14 Mart 2013 12:29

‘Daha çok koruma yapılmalı’

Isparta Eğirdir’de bulunan Kovada Ulusal Parkı’nın da aralarında bulunduğu korunan alanların doğal sit statülerinin kaldırılması için verilen önergeye bilim insanlarından tepki geldi. AKP’li İl Genel Meclisi Üyesi Fevzi Özdemir, verdiği soru önergesinde korunan alanların sit alanı ve milli park ilan edildikten sonra hiçbir

‘Daha çok koruma yapılmalı’
Paylaş
Yusuf Yavuz

Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi’nden Yard. Doç. Dr. Erol Kesici ise, bu önergeye tepki göstererek, Kovada Gölü ve çevresinin “Yangında ilk kurtarılacak bölge” olarak görülmesi gerektiğini söyledi. Kesici, “İki- üç değil, eğer olanak varsa Kovada için bir çok başka koruma tedbiri alınmalı” dedi.

Bölgedeki köylerin gezilmesi durumunda çok sayıda modern konutun inşa edilmiş olduğunun görüleceğini kaydeden Kesici, “Yöre köylüleri koruma yüzünden ev yapamıyor” iddialarının gerçeği yansıtmadığını savundu. SİT kararının keçi yetiştiriciliğini yok ettiği yönündeki iddialara da değinen Kesici, bunun yalnızca korunan alanlarla ilgili değil, genel olarak orman kanunuyla ilgili bir durum olduğunu belirterek, bu iki kavramın birbirine karıştırılmaması gerektiğine işaret etti.

KORUMA DEĞİL KULLANMA

Bu tür iddiaların korumacılık anlayışından yana negatif bir ayrımcılık yaratacağına dikkat çeken Kesici, “Koruma-kullanma dengesi kavramının ‘koruma’ ilkesi hep ihlal edildi, ‘kullanma’ ilkesi ise sıklıkla uygulandı. Kovada Gölü insan eliyle yapılmış bir gölet değil, bugün oluşmadı. Milyonlarca yıl önce oluşmaya başladı. Neotektonik hareketlere bağlı oluşmuş Boğazova vadisinin, günümüze kadar karstik olaylarla şekillenen Eğirdir çöküntüsünün 3. kısmını oluşturan güney ucunun sularla kaplanmasıyla meydana gelen doğal  polye gölüdür. Yani doğanın ürünü, doğal bir miras. Başka yerde ev, bahçe, tesis yapabilirsiniz, ama yeni bir Kovada Gölü yapamazsınız” diye konuştu.

‘KOVADA GÖLÜ’NÜ HES’E SÜZGEÇ YAPTILAR’

Kovada kanalı çevresindeki soğuk hava depolarından atılan zehirli gazların gölün kirlenmesinde büyük bir etken olduğuna işaret eden Kesici, “bu tesisler neden hep kanalların kenarına kuruluyor, çünkü atıklarını kanala deşarz etmeleri daha kolay ve ucuz. Göstermelik arıtma tabelaları dikmekle de olmuyor. Layıkıyla çalışmıyor arıtma sistemi. En dayanıklı su canlılarından biri olan kaplumbağaların bile öldüğüne tanık olduk. Çünkü gölde ağır metaller birikiyor. HES açılınca santrale gidecek suyun temiz olması istendi. Eğirdir Gölü’nden gelen suyu önce Kovada göl çanağında dinlendirip süzülünce HES’e verdiler. Bir anlamda Kovada’yı HES’in süzgeci yaptılar” dedi.

‘BİZ EĞİTİM YAPMAK İSTİYORUZ’

Kovada Gölü ve çevresinin adeta bir Arboretum (doğa müzesi) niteliğinde olduğunu kaydeden Kesici, TÜBİTAK ve SDÜ işbirliğiyle her yıl dönemler halinde ülkenin farklı bölgelerinden gelen gönüllülere doğa eğitimi verildiği belirterek, “Bir kaç kişi büyük ölçekli ziraat yapacak diye korunan alanlar tahrip edilmemeli. Artık yeter! Ben ve benim gibi eğitimciler de bu tür alanları eğitim amaçlı kullanmak istiyor. Bizim de böyle bir talebimiz var. Her şey para demek mi yani? Biz de bu alanlarda öğrencilerimizle eğitim yapmak istiyoruz” dedi. (Isparta/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Kardemir'de kırmızı çizgi: Yüzde 42

SONRAKİ HABER

Bir İzmir klasiği; 'Boyoz'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...