22 Mart 2013 06:11

'Sudan ucuz' sözü tarih oldu

22 Mart Dünya Su Günü dolayısıyla bir değerlendirme yapan Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Erol Kesici, ‘sudan ucuz’ kavramının geçmişte kaldığını belirterek, yakın gelecekte su savaşlarının yaşanacağı uyarısında bulundu. Bir kilo bu

'Sudan ucuz' sözü tarih oldu
Paylaş
Yusuf Yavuz

İNSAN DIŞINDAKİ CANLILARIN TÜRÜ AZALIYOR

Aşırı nüfus artışı, sanayileşme ve sera gazlarına bağlı olarak su kaynaklarının hızla kirlendiğini kaydeden Kesici, doğada insan dışındaki canlı türlerinin azaldığına dikkat çekerek bunun sorumlusunun insan olduğunu söyledi. ‘Sudan ucuz’ kavramının geçmişte kaldığını dile getiren Kesici, “Günümüzde artık su ‘sudan ucuz’ değil. Uzmanlar, bugün süren soğuk su savaşlarının, yakın gelecekte ‘sudan’ sebeplerden dolayı sıcak savaşlara dönüşebileceğini söylüyor” değerlendirmesinde bulundu.

BALIKLAR ARTIK FOTOĞRAFLAR VE MÜZELERDE

Daha çok kazanç uğruna canlı türlerinin yok edildiğini belirten Kesici, “Nerede o eski balıklar? Duvardaki fotoğraflarda, balık müzesinde. Göllerin kirliliğinin temel nedeni daha çok para kazanalım diye tarım alanlarında kullanılan yapay gübre ve tarım ilaçları değil mi? Su, artık yaşamsal bir ihtiyaçtan ziyade insanı potansiyel ve zorunlu müşteriler haline dönüştüren bir meta. Suyu ‘etinden sütünden faydalanabilir, para kazanılabilir’ hale dönüştüren kim? İnsan, suyu kendi yararına olmaktan çıkararak, önce onu kirletmiş, daha sonra da bu kirliliğinden kendisine yeni bir alan yaratmıştır. Su artık satılabilir ve temizlenmesi gereken bir maddeye dönüştürülmüştür” görüşünü dile getirdi.

PET ŞİŞEYE GİRDİ, EN SATILAN ÜRÜN OLDU

Suyun PET şişelere girmesinin yeni bir durum olduğuna değinen Kesici, büyük kentlerde 1990’ların başında, 2000 yılında ise her yerde en çok satılan ürünün su olduğuna dikkat çekti. Yetkililerin, içme suyu kaynağı olan Eğirdir Gölü’nün temiz olduğuna dair açıklamalarını anımsatan Kesici, “O halde insanlar neden musluk sularını içemiyorlar” diye sordu.

BİR KİLO BUĞDAY İÇİN 750 LİTRE SU GEREKLİ

Canlılardan tekstile, elektronikten tarıma dayalı sanayiye kadar bir çok alanda suyun çok gerekli olduğuna değinen Kesici, “Bir tişört için gerekli olan 250 gram pamuğun üretimi için 25 metre küp su gerekiyor. Bir kilo buğday üretmek için ortalama 750 litre su gerekiyor. Bir kilo et için de 10 bin litre su tüketiliyor. İnsan vücudunun yüzde 70’i, ineğin, koyunun, balığın yüzde 65-75,  elmanın yüzde 85’i, domatesin yüzde 95’i, ıspanağın yüzde 91’i, sütün yüzde 80-90’ı su. Suyun ne kadar temizse, yediklerin içtiklerin o kadar temiz, sağlığın da o kadar iyi” diye konuştu.

SU İYİ KULLANILMAZSA FELAKET GETİRİR

Su hakkının, hukuki metin ve yorumlarda, öncelikle ‘temel bir insan hakkı’ olan ‘yaşam hakkı’ kapsamında ele alındığına değinen Kesici, “Şüphesiz bu yaklaşım doğrudur, çünkü yaşam için her durumda gereksinim duyulan kaynakların başında su gelmektedir. 22 Mart Dünya Su Günü’nde insanlar gelecek nesilleri ve diğer canlıları düşünerek, suyu dikkatli kullandığında bolluğun bereketin, suyu iyi kullanmadığında; kıtlığın felaketin geleceği unutulmamalı” çağrısında bulundu. (Isparta/EVRENSEL)


GMO: DÜNYA GİDEREK DAHA SUSUZ KALIYOR

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Petek Ataman, 22 Mart Dünya Su Günü’ne ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, dünyada su kaynaklarının hızla kirlendiği ve tükendiğine işaret edilerek, “Başta iklim değişikliği olmak üzere çarpık kentleşme, aşırı nüfus artışı, sera gazlarındaki artış, tarımda bilinçsiz su kullanımı ve kontrolsüz/kuralsız sanayileşme dünyayı giderek daha ‘susuz’ hale getirmektedir. Ekolojik dengenin vazgeçilmez ögesi olan su; petrol gibi uluslararası ilişkilerde diplomatik bir konu ve üzerine savaş senaryolarının oluşturulduğu bir kaynak durumuna gelmiştir. Yine aynı nedenle; su piyasalaştırılmak ve kâr amacı haline getirilmek için gözleri kamaştırmakta; su ticarete konu bir meta halini almaktadır. Bu alanda da hızla özelleştirmeler yaşanmakta, su üzerindeki kamu denetimi ve suyun dağıtımındaki kamu payı özel şirketlere geçmektedir. Çevre yapısı, sosyo-ekonomik/kültürel yapı irdelenmeden kontrolsüzce yapılan binlerce HES yaşamı olumsuz yönde etkilemektedir” denildi.

SU İÇERKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ?

Açıklamada, güvenli suya ulaşımda tüketicilerin de yapmaları gerekenlerin şunlar olduğu kaydedildi: “PET şişelerdeki ve damacanalardaki sular, güneş ışığına maruz bırakılmamalıdır. Direkt ağız teması ile tüketilen şişe suları, açıldıktan ve içilmeye başlandıktan sonra kısa sürede tüketilmelidir. Evlerde damacanalarda kullanılan pompalar önemli oranda risk kaynağıdır. Bu pompaların sık sık temizlenmeleri ve değiştirilmeleri yerinde olacaktır. Apartmanlardaki su depolarının sıklıkla temizlenmesi gerekmektedir. Suya olan güvensizlik nedeniyle su arıtma cihazlarına yöneliş çok artmıştır. Ancak evsel su arıtma cihazlarının pazarlanması sırasında tüketiciye bilgi aktarımı konusunda zaman zaman yanlış yönlendirilmeler olabilmektedir. Bakım, temizlik, filtre değiştirme gibi konuların bu cihazlarda çok önemli olduğu unutulmamalıdır. Düzenli sıklıklarla analiz edilerek güvenliği kanıtlananlar dışında, kuyu suları, içme suyu olarak, mutfakta kullanma suyu olarak ve tarımsal üretimde sulama suyu olarak tüketilmemelidir. Mahalle, köy ve yol kenarlarında bulunan düzenli olarak analizleri ve kontrolleri yapılmayan güvensiz ve kontrolsüz su çeşme ve kaynaklarının kullanımı engellenmelidir.” (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Bingöl'deki su sorunu Meclis'te

SONRAKİ HABER

Kıbrıs’ta B planı görüşülüyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...