrencilerin sunum yapması ve haberdar olması. Eksik yönü ise henüz biriken ve büyüyen bir kongre olmaması. Bu kongrenin kurumsallaşmasına da engel olmakta.
Gelelim sunumlara: özellikle Suriye ve Ortadoğu, çevre ve toplum ve kürt sorunu sunumlu oturumlara yoğun ilgi vardı. Aslında Türkiye’de ve dünyada yaşanan gelişmeler kongrede hissedildi desek abartı olmaz. Özellikle Suriye’deki ve Kürt sorunundaki gelişmelere ilişkin sunumlarda yoğun tartışmalar vardı. Hatta bu bazen tartışmalardan öteye de gitti denilebilir. Arap ayaklanmasının etkisi ile başlayan, Suriye’deki gelişmeler sonrasında emperyalistlerin oyununa döndüğü tartışılan Arap ayaklanmalarının tamamının bir emperyalist dönüşüm olduğu iddiasında olan sunum dikkat çeken sunumlar arasında idi.

YÖK YASA TASARISI TARTIŞILMIYOR

‘Egemen güçler ve tahamülsüzlük’ başlığı altında yapılan sunumlarda, Türkiye’de gazetecilik ve Kürt sorunu sunumları vardı. Yapılan sunumlarda Kürt sorununa dair yaşanan son gelişmelerle ilgili merak edilen yan, nasıl bir çözüm meselesi idi. Kürt ve Türk gençlerin çözüm yolları; sorunu çözmede henüz ortaklaşılmadığı ve tartışmaların uzunca süreceğini gösteriyor. YÖK yasa tasarısının tartışıldığı oturumda ise öğrencilerin konuya ilgisizliği ve henüz öğrenciler arasında tatışma konusu olmadığı anlaşılıyordu. Kongrenin eksik yanı olduğunu düşündüğüm bir diğer şey; krizle çalkalanan Avrupa ile ilgili sunumların olmaması idi.

Kongre tarihinin 8 Mart’a gelmesi, o gün yapılan tüm oturumlarda Dünya Emekçi Kadınlar gününün kutlanması güzel bir görünüm sağladı. Ayrıca kadın sorunu ile ilgili yapılan sunumlarda AKP politikalarının kadını eve mahkum ettiği ve kadına yönelik şiddetin artışında AKP politikalarının ve muhafazakarlığın rolünün olduğu tartışıldı. Kongrenin belki zaman belki de planlanma noktasındaki sorunu nedeniyle açık oturumlu forumların olmamasını eksikler arasında sayabiliriz. Bundan sonraki kongrelerde bunun üzerinde durulması önemlidir diye düşünüyorum.

İLK DEFA ALKIŞ GÖRDÜM

Kongrenin kapanışına gelen Prof. Fuat Ercan ve Prof. İzzettin Önder iktisadın sosyal bir konu olduğu ,sadece sayısal veri ve istatistiklerle ifade edilemeyeceği ve kitaplarda anlatılan iktisat eğitiminin doğru olmadığı, bu durumun insanların iktisada bakışının egemenlerin çizdiği sınırlar içinde kalmasına neden olduğunu ifade ettiler. Kongre sonrasında yapılan değerlendirme de ise; katılımın daha kalabalık olması gerektiği, sunumların niteliğinin daha iyi olması gerektiği tartışıldı. Şu bir gerçek: kongreye 7 yıldır katılan bir arkadaşımızın “Ben ilk defa bir kongrede alkış olduğunu gördüm.” demesi  kongreye katılanların memnun olduğunu ortaya çıkarırken, kongreye bir sonraki yıl mutlaka katılacağını belirtenler çoğunlukta idi. Değerlendirme toplantısında bir sonraki kongrenin İstanbul’da olması kararlaştırıldı ve kongre bitti. Bir sonraki kongrede görüşmek üzere…

ÖNCEKİ HABER

Kazanımı zafere dönüştürmek

SONRAKİ HABER

Gen bahçesi için mücadele, bizim için mücadeledir

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...