Şiir misafirliği: Arjen Arî'nin dağlarının buluşması
Arî, şiirlerinin içeriğinin dağlar olmasının normal olduğunu anlatmak için dağlı diyor kendisine, şiirlerini dağın tepesinden halka doğru bırakıyor.

Arjen Arî | Fotoğraf: Mikael If / Wikimedia Commons ( CC BY-SA 3.0 )
Rezan DİLJEN
Van*
Eğer Kürt milletini üç kelimeyle anlatmam istense söyleyeceğim kelimelerden biri muhakkak dağ olurdu. “Diğer ikisini de siz söyleyin dert, keder, acı, yara, ağlayış, bağırış, derbederlik, katliam.” Coğrafyamız dağlardan oluştuğu için elbette dağlı bir topluluğuz fakat dağlayla olan ilişkimiz sadece coğrafyayla sınırlı değil. Dağ bizim için aşktır, unuttur, özgürlüktür, hayaldir, tabii bazen de acı ve derttir.
Dağla olan bu bağımız şairlerimizin de gözünden kaçmamış ve bunu şiirlerine yansıtmışlar. Rênas Jiyan da şiirlerini dağların doruğunda okuyan şairlerden biri
“Ey dağ!
Çırpın,
Dövün,
Çök
Gençler senin ismine tutunuyorlar,
Güvercinlerini sana uçuruyorlar,
Senin endamına sığınıyorlar”
Selim Temo da dağdan el çekmemiştir ve dağlarıyla beraber yazmıştır:
“Benim de rüyalar üstünde sallanan bir dünyam vardı
Ben de söze aitim; işte anlatıyor kendisini sonuna kadar
Görüyorum ki dağlarımızla beraber biz
masal devleriyiz; ne Nil gerek bize ne de Fırat.”
Sonuç olarak dağ yıllar boyunca Kürt şiirine konu olmuş güçlü bir semboldür. Hatta Kürt şiirinin köşkü dağın üstünde inşa edilmiştir diyebilirim.
Zannediyorum Kürt şairleri arasında dağı en şok şiirlerine konu edinen kişi Arjen Arî. Arî, şiirlerinin birçoğunda farklı bağlamlarda dağ motifini kullanmıştır. Bazen bir aşk motifi olarak: “Ben nazlı, dağ nazlı, sen nazlı.” Dağ o kadar nazlı ki cümlede ikisinin arasına girmiş. Acaba dağa “nazdar” derken Arî neyi kast ediyor? İki köy arasında bulunan somut bir engeli mi temsil ediyor yoksa Arî'yi kendisine, özgürlüğe çağıran ve böylece onun sevgilisine kavuşmasına izin vermeyen bir nazdar, yani soyut bir imge mi dağ?
Burada durun ve düşünün; ne kadar üstü kapalı bir dille olsa da Arî, sevgilisiyle dağ arasında bir tercih yapmaya mecbur olduğunu söylüyor. Yani dağ o kadar değerli ki onu sevgilisiyle aynı derecede görüyor.
ANTİKOLONYALİST DAĞLAR VE BİRKAÇ SORU
Bazen de dağı Anti-kolonyalist bir sembol olarak kullanır Arî:
"Hangi beyzade senin yolunun üstünde duran,
Köpek havlıyor, kurt uluyor, kuş ötüyor
Zılgıt çal o saba rüzgarı gibi olan sesinle
Serhat dağlarını uyandır uykudan
Şemerilerin bu tepesini
Düşmanız ikimiz de, ben ve bu hükümet"
"Herekol'um ben; Herekol'um, yukarıdayım
Kaldır alnını, daha yukarıdayım"
Antikolonyalizmi dağdan daha iyi temsil edebilecek bir kelime yok, doğru. Her Kürt dağların eteklerine tutunmuş, elbette şair de dağlara tutunacak. Fakat şair annenin beyaz eteğine de, bir işçinin yırtık ayakkabısına da, on üç yaşındaki bir kız çocuğunun gelinliğine de, yaralı bir güvercinin sesine de, bir kelebeğin zikzaklı uçuşuna da tutunmalı. Yani alternatifler inşa etmeli; kendisini dağda, dağ ile boğmamalı.
Arjen Arî "Tembî" isimli şiirinde dağlılığını da ilan ediyor:
"Ya kalbin kayalıklarını kazı
ya da tenha bir dağın eteğini
ayıptır; dağlı bir şairi mezara atıyorlar
sapsağır, dilsiz bir mezara
bir kasabanın kulaklarının dibinde"
ŞİİRLERİ DAĞIN TEPESİNDEN HALKA BIRAKMAK
Arî, şiirlerinin içeriğinin dağlar olmasının normal olduğunu anlatmak için dağlı diyor kendisine, okurların onu böyle tanımasını sağlıyor. Şiirlerini dağın tepesinden halka doğru bırakıyor. Bu dağlı şair elbette dağlara aşık da olacak, tıpkı sevgilisini över gibi dağları övecek:
"Hayran olduğum dağ
Kaftanlar, fistanlar bu kadar
göster
başka kimin endamına yakışabilir?"
Dağlı olan, dağlara hayran olan şair elbette lüzumlu-lüzumsuz her benzetmede dağları kullanacak:
"Yüreğim ayakta
yüreğim on dağ kadar"
"Her dağ bir aşkla tesmiye ediliyordu", Arjen Arî de her şiiri bir dağ ile isimlendirmişti. Kısacası Arjen Arî ve diğer birçok şair şiirlerini dağlarda büyütmüş ve dağlı bir dille söylemişlerdir. O dağa büyük bir görev ve sorumluluk yüklemiştir. Hemen hemen her sıkıntıda dağı çağırmış ve ondan kendisini şiirden kurtarmasını istemiştir. "Dağ" kelimesini kullanmadığında bile dağların isimlerini kullanarak şiirini inşa etmiştir; Sîpan, Nemrûd, Herekol, Cudî, Agirî gibi… İşte burada biraz durup birkaç soru sormamız lazım. Evet, dağ bizim için çok güçlü bir motif olabilir ama Kürt şairin elinde antikolonyal, aşka dair bir imge olarak dağdan başka hiç mi bir şey yok? Acaba yaratıcılık ufku mu dar? Acaba Arî “dağ” çeşnisini gereğinden fazla katarak şiirinin tadını bozmuş olabilir mi?
Elbette dağlı şairin ölümü de dağlarda olacak…
"Ben de ölüyorum bu dağda, sen de"
*Rêzan DİLJEN / Wan - Li Mêvandarîya Helbestê: Civata Çiyayên Arjen Arîyî* - Evrensel
Evrensel'i Takip Et