26 Şubat 2024 13:57

Şiir misafirliği: Arjen Arî'nin dağlarının buluşması

Arî, şiirlerinin içeriğinin dağlar olmasının normal olduğunu anlatmak için dağlı diyor kendisine, şiirlerini dağın tepesinden halka doğru bırakıyor.

Şiir misafirliği: Arjen Arî'nin dağlarının buluşması

Arjen Arî | Fotoğraf: Mikael If / Wikimedia Commons ( CC BY-SA 3.0 )

Rezan DİLJEN

Van*



Eğer Kürt milletini üç kelimeyle anlatmam istense söyleyeceğim kelimelerden biri muhakkak dağ olurdu. “Diğer ikisini de siz söyleyin dert, keder, acı, yara, ağlayış, bağırış, derbederlik, katliam.” Coğrafyamız dağlardan oluştuğu için elbette dağlı bir topluluğuz fakat dağlayla olan ilişkimiz sadece coğrafyayla sınırlı değil. Dağ bizim için aşktır, unuttur, özgürlüktür, hayaldir, tabii bazen de acı ve derttir.

Dağla olan bu bağımız şairlerimizin de gözünden kaçmamış ve bunu şiirlerine yansıtmışlar. Rênas Jiyan da şiirlerini dağların doruğunda okuyan şairlerden biri

 “Ey dağ!

  Çırpın,

  Dövün,

  Çök

  Gençler senin ismine tutunuyorlar,

  Güvercinlerini sana uçuruyorlar,

  Senin endamına sığınıyorlar”

Selim Temo da dağdan el çekmemiştir ve dağlarıyla beraber yazmıştır:

“Benim de rüyalar üstünde sallanan bir dünyam vardı

Ben de söze aitim; işte anlatıyor kendisini sonuna kadar

Görüyorum ki dağlarımızla beraber biz

masal devleriyiz; ne Nil gerek bize ne de Fırat.”

Sonuç olarak dağ yıllar boyunca Kürt şiirine konu olmuş güçlü bir semboldür. Hatta Kürt şiirinin köşkü dağın üstünde inşa edilmiştir diyebilirim.

Zannediyorum Kürt şairleri arasında dağı en şok şiirlerine konu edinen kişi Arjen Arî. Arî, şiirlerinin birçoğunda farklı bağlamlarda dağ motifini kullanmıştır. Bazen bir aşk motifi olarak: “Ben nazlı, dağ nazlı, sen nazlı.” Dağ o kadar nazlı ki cümlede ikisinin arasına girmiş. Acaba dağa “nazdar” derken Arî neyi kast ediyor? İki köy arasında bulunan somut bir engeli mi temsil ediyor yoksa Arî'yi kendisine, özgürlüğe çağıran ve böylece onun sevgilisine kavuşmasına izin vermeyen bir nazdar, yani soyut bir imge mi dağ?

Burada durun ve düşünün; ne kadar üstü kapalı bir dille olsa da Arî, sevgilisiyle dağ arasında bir tercih yapmaya mecbur olduğunu söylüyor. Yani dağ o kadar değerli ki onu sevgilisiyle aynı derecede görüyor.

ANTİKOLONYALİST DAĞLAR VE BİRKAÇ SORU

Bazen de dağı Anti-kolonyalist bir sembol olarak kullanır Arî:

"Hangi beyzade senin yolunun üstünde duran,

Köpek havlıyor, kurt uluyor, kuş ötüyor

Zılgıt çal o saba rüzgarı gibi olan sesinle

Serhat dağlarını uyandır uykudan

Şemerilerin bu tepesini

Düşmanız ikimiz de, ben ve bu hükümet"

"Herekol'um ben; Herekol'um, yukarıdayım

Kaldır alnını, daha yukarıdayım"

Antikolonyalizmi dağdan daha iyi temsil edebilecek bir kelime yok, doğru. Her Kürt dağların eteklerine tutunmuş, elbette şair de dağlara tutunacak. Fakat şair annenin beyaz eteğine de, bir işçinin yırtık ayakkabısına da, on üç yaşındaki bir kız çocuğunun gelinliğine de, yaralı bir güvercinin sesine de, bir kelebeğin zikzaklı uçuşuna da tutunmalı. Yani alternatifler inşa etmeli; kendisini dağda, dağ ile boğmamalı.

Arjen Arî "Tembî" isimli şiirinde dağlılığını da ilan ediyor:

 "Ya kalbin kayalıklarını kazı

ya da tenha bir dağın eteğini

ayıptır; dağlı bir şairi mezara atıyorlar

sapsağır, dilsiz bir mezara

bir kasabanın kulaklarının dibinde"

ŞİİRLERİ DAĞIN TEPESİNDEN HALKA BIRAKMAK

Arî, şiirlerinin içeriğinin dağlar olmasının normal olduğunu anlatmak için dağlı diyor kendisine, okurların onu böyle tanımasını sağlıyor. Şiirlerini dağın tepesinden halka doğru bırakıyor. Bu dağlı şair elbette dağlara aşık da olacak, tıpkı sevgilisini över gibi dağları övecek:

"Hayran olduğum dağ

Kaftanlar, fistanlar bu kadar

göster

başka kimin endamına yakışabilir?"

Dağlı olan, dağlara hayran olan şair elbette lüzumlu-lüzumsuz her benzetmede dağları kullanacak:

"Yüreğim ayakta

yüreğim on dağ kadar"

"Her dağ bir aşkla tesmiye ediliyordu", Arjen Arî de her şiiri bir dağ ile isimlendirmişti. Kısacası Arjen Arî ve diğer birçok şair şiirlerini dağlarda büyütmüş ve dağlı bir dille söylemişlerdir. O dağa büyük bir görev ve sorumluluk yüklemiştir. Hemen hemen her sıkıntıda dağı çağırmış ve ondan kendisini şiirden kurtarmasını istemiştir. "Dağ" kelimesini kullanmadığında bile dağların isimlerini kullanarak şiirini inşa etmiştir; Sîpan, Nemrûd, Herekol, Cudî, Agirî gibi… İşte burada biraz durup birkaç soru sormamız lazım. Evet, dağ bizim için çok güçlü bir motif olabilir ama Kürt şairin elinde antikolonyal, aşka dair bir imge olarak dağdan başka hiç mi bir şey yok? Acaba yaratıcılık ufku mu dar? Acaba Arî “dağ” çeşnisini gereğinden fazla katarak şiirinin tadını bozmuş olabilir mi?

Elbette dağlı şairin ölümü de dağlarda olacak…

"Ben de ölüyorum bu dağda, sen de"

*Rêzan DİLJEN / Wan - Li Mêvandarîya Helbestê: Civata Çiyayên Arjen Arîyî* - Evrensel

Evrensel'i Takip Et